Berat ÖZİPEK
Türkiye’nin diktatörlüğe gittiğine gerçekten inanıyorlar mı, yoksa inanıyormuş gibi mi yapıyorlar?
Sahici bir korku mu bu, yoksa -Hegel’in Kantçı tanrı anlayışını eleştirmek için kullandığı benzetmedeki gibi- oyun oynayan çocukların önce bir korkuluk yapıp, sonra da hep birlikte ondan korkar gibi yapmak için anlaşmalarına benzer bir durum mu söz konusu?
HSYK, Twitter veya MİT Kanunu konusunda eleştirileri olmakla birlikte hükümetin bu düzenlemeleri yapmasını anlayışla karşılayan demokratlara kızanlar, onları “yandaş” veya “aymaz” olmakla suçlayanlar ve dikta tehlikesine işaret edenler, bu korkunun gerektirdiği şekilde mi davranıyorlar, yoksa korkar gibi yapanlara benzer şekilde mi?
Gelin HSYK düzenlemesi üzerinden buna bir bakalım.
HSYK örneği
17 Aralık’ta, yargı ve emniyet üzerinden kendisine yönelen operasyonu gören hükümetin önünde iki yol vardı.
Birinci yol, yargı ve polisin yaptığına direnmemek, sürece teslim olmaktı.
İkinci yol direnmekti. Bunun anlamı, kitabına uygun yürütülüyor görünen yargısal aktivizme karşı yasal düzenleme yapmak, yüksek yargıyı yeniden biçimlendirmekti.
Her ikisinin de maliyeti vardı ve bu müdahaleden, en az kötü sonuçla, yaralı olarak çıkabilirdi.
Teslim olmanın maliyeti alaşağı edilmek; direnmeninki ise, tam yolsuzluk soruşturmalarının ortasında bunu yapan bir hükümet olmanın damgasını taşımaktı.
O ikincisini seçti ve bu girişimden yaralı olarak çıkmayı tercih etti.
Aslında böyle olmayabilirdi.
Krizi herkes için fırsata dönüştürmeyi mümkün kılacak ideal bir formül elde vardı.
Hazır hükümet sıkışmışken, hem yolsuzluk soruşturmasını tüm tereddütleri bitirecek şekilde yürütecek, hem de bu fırsatla başta CHP olmak üzere, muhalefetin şikâyet ettiği mevcut HSYK yapısını geride bırakıp, daha önce mutabakat sağladıkları bir yapıyı hayata geçirmeye imkân verecek bir formüldü bu.
TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda dört partinin üzerinde uzlaştığı mükemmel bir “HSYK maddesi” vardı. Virgülüne dokunmadan, Komisyondaki şekliyle alıyorum.
Düz karakterle yazılı olanlar üzerinde uzlaşmanın olduğu kısımlar. İtalikler de gördüğünüz gibi öze ilişkin değil ve rahatlıkla aşılabilecek itirazları ifade ediyor.
Gelin önce bunu bir okuyalım. (Hukuki metin, sıkılırım diyenler, bu kısmı atlayabilirler, nasılsa aşağıda özetliyorum.)
______________________________________________________________
|
Hâkimler Kurulu
Madde 128. (1) Hâkimler Kurulu on bir üyeden oluşur. Kurul, kendi üyeleri arasından üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla bir başkan seçer. Adalet Bakanı gerekli gördüğü hallerde toplantılara katılır ve oy hakkı olmaksızın toplantılara başkanlık eder. (2) Kurul üyelerinin ikisi Yargıtay Genel Kurulu, ikisi Danıştay Genel Kurulu, ikisi meslekte on beş yıl çalışmış kürsü hâkimlerinin kendi aralarından liyakat ve başarı gibi kanunda gösterilen nitelikler dikkate alınarak her üyelik için gösterecekleri üç kat aday arasından TBMM tarafından seçilir. Yargıtay Genel Kurulu, Danıştay Genel Kurulu ve kürsü hâkimleri tarafından yapılacak seçimlerde her üye ve hâkim sadece bir adaya oy verir. Kurulun üç üyesi yükseköğretim kurumlarının hukuk, kamu yönetimi ve siyaset bilimi dallarında en az on beş yıl görev yapan öğretim üyeleri; ikisi mesleğinde fiilen on beş yıl çalışmış avukatlar arasından TBMM tarafından doğrudan seçilir. (3) TBMM, kurul üyelerini, üye tamsayısının üçte iki (AK Parti-BDP: beşte üç) çoğunluğunun gizli oyu ile ayrı ayrı seçer. Üçüncü turda yeterli çoğunluğun bulunamaması halinde seçim, her üyelik için aday olanlar (AK Parti: en çok oy almış iki aday) arasından çekilecek kurayla tamamlanır. (4) Kurul üyelerinin görev süresi dört yıldır. Süresi biten üye yeniden seçilemez. (5) Kurul, ehliyet ve liyakat esasına göre hâkimlerin mesleğe kabul, atanma, disiplin ve diğer özlük işlemleri ile kanunla verilen görevleri yürütür. (6) Hâkimlerin denetimi ve soruşturulması Kurul Başkanının izniyle, Hâkimler Kurulu başkanına bağlı hâkim müfettişler tarafından yapılır. (7) Kurul, Adalet Bakanının, mahkemelerin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesine dair teklifini karara bağlar. (8) Kurul üyeleri, özel ve resmi başka hiçbir görev yapamaz. (9) Kurulun çalışma usul ve esasları ile teşkilat yapısı, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkelerine göre kanunla düzenlenir.
Gerekçe notu: Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı Kurulun çalışmalarında ve bütçesinde özerk olmasını da içerir. Madde notu: (1) AK Parti, 1. fıkranın 2. cümlesindeki “oy hakkı olmaksızın” ibaresine katılmamaktadır. (2) CHP, Adalet Bakanının Kurul toplantılarına katılması hususunu daha sonra değerlendirecektir.
Savcılar Kurulu Madde 129. (1) Savcılar Kurulu yedi üyeden oluşur; başkanı Adalet Bakanıdır. (2) Kurul üyelerinin biri Yargıtay Genel Kurulu, biri Danıştay Genel Kurulu, ikisi meslekte on beş yıl çalışmış savcıların kendi aralarından liyakat ve başarı gibi kanunda gösterilen nitelikler dikkate alınarak her üyelik için gösterecekleri üç kat aday arasından TBMM tarafından seçilir. Yargıtay Genel Kurulu, Danıştay Genel Kurulu ve savcılar tarafından yapılacak seçimlerde her üye ve savcı sadece bir adaya oy verir. Kurulun bir üyesi yükseköğretim kurumlarının hukuk, kamu yönetimi ve siyaset bilimi dallarında en az on beş yıl görev yapan öğretim üyeleri; bir üyesi mesleğinde fiilen on beş yıl çalışmış avukatlar arasından TBMM tarafından doğrudan seçilir. (3) TBMM, kurul üyelerini, üye tamsayısının üçte iki (AK Parti-BDP: beşte üç) çoğunluğunun gizli oyu ile ayrı ayrı seçer. Üçüncü turda yeterli çoğunluğun bulunamaması halinde seçim, her üyelik için aday olanlar (AK Parti: en çok oy almış iki aday) arasında yapılacak kurayla tamamlanır. Not: CHP, Savcılar Kurulunun oluşumunu kendi içinde tekrar değerlendirecektir. Bu değerlendirmeden sonra görüşünü açıklayacaktır. (4) Kurul üyelerinin görev süresi dört yıldır. Süresi biten üye yeniden seçilemez. (5) Kurul, ehliyet ve liyakat esasına göre savcıların mesleğe kabul, atanma, disiplin ve diğer özlük işlemleri ile kanunla verilen görevleri yürütür. (6) Savcıların denetimi ve soruşturulması Kurul Başkanının izniyle, Savcılar Kurulu başkanına bağlı savcı müfettişler tarafından yapılır. (7) Kurul üyeleri, özel ve resmi başka hiçbir görev yapamaz. (8) Kurulun çalışma usul ve esasları, teşkilat yapısı ile diğer hususlar yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkelerine göre kanunla düzenlenir.
Gerekçe notu: (1) Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı Kurulun çalışmalarında ve bütçesinde özerk olmasını da içerir. (2) 8. fıkrada yer alan “diğer hususlar”dan kasıt, bu maddede öngörülen liyakat ve başarı gibi hususlardır.
|
____________________________________________________________________
Gördüğünüz gibi, baştan beri isteneni gerçekleştirecek, ayrı birer hâkimler ve savcılar kurulu öngören, adil bir seçim sistemine dayalı ve kimsenin orada olağan dışı bir ağırlık elde etmesine izin vermeyen bir formüldü bu.
Kriz sürecinde bu anayasa değişikliği için üç kez teklif yaptı Erdoğan. Hatta o süreçte HSYK düzenlemesi de askıya alındı.
Ama CHP yanaşmadı. Daha önce üzerinde uzlaştığı, gerçekten de ideal olan düzenlemeye yanaşmadı. Hükümet karşıtı çevreler de muhalefete bu yönde baskı yapmadı.
Ve hükümet, mevcut çerçeve içinde kendisine yönelik tehdidi bertaraf edebileceği tek yola girdi ve yürütmenin yetkisini arttıran bugünkü yasal düzenlemeyi yaptı.
Peki CHP, fırsatını bulmuşken, kendisinin de eleştirdiği bir yapıyı, yine kendisinin de uygun bulduğu bir formülle aşmayı neden istemedi?
Amacı yolsuzluğu etkin biçimde soruşturmak olsaydı, yapması gereken en sağlıklı düzenleme buydu. Eğer bu yapılmış olsaydı, başta iktidar olmak üzere, çeşitlilik ve çoğulculuk temelindeki bir HSYK’nın yolsuzlukla ilgili kararına kimse itiraz edemezdi.
İstemedi, çünkü o kaosa oynuyordu. Hükümetin tam da böyle bir düzenleme yapmasını, adil bir düzenlemeye tercih ediyor, buradan bir meşruluk kaybı oluşturmaya çalışıyordu.
Kendince başardı da. Anayasa değişikliğine yanaşmayarak hükümeti “cemaat ağırlıklı yapı” korkusuyla, yürütmenin etkisini arttıran bir yasa değişikliğine mecbur bıraktı. 20 saat süren kavgalı dövüşlü bir oturumla da bu görüntüyü tamamladı.
Ve sonra da, “hükümet yargıyı kontrolü altına alıyor” diye feryat etti.
Korkuyormuş gibi yapanlara inanıyormuş gibi yapanlar
Şurası doğru, hükümet kendisine yönelik saldırıyı bertaraf etmek için önlem alırken hatalar yapıyor.
Ama bunu tasarlanmış bir yetki genişletme olarak değil, daha çok panik düzenlemeler şeklinde yapıyor.
Zaman zaman otoriter bir dil kullanıyor Erdoğan. Ama bu da diktatörlüğe gittiğimizi söylemek için yeterli değil…
Varsayın ki ben hükümetin kötü niyetini hissetmeyecek kadar aymazım. Birçok demokrat da benim durumumda.
O halde aymaz olmayanların, ülkenin diktatörlüğe gittiğinden sahiden korkuyorlarsa, dönüp CHP’ye de, HSYK’yı hükümetin etkisine açan bugünkü düzenlemeye bizi neden maruz bıraktığını da sormaları gerekmez miydi?
Kaçı sordu acaba?
Bir hükümetin yargıyı kendisine bağlamaya çalıştığı, adım adım diktatörlüğe gittiği bir ülkede muhalefet böyle mi yapar?
Yaptı diyelim, onun dışındaki muhalefet, kamuoyu ve demokratlar avazı çıktığı kadar yüksek sesle onu uyarmaz mı?
“Siz ne yaptığınızın farkında mısınız, tam sırasıdır, hazır hükümet bir şekilde çoğulcu bir yargıya mecbur kalmışken fırsatı kaçırmayın” demezler mi?
Demedilerse, çok muhtemeldir ki, diktatörlüğe gittiğimize onlar da sahiden inanmamaktadır.
Başka bir açıklaması olabilir mi bu acayipliğin?
Diktatörlükten korkanların tutumu bu olamaz.
Ama “ülke dikta rejimine gidiyor” söylemini bir strateji olarak tercih edenlerin tutumu bu olabilir. Bir de olup bitenden hiçbir şey anlamadan üretilen klişeleri kullananların.
Ve bugün yaşadığımız da bundan başkası değil…
http://serbestiyet.com/diktatorluge-gittigimize-sahiden-inaniyorlar-mi-3/
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları




















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024