Cafer Solgun
Yakın tarihimizin “dönüm noktası” niteliğindeki bütün toplumsal olayları ile katliam ve siyasi cinayet vakalarının ardında, dolaylı veya doğrudan adına ister “derin” diye kodlayalım isterse başka bir şey diyelim, devletin parmağı, izi, gölgesi veya manipülasyonu vardır...
Muhtemelen birçok vatandaşın bu veya benzer içerikte bir söz duyduklarında ya da bir cümle okuduklarında tüyleri diken diken olmaktadır hâlâ: Ne diyorsun sen? Hiç devlet katliam yapar mı? Siyasi cinayet işler mi? Vatandaşlarının bir kısmını diğer bir kısmına karşı galeyana getirir, vatandaşlarına karşı komplo kurar mı?
Bu safiyane idrak, ülkemizde demokratik manada köklü bir değişim ve yeniden yapılanmanın önündeki en büyük engellerden biri. Bireylerden bağımsız olarak devleti, onun ideolojisini, yönetme anlayış ve biçimini, “olaylar” ve “sorunlar” karşısındaki tutumunu sorgulamadan nasıl bir değişimden, demokratik yeniden yapılanmadan, toplumsal barış ve istikrardan, “birlik ve beraberlikten” söz edebiliriz? Mümkün müdür?
Geçtiğimiz 2 Temmuz günü 30. yıldönümü anması yapılan Sivas Madımak Katliamını bir örnek olarak anımsayalım...
Madımak söz konusu edildiğinde, katliamda “figüran” olarak kullanılan kişiler veya onlarla aynı “hassasiyetleri” paylaşanlar, Aziz Nesin diyeceklerdir muhtemelen, Salman Rüşdi ve Şeytan Ayetleri diyeceklerdir, din elden gidiyordu diyeceklerdir (vb.)... Biraz üstelediğiniz zaman da bu kez alakasız bir şekilde sanki Alevilerin bir dahli veya sorumluluğu varmış gibi “Ama Başbağlar?” diyeceklerdir. (Olaydan utanç duyan ve içtenlikle katliamı kınayan, “ama” veya “fakat” demeden lanetleyen mütedeyyin yurttaşlar da var elbette, onları tenzih ediyorum.)
Çevrelendikleri Sünni “kuşatma” nedeniyle her daim korku ve endişe içerisinde yaşayan ve bu korku ve endişeleri hep “canlı” tutulan Alevi yurttaşların büyük kısmı da “olayı” bir şeriatçı, irticacı, gerici, yobaz kalkışmadan ibaret değerlendirmeye yatkındırlar. (Meseleyi karşılıklı kutuplaşmaya yönelten dayatmalardan uzak durarak anlamaya çalışan Alevi yurttaşların varlığını da hatırlatmalıyım elbette.)
Ya devletin rolü ve sorumluluğu? Tam da o noktada “devlet zeval görmesin” tutumu öne çıkıyor, her iki kesimden birçok yurttaş açısından. Eleştirel veya sorgulayan yaklaşımlar meselenin tali ve yüzeysel boyutlarının ötesine gitmiyor.
O dönemin devlet/iktidar/hükümet yöneticilerinin yaklaşımları neydi, bu vesileyle hatırlatmak lazım...
Dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e göre “ağır tahrik” vardı ve bu “tahrik” sonucu “halk” galeyana gelmişti.
Dönemin başbakanı Tansu Çiller de katliamdan ziyade “halkla” ilgiliydi ve “otel dışındaki halka” bir şey olmamasına şükretmişti.
“Olay” esnasında Madımak Oteli’nden kendisine telefonla ulaşılan ve onlara “Kılınıza zarar gelmeden sizi kurtaracağız” diyen dönemin başbakan yardımcısı Erdal İnönü ise, “Ne yapayım yetkim yoktu” açıklaması yapmıştı.
Diğer devlet yetkililerinin tavır ve açıklamaları da aşağı yukarı aynı nitelik ve içerikte olmuştur.
Fakat asıl dikkatimizi yöneltmemiz gereken bu açıklamalar değil, katliamın nasıl organize edildiği, nasıl adeta göz göre göre, göstere göstere gerçekleştiğidir...
— Aydınlık isimli karanlık gazetedeki Salman Rüşdi yayınları yüzünden ismi “hedef” haline getirilen Aziz Nesin’in şehirdeki Pir Sultan Abdal şenliklerine davet edilmesi kimin “fikri” idi?
— Aziz Nesin’in şenliklere katılmasının bazı “olaylara” yol açması olasılığı hiçbir yerel ve merkezi yöneticinin aklına gelmemiş mi?
— Aziz Nesin şehre gelmeden önce bazı yerel gazetelerin başlattığı provokatif yayınların neyin “habercisi” olduğunu akleden olmamış mı?
— Arzulanan “galeyan” ortamını zirveye taşıyan katliamın gerçekleştiği cuma günü camilere, evlere, işyerlerine dağıtılan “Ey Müslümanlar!” başlıklı bildirileri yazan, dağıtan “organizasyonu” araştırmaktan, soruşturmaktan o gün bugündür neden imtina edilmektedir?
Daha da çoğaltılabilecek bu sorular devlet içindeki karanlık odaklardan kuşkulanmamız için yeterli değil midir?
Ama bir de “toplumsal yüzleşme” mesele ve sorumluluğumuz var. “Olayı” derin devletle izah ederek bu sorumluluktan kaçınmak, dürüst, samimi ve etik bir tutum değil çünkü.
O devlet hangi ilkel yönlerimiz var ki istismar edebiliyor, “galeyana” getirebiliyor ve normalde asla tevessül dahi edilemeyecek kötülüklerin figüranı haline getirmeyi başarıyor, “bizim” üzerimizden memleketin gidişatını “dizayn” edebiliyor?
Önümüzdeki eylül ayında, 14 Eylül 2023 günü görülecek duruşmada mahkeme Madımak Katliamı dosyası için kuvvetle muhtemeldir ki zaman aşımı kararı verecek ve katliamın akıbeti, benzer “olay” ve dosyalarda olduğu gibi içerdiği soruların hiçbiri cevaplarını bulamadan kapatılmak olacak...
“Allah devlete zeval vermesin” mi diyeceğiz?
Bu tabir, malum, “Allah esirgesin, sakınsın, korusun” anlamına geliyor. Tanrıdan esirgemesini, sakınmasını, korumasını dilediğimiz devlet hangi devlet acaba?
“Peki devlet neden yapsın ki?” sorusunun cevapları, 90’lı yıllarda neler olup bittiğini hatırlayan aklı başında hiç kimse için muğlak ve müphem değil.
Bilenler bilmeyenlere anlatsın: Sonrasındaki Kemalist aydın cinayetleri ve Gazi Mahallesi katliamıyla birlikte düşünüldüğünde, Madımak Katliamı memleketi laik, anti laik kutuplaşmasına sürüklemek isteyenlerin, Alevileri laikçi kutbun “kitlesi” yapma planlarının bir parçası rolü oynamıştır... 28 Şubat müdahalesi için “şartları olgunlaştırma” operasyonlarından biridir...
Bunlar komplo teorisi filan değil; yaşadığımız süreçlerin ortaya koyduğu, açığa çıkardığı gerçeklerimizden bazıları.
Bu gerçeklerle yüzleşmekten kaçınan devlete ve millete “zeval gelmesin” temennisinde bulunmak, lafı eğip bükmeden vurgulamak gerekir ki sadece riyakarlık değil, aynı zamanda korkaklıktır ve temelinde tipik suçluluk psikolojisi vardır...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025