Cafer Solgun
Dersim’i çevreleyen dağların, tepelerin hemen tamamında “kalekollar” var ve hâlâ “Ne mutlu Türküm diyene!” mi?

Özellikle ve öncelikle ülkenin “bu tarafında” yaşayan sayın okurlarımı şöyle bir düşünmeye davet ediyorum: Yaşadığınız şehirde, mahallede, geçtiğiniz sokaklarda, caddelerde, kafanızı kaldırdığınız her yerde “Ne mutlu Türküm diyene!” sloganları yazılı kocaman tabelalar, pankartlar gördünüz mü? Milli bayramlar münasebetiyle filan dört bir tarafa Mustafa Kemal Atatürk posterleri, yazıları, afişleri asılması değil kastettiğim. Gayet olağan bir şeymiş gibi her tarafta “Ne mutlu Türküm diyene!” yazılarıyla karşılaşmaktan bahsediyorum.
Ne de olsa ben de ülkenin “bu tarafında” yaşayan bir insanım ve kendimden hareketle bu soruya sizin adınıza da cevap verebilirim: Hayır...
Ama yolunuz ülkenin “o tarafına” düştüğünde işin rengi değişiyordu. En azından 2013 yılına değin böyleydi. Dağlar, tepeler kocaman harflerle yazılmış “Ne mutlu Türküm diyene!” yazılarıyla bezeliydi. Şehirlerde de aynı manzara vardı.
Ülkenin “bu” tarafı nasıl olsa Türk ve mutlu. Asıl Türk olmayan ve dolayısıyla mutlu olmaya ihtiyacı olanlar, “o” taraftakiler, yani Kürtler diye düşünmüş olmalı pek sayın Türk, mutlu ve de ulu devlet büyükleri. Mesela 12 Eylül darbecileri öyle düşünmüşlerdi. Zira önceden de vardı ama 12 Eylül yıllarında devlet seferber olmuş ve mutsuz Kürtlerin yaşadıkları her yer bu sloganla donatılmıştı. Okullar, caddeler, dağlar, tepeler ve tabii Diyarbakır başta olmak üzere hapishaneler...
Ne var ki bu “Türk ol mutlu ol” dayatması, mutsuz Kürtlerde ters etki yarattı; 80’li yılların ikinci yarısından itibaren ve bütün 90’lı yıllar boyunca çok sayıda Kürt genci dağa çıktı. Dağa çıkan gençlerin birçoğunun motivasyonu, bu Türklük dayatmasından, bir başka deyişle kaskatı Kürt inkarından başka bir şey değildi. Eski MİT yöneticilerinden Cevat Öneş’in “PKK’yi büyüten 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevindeki uygulamalardır” mealindeki tespitinin tercümesi de budur ve doğrudur.
Adını anmadan geçmek eksiklik olur: Necmettin Erbakan’ın, “Türküm, doğruyum, çalışkanım derseniz Kürtler de daha doğruyum, daha çalışkanım deme hakkı kazanır” şeklindeki sözleri de bu gerçeğin bir başka ifadesiydi. (Necmettin Erbakan, bu sözleri nedeniyle “halkı din, ırk ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle 10 Mart 2000'de bir yıl hapis cezasına çarptırıldı!)
Malum, Mustafa Kemal’in ünlü 10. Yıl Nutku, bu cümleyle biter: Ne mutlu Türküm diyene! Aynı yıl ünlü Kemalist ırkçılardan Reşit Galip 2013 yılına değin ilkokul çocuklarına mecburen okutulan “Andımız” uygulamasını getirdi (1933). O ant da “Varlığım Türk varlığına armağan olsun! Ne mutlu Türküm diyene!” nidalarıyla bitiyordu... (“Andımız” eziyetinin kaldırılması bilumum ırkçı, milliyetçi, faşo çevreleri ayağa kaldırdı ama neyse ki iktidar partisi attığı adımın arkasında durdu.)
“Varlığım Türk varlığına armağan olsun...” Kaç kuşak Türk olmayan ama Anadolu ve Yukarı Mezopotamya anayurdu olan insanımızın ruhu, bu alenen ırkçı dayatma ile sakatlandı...
Pülümür Vadisinde, Ne mutlu Türküm diyene!
“E tamam da aştık o mevzuyu neticede, nereden icap etti de yeniden gündeme getiriyorsun?” diye düşünenler olmuştur eminim. Tamam, sadede geliyorum.
Ben de öyle düşünüyordum tabii ki. Yani sorunun hiç değilse “Ne mutlu Türküm diyene!” boyutunu aştığımızı. Bu yüzden Erzincan’dan çıkıp Pülümür Vadisi üzerinden Dersim şehir merkezine doğru yol alırken, sol tarafımıza düşen yüksekçe bir dağın bağrına yazılmış kocaman “Ne mutlu Türküm diyene!” yazısını görünce, gözlerime inanamadım.
Dersim dört bir yandan “gözaltında” küçük bir şehir. Şehri çevreleyen dağların, tepelerin hemen tamamında “kalekollar” var. Şehre girerken “Güçlüyüz! Cesuruz! Hazırız!” türü komando sloganlarına da, hadi alıştık diyelim. Ama yine ve hâlâ mı “Ne mutlu Türküm diyene!”?
Küçük bir araştırma sonucunda öğrendim. O slogan iki önceki vali (Tuncay Sonel) döneminde yazılmış ve vali bey de sosyal medyadan bu sloganın göründüğü bir fotoğrafı övgüyle paylaşmış (1 Mayıs 2020). Bazı yandaş mecralarda da (mesela Sabah) tabii ki güzelleme haberi olmuş.
Nasıl olmuşsa gözümden, dikkatimden kaçmış. Mazlum Der Diyarbakır Şubesi, 3 Mayıs 2020’de bu durumu eleştiren bir açıklama yapmış ve açıklamada “vatandaşlık üst kimliği gölgelenerek ırk temelli övünme anlayışı, etnik temelli bu ifadeye inanmayan bölge insanını mutlu etmemektedir” denilmiş (bravo).
Mevzu “Ne mutlu Türküm diyene!” olunca MHP lideri Devlet Bahçeli derhal müdahil olmasa, eksik kalırdı elbette. O da hemen bildik üslubuyla saydırmış tabii: “Pülümür’de dağa yazılan ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ sözünden rahatsızlık duyanlar, Türk milletinin utanç vesikalarıdır. Bunlara kulak versek; zalimlere, hainlere, teröristlere, ekonomik şantajcılara, emperyalist oyunlara boyun bükmek, ne yapalım kaderimiz buymuş demek kaçınılmazdır.” (9 Mayıs 2020)
Zalim, hain, terörist, emperyalist oyunlar... Ama “ekonomik şantajcılık” ne alaka; anlayan beri gelsin. Bu tehdit ve itham taşan lafları, “ekonomik şantajcılık” hariç, çok duyduk ömr-ü hayatımız boyunca. “Alıştık” demeyeyim ama ister istemez şerbetliyiz yani. Bu yüzden söylemekten geri duracak değiliz: O sloganın hâlâ orada duruyor olması bir “utanç vesikası”dır. Hemen eklemiş olayım; o “utanç” bizim değil...
Üç yıl önce gündeme gelmiş ve “gereği” maalesef yapılmamış. Şehre yeni atanan Vali Bülent Tekbıyıkoğlu sesimizi duyar mı acaba: Kimsenin etnik kimliği bir diğerinden üstün veya aşağı değildir. Herkes kendi kimlik değerlerini özgürce ve onuruyla yaşasın ama kimseye de dikte etmesin. O sloganın orada olmasından memnun ve mutlu değiliz; aksine rencide oluyoruz. Lütfen gereğini yapınız...
-----
Kapak Görseli: Cafer Solgun, Pülümür Vadisi, 17 Ağustos 2023.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025