Ayhan ONGUN
Seçimlere elli günden az bir zaman kala, siyasi partiler seçim beyannamelerini açıklamaya devam ediyorlar.
Bir vaat yarışına dönen beyannamelerde en çok dikkat çeken konu, tüm partilerin daha çok ekonomi ağırlıklı bir programla halkın karşısına çıkmaları oldu.
Görünen o ki, siyasetçiler halkın beklentilerinin ekonomi ağırlıklı olduğunu, geçim derdinin öne çıktığını fark ettiler ve programlarında özellikle de emeklilere yönelik bir dolu vaatlere yer verdiler.
Şimdi daha çok da iktidar partisi tarafından tartışmaya açılan konu, dar gelirliye, işçiye, memura, emekliye vaat edilen bu projelerin kaynağının ne olduğu!
Muhalefet açısından baktığımızda; artık vatandaşın soyut değerler üzerinden yapılan politikalara itibar etmediğini, geçimlik projelerin daha çok prim yaptığını görebilmiş olmaları önemli bir aşama.
İktidar tarafından baktığımızda; muhalefetin bu atağına karşılık pek de inandırıcı olmayan ve hatta kendi içlerinde de çelişkili ifadelere neden olan kaynak konusunda halk da karşılığı olmayan itirazlara yönelmeleri.
Kuşkusuz her projenin bir maliyeti vardır ve bunu karşılamak için kaynak yaratmak zorundasınız.
Ancak vatandaş gözüyle baktığımızda kaynağın nereden, nasıl sağlanacağından öte, önemli olan bu zorunlu ihtiyacının karşılanabileceği umudu ve ihtimalidir.
Keza, istendiğinde bu kaynağın sağlanması da öyle çok zor bir şey değildir. Yalnızca öncelikler ve tercihler de yer değiştirmeler olacak ve belki bu durumda kimileri biraz üzülecektir.
Toplumdaki bu işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluklara ilişkin duyarlılığı azami şekilde lehine çevirmek isteyen muhalefetin en önemli güçlüğü, güven sorununu henüz aşamamış olmasıdır.
İktidarın bu hamle karşısında uygulayacağı karşı atakların halkta mutlaka bir karşılığı olacaktır.
O nedenle muhalefet partilerinin, özellikle de CHP nin vaatlerin kaynağından çok niyet ve iradesini net biçimde ortaya koyması ve bu vaatleri yerine getireceğine halkı inandırması gerekmektedir.
Toplumdaki endişe, kaynağın bulunamamasından kaynaklı değil. Bu kaynakların doğru ve söz verildiği biçimde kullanılıp, kullanılmayacağına ilişkin olduğunu anlamaları ve bunu her fırsatta anlatmalarından kaynaklanmaktadır.
Ekonomik projelerin ötesinde demokrasi ve haklar konusu, yeni anayasa, barış; sanki ikinci plana itilmiş gibi görünüyor.
Oysa hepimiz biliyoruz ki, demokrasinin olmadığı, hukukun ve adaletin işlemediği, hak ve özgürlüklerin anayasal güvenceye alınmadığı bir ülkede, yalnızca ekonomik politikalarla insanları mutlu edebilmek mümkün olmuyor.
Doğası gereği HDP sosyal ve toplumsal projelere diğer partilerden daha fazla yer vermiş durumda.
Ancak onun da baraj gibi önemli, yaşamsal bir sorunu var.
Umarız, iktidar partisi dahil, diğer partilerin bu konudaki iki yüzlü politikalarına rağmen barajı aşarak mecliste temsil edilme olanağı bulur ve demokratik parlamenter sistemin yeni bir krize girmesi önlenmiş olur.
Aksi durumda yeniden parlamentonun meşruiyeti tartışmaları başlar ki, Türkiye'nin böyle bir kriz ortamına tahammülü de, dayanma gücü de yok.
Yazının başlığında da dediğim gibi, Türkiye bir yol ayırımına geldi.
Ya! Eşit yurttaşlık temelinde tüm yurttaşların barış içinde, bir arada yaşayabilmelerine olanak sağlayan bir demokratik sisteme kavuşacağız.
Ya da, geçmişte sıkça yaşadığımız, kin ve nefret söylemlerinin halkı esir aldığı, etnik çatışmaların yaşandığı, insanların yeni kamplara bölündüğü, korkularımıza yenik düştüğümüz bir kaos ortamına yeniden döneceğiz.
Oysa geleneksel toplum yapısı, tarihi ve kültürel değerleri, geçmişte çok kimlikli ve çok kültürlü yaşam deneyleri olan bir toplum olarak biz, savaşı değil, barışı; yokluğu ve yolsuzluğu değil, onurlu bir yaşamı fazlasıyla hak ediyoruz.
Siyasetçilerin bizim barış ve demokrasi umutlarımızı tüketmelerine, yerine getiremeyecekleri vaatlerle toplumu oyalamalarına, kendi kişisel hırs ve çıkarları uğruna yaşamımızı zindana çevirmelerine izin vermeyelim.
Onlara her fırsatta, liderlerin değil, halkın temsilcileri olduklarını, sorumluluklarını, görevlerini hatırlatmaya devam edelim.
Demokratik, özgür bir ülkede, onurlu yaşama hakkımızı siyasetçilerin kapris ve komplekslerine kurban etmeyelim.
Tarihi bir dönemece giren ülkemizde savaş çığırtkanlığı yapan kan emicilere inat, barışı istemeyi ve barışı konuşmayı, ısrarla ve inatla sürdürelim.
Barış ve demokrasiden başka seçeneğimiz yok.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020