Berin UYAR
Evet, Aydın Abim bu akşam buz gibi sorgu odasında ya da hücrede üçüncü gecesini geçiriyor. Aklım onda ve onunla birlikte gözaltına alınan diğer gazetecilerde. Dün, Oya Hoca ile konuştum, sıcak tutacak giysiler ve ilaçlarını götüreceğim dedi. Akşam bir arkadaşım aradı, Ulüm Tiyatrosu’ndan, Atilla. O da konuşmuş. Götürülenleri teslim almış polis. İnşallah insaflı insanlardır da zamanında verirler.

Gece onunla uğraştım. Hani uyursunuz da hep uyanıkmış gibi hisle dolusunuzdur ya, öyle bir geceydi. Aydın Abimle ben karanlık bir yerde arkamızdaki kişilerden kaçıyoruz. Ağaçların arkasında saklanıyoruz. Benim elimde bir torba var. Sıcak, elimde tutamıyorum bir türlü. Bir yerlere saklamaya, gömmeye çalışıyorum. Ya ucu dışarda kalıyor ya da sakladığım yerden duman tütüyor. Alıp torbayı tekrar kaçıyorum. Torbada Ertan’ın sıcak külleri ve tam olarak kül haline gelmemiş kemikleri var.
Aklım Aydın Abimde dedim ya, bir taraftan da ortak anılarda dolaşıp duruyorum. Aslında anlatmak istediklerim ve anımsadıklarım’ ilk aklıma gelenlerse hep komik şeyler. Şimdi adamcağız orada baskı altındayken, benim bunları yazmam ne kadar uygun düşüyor bilmiyorum. Bana kızan da vardır mutlaka ama kızmayın. Ben Aydın Abimin politik ve aydın duruşunu sevdiğim kadar bu komik hikayeleri de seviyorum.
Aydın Abimi düşününce elbette önce aklıma Ertan’la birlikte geliyor. Çok iyi arkadaştılar. Senelerce birlikte çalıştılar, aynı evi, aynı mekanları, aynı uğraşları paylaştılar. Ben de onları tanıdıktan sonra katıldım bu kervana kısmen. Hayatımın en güzel, en eğlenceli ve üretken dönemiydi. Demiştim ya önceki yazımda, sendika ve bazı kurumlara broşürler, dergiler ve hatta tanıtımlar hazırlıyorduk. İşimiz bitmiyordu bir türlü. Aydın Abinin evine bir tezgah kurmuştuk. Elektrikli bir daktilo makinesi. O zaman için lüks bir araç. Derginin yazılarını diziyoruz orada. Aşağıda anlatmaya çalışacağım teknolojiyi, bilgisayar ve akıllı telefonla doğmuş gençler hiç anlamayacak ancak hayal güçleri kuvvetliyse gözlerinde canlandırabilecekler. Benim kuşağım ise leb demeden leblebiyi anlayacak ve o günleri anımsayacak tabii ki.
Dergi çıkarıyoruz ya, yazıları yazdıktan sonra baskıya da hazırlamamız lazım. Ofset baskı yapılıyor. Yani Tipo baskı sona ermiş gibi. Artık kimse dizgiyi kurşun hurufatla yapmıyor. Ofset yeni bir teknik. Film kullanılıyor ön hazırlıkta. Baskı ise ışığa ve kimyaya duyarlı ince kalıplarla.
Bizim de, yani Aydın Abi ve Ertan’ın da, bu teknik işleri yürüttükleri bir yerimiz var. Sen Ofset. Cağaloğlu’nda, kule gibi bir bina. Dik merdivelerden yukarı çıkıyorsun büroya giriyorsun. Masalar, daktilolar ve ışıklı montaj masaları. Alt katta bir ofset baskı makinesi. Yanlış anımsamıyorsam 70/100 baskı yapabiliyor. Makine, işsiz kalmış bir işçi olan Salim Usta’ya emanet. Bazı sabahlar geldiğimizde Salim Usta’yı baskı sırasında hatalı çıkan, odayı silme doldurmuş kağıt arasına gömülmüş uyurken buluyoruz, bazen de bulamayıp sesleniyoruz. Odanın bir köşesinden kağıtların arasından bileğine kadar boyaya batmış elini çıkarıyor.
Gelenimiz gidenimiz hiç bitmiyor. Orada o kadar çok insan tanıdım ki. Akşama kadar çalışıyor, sonra iş yetişmemişse Aydın Abi’nin Sainte Pulchérie Lisesi’nin karşısındaki evine gidiyor, çalışmaya devam ediyoruz. Giderken Karaköy’deki balıkçılardan balık ve salata malzemesi alıyoruz genellikle. Ya da Aydın Abim, annesi Adalet Hanım’dan öğrendiği meşhur Ödemiş Köftesini yapıyor. Nasıl yapıyordu bu köfteyi unuttum ama, önüne önlük bağladığını, mutfağı harabeye çevirdiğimizi ve sonunda o muhteşem köftenin yağına koca koca ekmek dilimlerini batırıp afiyetle yediğimizi hiç unutmuyorum. Tabii bu şahane köfte sadece ve sadece, Aydın Abinin kilo almasına neden olan beslenme biçimine kızan Oya Hoca’nın evde olmadığı zamanlarda yapılıyor.
Sonra herkes bir masaya oturup çalışmaya başlıyor. Aydın Abim ve Ertan takır takır yazıyorlar, İki parmakla on parmak hızında. Ben de elektrikli daktilo ile diziyorum. Dizmek ne demek? Yani yazıları daha önceden çizilmiş mizanpaja (sayfa düzeni) uygun ölçülerde mimarların kullandığı aydınger kağıt üzerine yazıyorum. (Bu teknikle film masrafından kurtuluyoruz) Yazıların koyu olması ve kağıdın film gibi kullanılabilmesi için, aydıngerin altına bir siyah kopya kağıdını, ilaçlı kısmı aydıngere çıkacak şekilde ters olarak koyuyorum. Böylece hem daktilonun şeridi hem de karbon kağıdının siyahı ile yazılar, ışığı geçirmeyecek bir koyuluğa ulaşıyor. Başlıkları da letraset ile diziyoruz. En çok kullanılan harfler bitince diğerlerini ameliyatla eksik harflere dönüştürüyoruz. İnce işçilik.
İşimiz son vapura kadar bitmişse ben kalkıp babaannemin Moda’daki evine gidiyorum. Çok gecikmişsek orada kalıyorum. Babaannem Aydın Abi ve Ertan’ı benim patronlarım olarak tanıyor. Anlayamadığı şey, bu kadar çok çalışıp ondan neden hala harçlık aldığım. Bilmiyor ki, “patronlarım” hafta başında bana verdikleri harçlığı hafta sonunda benden borç olarak geri alıyorlar. Hep borçlu yaşıyoruz ama düşüncelerimiz doğrultusunda bir işe yarıyoruz. Güzel bir duygu işe yaramak, yaradığını hissetmek ve bunun için fedakarlık yapmak. Bir amaç uğruna yaşamak.
“Bu patronlarını tanımak istiyorum” dedi babaannem bana bir gün. “Ne o öyle seni bu vakitlere kadar çalıştıryorlar”. Ertesi gün bu durumu anlattım bizimkilere. Aydın Abim, “Ne var kızım, gelir tanışırız” dedi. Bir kaç gün sonra geldiler de. Ellerinde kocaman bir demet çiçek. O yıllarda deri ceket modaydı. Babaannemi etkileyecekler ya, çekmişler deri ceketlerini üstlerine geldiler. Ertan’da kareli, Aydın Abimde beyaz gömlek. Uzun uzun oturdular. Babaannem yaptığı yufkalı pilavı badavaya yedirmedi onlara. Malum sorularıyla serseme çevirdi. Ne iş yaparsınız, nerede oturursunuz, ne yer ne içersiniz, hangi gazeteyi okursunuz, (Babaannem Cumhuriyet okurdu hergün), kaç işçiniz var, neden normal insanlar gibi sabah sekiz akşam altı mesaisi yapmıyorsunuz?... gibi sorularla bayılttı bizimkileri. Neyse tanışma faslı başarıyla bitti. Bunlar kalktılar, babaannemin elini öpüp gittiler. Babaannem pencereden sarkarak onları yolcu etti, uzun uzun baktı arkalarından ve sonra bana dönüp, “Berin, nereden buldun bu şoför kılıklı patronları? Ne dediklerini de anlamadım zaten, bıyıklarının altından konuşuyorlar, kulaklarım da duymuyor” demez mi. Babaannem onları sevmiş ama kılıklarını beğenmemişti. Öyle ya, patron dediğin kelli felli, takım elbiseli, kravatlı olurdu. Sonra benim onlarla ne kadar mutlu olduğumu görünce beni rahat bıraktı.
Şimdi bunları yazarken baktım, Almanya saatiyle dört. Türkiye’de altı. Aydın Abimi kaldırmışlardır çoktan. Acaba kahvaltı yapabiliyor mu? Dışardan yiyecek mi aldırıyor yoksa polis, karavana falan gibi birşey veriyor mu? İlaç altlığı olarak bir şeyler yiyebiliyor mu? Gece hava çok soğuktu, kaldığı yer ısıtılıyor mudur, üşümüş müdür ki? Aklımda bu sorularla uyumaya çalışacağım. Umudum bu beş günlük gözaltı süresinin sonunda serbest bırakılmasında. (Berin Uyar 3 Kasım 2016)
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.03.2022
6.09.2020
10.01.2017
4.01.2016
2.01.2016
18.09.2016
7.02.2016
14.02.2016
15.01.2016
25.12.2015