Bekir AĞIRDIR
Birden çok Türkiye olduğunu yazdım son yazıda. Kastettiğim farklı eksenler ve katmanlarda birden fazla değerleri farklı olan kümeler oluştuğu. Bu farklı kümelerin hem değerler manzumesi farklı hem de ihtiyaç ve talepleri.
Gerek kültürel kimlikler üzerinden gerek hayat tarzları üzerinden gerekse de ekonomik sınıf bazında bu farklılaşmayı gözleyebiliriz.
Bu farklılaşmaların “iyi, doğru, güzel” tanımları da bunların referansları da farklı.
Bu saptama yalnızca bugüne dair de değil yalnızca. Neredeyse bu memleketin yüz yıllık siyasi ve toplumsal tarihi bu farklı değer setlerinin oluşum süreçlerinden ibaret.
Yaşanan siyasi rekabetler de darbeler dahil zaman zaman şiddet yoluyla düzenlenmeye çalışılanlar da bir değer setinin diğerlerine kabul ettirilmeye çalışılması bir bakıma.
Son yılların Ak Parti iktidarı etrafındaki tüm tartışmalar da buradan kaynaklanıyor. Yeni anayasa tartışmaları ve uzlaşı üretilemiyor oluşu da.
Cumhuriyet yeni bir değer seti ve kimlik oluşturmayı hedefledi. Bir bakıma başardı ve toplumun içinde kabaca üçte birlik büyüklükte bir laik, modern kimlik ve hayat tarzında olanlar ortaya çıktı. Ama hala toplumun içinde geri kalan üçte iki de bu kimlik ve değerler manzumesinden farklı olanlar var.
Bugün “biz” derken kapsamı da “iyi, doğru, güzel” referansları ve tanımları da farklı birden çok Türkiye var.
Ak Partinin de Kürt siyasetinin de beslendiği damarlardan birisi bu. Ak Parti iktidarı ilk iki döneminde ekonominin düzeltilmesi ve gelişmesi, kamu hizmetlerinin düzelmesi, çeşitlenmesi ve yayılması konusunda başarılar elde etti. Ama mesele bu yeni ekonomik ritme ve kapasiteye, değişen gündelik hayatın ritmine ve kimyasına uygun olarak devletin, yönetimin ve hukukun yenilenmesi meselesine gelince sorun çıktı.
Çünkü Ak Parti yalnızca kendi kimlik siyasetinden ve değer setinden bakarak devleti ve toplumu şekillendirmek isterken, CHP ve MHP’de kendi kimlik siyasetleriyle ve Cumhuriyet’in biçimlediği değer setiyle karşı çıktı.
Memleketin sorunu da tam bu. Bugün bir değer setini diğerine kabul ettirmek üzerine yapılan siyasetin terk edilmesi ve tüm farklı kümelerin bir arada yaşayacağı ortak, üst bir değer setinin ve ortak yaşamın kurallarının oluşturulmasıdır meselemiz. Demokrasi, demokratikleşme dediğimiz de budur.
Siyasetin dışından, gündelik hayattan bakarak bile devletin, yönetimin ve hukukun güncellenmesidir meselemiz. Anayasayı ve demokratikleşmeyi bu ihtiyaç üzerinden konuşunca aslında itirazlar son derece düşük. Kimliklerin değer setlerini birbirine kabul ettirmeye dayalı yeni bir anayasa konuşunca itirazlar ve dirençler son derece yüksek.
Ama ortada bir gerçeklik var, memleket bu gerilimleri, kutuplaşmayı, giderek karşılıklı şeytanlaştırmayı ve şiddete meyletmeyi kaldıramaz, sürdüremez.
Yeni bir üst değerlerde ve kurallarda uzlaşma üretebilmek için hem siyaset tarzlarının hem de yöntemin değişmesi lazım. Tüm bu tartışmaları biz aktörler üzerinden yürütüyoruz. A Partisi şunu yaptı, B bunu söyledi biçiminde her bir aktörün pozisyonuna, söylediğine, yaptığına kilitlendik. Buradan devam edemiyoruz artık.
Çünkü ne toplum ne de hayat bir kelimeye sığdırılabilecek kadar sığlık ve basitlikte. Aksine bugünün hayatı ve toplum çok daha karmaşık, çok boyutlu, çok eksenli, çok aktörlü, çok kimlikli. Her tür iç ve dış dinamik hayatta ve toplumda aynı anda çalışıyor.
Tek, tek bu dinamikleri, aktörleri veya boyutları anlamaya çalışabiliriz. Tıpkı son yıllarda şirketlerin kutsallaştırdığı birey gibi, tek tek birey davranışı üzerinden de siyasette olduğu gibi bir lider, bir parti üzerinden de açıklamaya çalışabiliriz.
Tıpkı bir motorun her bir parçasını anlamak, analiz etmek çabasına benzer çalışmalar yapar ve hatta oldukça anlamlı ve gerekli bilgiler üretebiliriz de. Fakat motorun parçalarının ya da her bir bireyin bilgilerinin toplamı bir motorun veya toplumun yapısını veya gerçekliğin tüm açıklamasını sağlayamıyor. Bütünü bütün yapan parçaların toplamı değil parçaların birbiriyle ilişkisi çünkü. Motoru motor yapan o parçaların birbiriyle ilişkisi olduğu gibi toplum da bireylerin toplamından değil, bireylerin ilişkisinden açıklanabiliyor artık. Artık “A veya B” olarak değil “A ve B” diye bakmak bütünü daha kolay anlamamızı sağlıyor. Yani eğilimleri, ilişkileri, bağlantıları aramak gerekiyor.
Bu nedenle ilişkiler, kültürel aidiyetler, inanç grupları, cemaatler, topluluklar, hemşerilik gibi farklı aidiyet, ilişki ve ağları anlamaya çalışmak daha önemli. Şimdiye dek bu ilişkileri ve genel olarak ülke ve toplumdaki değişimi partiler ve özellikle iktidar partisi üzerinden anlamaya ve anlamlandırmaya çalıştık çoğunlukla.
Hayatın ritminin hızlanması nedeniyle dünün cevapları bugünün soruları haline dönüştü. Artık ilişkileri, eğilimleri, “neden”, “niye”, “nasıl” sorularıyla beraber ele almak, toplumsal ve kültürel kodlarımızda, değer ve tutumlarımızda ve asıl önemlisi gündelik hayatımızda değişenleri ortaya çıkarmaya çalışmak ve yeni hayatın yeni ortak kurallarını oluşturmak gerekiyor.
Bugün bir demokratikleşme paketinin bu denli heyecanla beklenmesinin sebebi de bu. Hayatın dayattığı değişimi herkes bir biçimde hissediyor fakat siyaset marifetiyle bunu halledemiyoruz. Şimdi anayasanın en azından bu parlamento döneminde şimdilik yapılması olasılığı azalınca paket bu denli önemli oldu.
Pakette ne olacak? Nereye kadar neyi çözecek? Yarın göreceğiz. Benim önemsediğim ise pakette ne olduğu değil, paketin ardındaki zihniyetin gündelik hayat-siyaset-toplum-yönetim-devlet tanımlarında diğer değer setlerini de dikkate alan bir değişikliğin izlerini görüp göremeyeceğimiz.
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025