Cafer Solgun
Önceki yazımda AKP ve Erdoğan’ın 20 yılı aşkın iktidar sürecinde Kürt sorunu bağlamındaki “Bir var’mış bir yok’muş” pratiğini özetlemiştim. Sadece Kürt sorunu konusunda değil, hangi memleket meselesini ele alırsak alalım, maalesef aynı tutarsızlık, aynı ilkesizlik, aynı sorumsuzluk ve aynı “Dün dündür...” anlayışıyla karşı karşıya kalacağımız, neredeyse matematiksel bir kesinlik. Kanımca Türkiye siyasetinin temel problemi de bu...
Biraz da bu nedenle değil midir ki bilebildiğim bütün zamanlarda Türkiye kamuoyu nezdinde siyaset kurumuna güven hep en diplerdedir. Bu durum gündelik dilimize de olumsuz manalarda yer etmiştir. “Bana siyaset yapma!” denir mesela. Ya da “Siyasetçi misin sen ya!” denir. Burada siyaset ve siyasetçi kavramlarına, bilindiği üzere duruma göre yalancı, üçkağıtçı, menfaatperest, dolandırıcı gibi anlamlar atfedilir. Bu, kuşkusuz maalesef demek gereken utanç verici bir durum.
Ama ne hikmetse en başta siyasetçilerin, siyasete soyunanların utanç verici bulması ve değiştirmek için çaba göstermesi gereken bu durumu herkes kanıksamış halde. Bu, öteden beri böyle. Böyle gelmiş öyle de gidiyor işte.
Ne zaman ki seçmenler kendilerine hitaben verilen sözlerin, vaatlerin takipçisi olur, yalan dolanın, sahtekarlığın, “köprüyü geçene kadar...” riyakarlığının yasal, demokratik, meşru zeminde hesabını sormak sorumluluğunun bilincine varır, o zaman ülkede birçok şey gibi elbette siyaset ve siyasetçiye dair bu kabullenilmiş, kanıksanmış olumsuzluklar da değişir.
Girizgahı biraz uzatmış olabilirim ama asıl üzerinde durmak istediğim konuya gelmeden önce bu hatırlatmayı yapmanın yararlı olacağını düşündüm.
“Yarın unutsan bile, söyle...”
Bu yazının meramı, memleketin “en önemli, en kritik, en tarihi” seçimlerine gün sayarken Alevilerin durumu olacak.
Bakın hemen her seçimde olduğu gibi bu seçimlerde de “başkan” olmak isteyenler, parlamentoya girmek isteyenler, onların partileri, o partilerin bileşeni oldukları ittifaklar, deyim yerindeyse vaatler sıralamakta adeta sınır tanımıyorlar. Açıkladıkları programlar, mutabakat metinleri, seçim manifestoları, miting konuşmaları, sosyal medya mesajları çeşit çeşit vaatler içeriyor.
İktidarda olan(lar), “20 yıl dediğin nedir ki, daha yapacaklarımız bitmedi” diyor. İktidara aday olanlar, ekonomiden başlayıp demokrasiden çıkan vaatler sıralıyorlar. İktidar şansı olmayan parti ve ittifaklar da, “Bizim neyimiz eksik” dercesine ideolojik-siyasi hassasiyetlerine uygun sözler veriyorlar. Yukarıda değindiğim üzere, takipçisi olmak kaydıyla seçmen karşısına vaatlerle çıkmak, bu işin “fıtratında” var, gayet doğal yani.
Gelgelelim, bazı konu veya sorunlar var ki, o konu veya sorunlarla ilgili bütün siyaset erbabı adeta gizli bir mutabakat yapmışçasına ne bir vaatte bulunuyor ne de bir söz sarf ediyor. Anlayan anladı; Alevi sorunundan, Alevi yurttaşların sorunlarından, taleplerinden, beklentilerinden bahsediyorum elbette...
Oysa Aleviler de seçimlerde oy kullanacaklar. Onların oyları da sayılacak. Onların oyları da birilerine kazandıracak veya kaybettirecek. Aleviler de seçmen. Aleviler de yurttaş. Vatandaş. Onların da siyasetten, siyasetçilerden, parlamentodan, “başkan” olmak isteyenlerden duymak istedikleri sözler, vaatler var.
Mesela birileri, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mevcut statüsü ayrımcılık üretiyor, bu durumu şöyle düzelteceğiz” dese...
“Cemevleri Alevilerin ibadet mekanlarıdır, devlete düşen bunu tanımak ve diğer ibadet mekanlarıyla aynı haklara sahip olmasını sağlamaktır” dese...
“Bir 12 Eylül uygulaması olan zorunlu din derslerini zorunlu olmaktan çıkartacağız, Sünni-Hanefi olmayan yurttaşlarımızın yaşadıkları bu mağduriyete son vereceğiz” dese...
“Bu ülkenin hangi etnik, dini, inançsal kimliğe sahip olursa olsun bütün yurttaşları aynı ölçüde eşit ve özgür olacak” dese...
Demiyor kimse. Kimseler adını dosdoğru koyarak Alevilerin talep ve beklentilerini karşılama, çözüme kavuşturma sözü vermiyor. Bir şarkı vardı ya, “yalan da olsa söyle” diye. Bizimkisi de o hesap; “yarın unutacağın vaat de olsa söyle,” çarpılmazsın...
Neden derseniz...
Yani durum şu: Alevilerin adı ve talepleri yarın unutulacak vaatler değeri bile ifade etmiyor.
Tabii ki unutmuş değilim: İktidar partisi geçen sene cemevlerini Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde bir masaya bağlama adımı attı. Masanın başına da, İçişleri Bakan Danışmanı Ali Arif Özzeybek getirildi. (Aslında benim beklentim, tesadüfen Alevi kökenli olduğunu öğrendiğim meclis içinde ve dışında oradan oraya dolanan Mehmet Ali Çelebi isimli eski teğmenin getirilmesiydi; ama adı geçen vatandaş vekil olarak hizmet etmeyi tercih etmiş gördüğüm kadar.)
Sorun şu ki, Alevilerin kültürel, folklorik ve turistik bir “zenginliğimiz” olarak değerlendirilmesi fikri, yukarda bahsettiğim sorun ve talepleriyle pek ilgili görünmüyor. Bir zamanlar “Alevi açılımı” yapmaya niyet eden AKP’nin Alevilerle ilgili geldiği noktanın, Aleviler açısından ne denli tutarsız ve güvenilmez olduğunun son kanıtı olmanın ötesinde bir anlamı yok.
Geçen sene Millet İttifakı’nın ana partisi CHP’li bir vekil ile bir sivil toplum etkinliğinde bu konuyu konuşmuştum. Adam 6’lı Masanın Mutabakat Metninde her şeyin olduğunu iddia ediyor, savunuyordu; “Kürt diye, Alevi diye adı geçmiyor olabilir ama onların sorunlarına da çözüm bu metinde söyleniyor” vs. Onlar da böyle idare ediyorlar vaziyeti...
Bu düşündürücü tablonun bir nedeni var elbette.
Bakın bütün partiler ve ittifaklar mütedeyyin yurttaşları gözeten bir üslup ve anlayışla hareket ediyorlar. Adaylar onlara göre belirleniyor. Vaatlerin gözde hedefi onlar. “Aman hassasiyetlerine azami dikkat gösterelim” duyarlılığının muhatabı da onlar. Çünkü Sünni yurttaşlar çok. Tabii ki hedef kitlen çok olan olacak. Aleviler az ve üstelik onlara yönelik bir hamle, çok olanların hoşuna gitmeyebilir. O yüzden Aleviler yine ve yeniden bağırlarına taş bassınlar...
Yedi düvelin kıskandığı ve bozmaya çalıştığı birlik ve beraberliğimizi her zamankinden daha fazla muhafaza etmemiz gereken bir dönemden geçerken Kürdün, Alevinin lafını da çok etmemek lazım aslında. Dikkat ederim hakim bey.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025