Berat ÖZİPEK
“Kocamı alıp götüren oydu” diyordu, o gün o mahkemede yargılanan isimlerden birinden söz ediyordu, “iki çocuğumu alıp evine gittim, bırak dedim, ama köpeklerini üstüme saldırttı.”
Mahkemeye ara verildiğinde, bana böyle anlatmıştı eşini son görüşünü. Beyaz tülbentleri, gündelik kıyafetleriyle sürekli mahkemeye gelen ve ardı arkası gelmez duruşmalarda adalet arayan çok sayıda ev kadınından biriydi o. Politik figür değildi ve beni ikna etmeye çalışmıyordu. Tanışmayı ben istemiştim, o Kürtçe konuşmuş, arkadaşım da tercüme etmişti.
Geçen hafta Cizre-JİTEM-Temizöz Davasının tüm sanıklar için beraatla sonuçlandığını duyunca aklıma o kadınlar geldi. Bir de, üç yıl önce, birkaç arkadaşla beraber o davayı izlemek için gittiğimiz Diyarbakır’daki mahkeme salonunda yalnız olduğumuz.
İstanbul’dan gelenler olarak 7 kişiydik ve o gün, bizimle beraber o acılı kadınların yanında olanların sayısı 10’u geçmiyordu. Dinleyici bölümü sanık yakınları tarafından doldurulmuştu ve onlar arasında kaybolmuş durumdaydık.
KEŞKE SAHİDEN DUYARLI OLSALARDI
JİTEM yargılanırken oralı olmayanlar, şimdi adalet adına içli ağıtlar yakıyorlar. Oysa o günkü HDP, yani BDP ilgisizdi. Davanın ilk günü bir avukatlar ordusuyla gelip fotoğraflar verdikten sonra bir daha uğramamışlardı. Defalarca konuştum o partiden pek çok kişiyle, “neden Diyarbakır’ın göbeğinde bu davayı yalnız bırakıyorsunuz?” diye sordum. Ama bir kez olsun kayda değer bir cevap alamadım.
Bizim mahkemede olduğumuz o gün, yine bir grup avukat vardı ama öteki salonda görülen KCK Davası için gelmişlerdi.Mersin Barosu'ndan tanıdığım bir avukatla karşılaştım. KCK Davasına destek için geldiğini söyledi. Kürtçe savunma engeline takıldığı için ilerlemeyen bir davaydı o. Onca yolu gelip, duruşmanın açıldığı gibi kapandığı bir dava için orada olan o avukat, sonrasında hemen birkaç adım ötedeki salonda görülmekte olan davaya uğramadan gidiyordu.
Neden acaba?
KCK Davasının o gün “AKP’yi vuran” bir dava olması mıydı sebep?
Ergenekon Davası’na kayıtsızlıklarını “Fırat’ın öte yanına geçmiyor” bahanesiyle açıklamaya çalışan Türk solu da Fırat’ın gayet doğusunda olmasına rağmen bu davaya ilgisizdi. Oligarşi medyasının ilgisiz olması normaldi. Ama hükümeti destekleyen medyanın da gereği gibi ilgili olduğu söylenemezdi.
Diyarbakır Barosundan birkaç isim ve bir avuç insan hakları savunucusu dışında izleme ve gündeme taşımayla uğraşan yoktu. Sonra Gülen Cemaati’nin emniyet ve yargı üzerinden Hükümeti alaşağı etme girişimi geldi ve bu davaların açılmasını ve sürmesini mümkün kılan hukuki ve siyasi atmosfer değişti.
Ve ardı ardına beraatlar geldi.
BU DAVA BİZİM
JİTEM Davasını, ortadaki pek çok güçlü delile rağmen beraat ettiren mahkeme kararı, pek çok insan gibi benim de adalet duygularımı incitiyor. Bu davalar, iddia edildiği gibi “Cemaatin bir hesabı” olarak açılmış da olsa veya yine onun manipülasyonları yüzünden akamete uğramış da olsa, özü bakımından ihmal edilemeyecek bir önem taşıyor.
Sonuçta diğer bütün derin devlet davaları gibi, adalet ve güvenlik içinde yaşamak isteyen bütün bir toplum için hayati önem taşıyan davalar bunlar. Onların kaderi, geçmişin kötülüklerinden kopup kopmadığımızın da somut bir göstergesi olacak.
Bu yüzden de Cemaate duyulan haklı tepkiye kurban edilemeyecek kadar önemli.
Şimdi dava Yargıtay aşamasında.
Bu tür davaların yürütülebilmesi, güçlü bir siyasi desteğin varlığını gerektiriyor.
Bu irade, hem onu göstereni korur, hem de ülkeyi.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Suriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair
28.07.2025 - Yüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi
13.07.2025 - ABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım
28.06.2025 - Yolsuzluklar, barış ve biz
21.05.2025 - Yüz yıllık bir parantezi basiretle kapatmak
20.02.2025 - Güven duygusunun pekiştirilmesi risklere karşı sigorta olabilir
16.01.2025 - CHP’nin bileti nereye götürüyor?
8.01.2025 - Çocuk cesetleri üstüne ülke kurmak
20.11.2024 - Bahçeli’nin çağrısı: Geçmiş, bugün ve gelecek
8.11.2024 - Cumhuriyet tartışmaları neyi anlatıyor?
30.10.2024
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Ad Soyad Giriniz...
Her kişi ve kurum demokrasi denen bu faniyi kendi içinde tadacak. Bundan kurutuluş yok
Ad Soyad Giriniz...
güzel bir yazı