Celal BAŞLANGIÇ
Genç ölümlerin acımasız yüzü ve devletin güvenlik güçlerinin gölgesi vurmuştu Suruç’a.
Kentin bütün giriş ve çıkışları jandarmalarla polislerle tutulmuştu.
Bütün kepenkleri kapalıydı Suruç’un.
20 Temmuz 2015’te IŞİD’in yaptığı bombalı saldırıda 32 gencin yaşamını yitirdiği, 100’den fazlasının yaralandığı Amara Kültür Merkezi’nin bahçesi bir “taziye” alanına dönüşüvermişti.
Suruç’ta IŞİD bombasının yol açtığı katliamı duyar duymaz yola çıkmıştım İstanbul’dan.
Uçakla Diyarbakır’a, karayoluyla Urfa üzerinden Suruç’a ulaşmayı planlıyordum.
Daha İstanbul’dan yola çıkarken Cumhuriyet Gazetesi’nden arkadaşlar aramışlardı “Bu katliamın nedenleri üzerine bize bir analiz yazar mısın?” diye.
Takside, otobüste, uçakta yazımı bitirip Cumhuriyet’e yetiştirmiştim.
Daha Suruç’u görmemiştim ama adım gibi emin olduğum bir tespiti yazının başlığına taşımıştım:
“Erken seçim kampanyası IŞİD katliamıyla başladı!”
Cumhuriyet’e 20 Temmuz 2015’te sıcağı sıcağına yazdığım analiz aynen şu tümceyle bitiyordu:
“Sonuç olarak diyebiliriz ki IŞİD, Suriye’de ‘vekaleten’ yürüttüğü savaşı artık Türkiye topraklarına taşımış ve iyice köşeye sıkışmış AKP ve Erdoğan için erken seçim kampanyasını Suruç katliamıyla başlatmıştır!”
Bu tespiti yaptığımda daha ortada erken seçim falan yoktu. Ama bütün veriler AKP’nin kanlı bir süreçte gideceği erken seçimi işaret ediyordu.
7 Haziran 2015 seçimlerinde özellikle HDP’nin vurduğu ağır darbeyle tek başına iktidar olamayan AKP bir yandan CHP ile göstermelik bir koalisyon pazarlığı yapıyordu, diğer yandan erken seçim koşullarının yaratılması için MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kayıtsız şartsız Erdoğan’a destek veriyordu.
AKP’nin iktidarı yitirdiği 7 Haziran 2015 seçimlerinin üzerinden henüz 44 gün geçmişti ki, 20 Temmuz’da IŞİD bombacıları Suruç’ta bir katliam yaptı.
İnsanlar bu katliamın acısını yaşarken, çok değil, iki gün sonra, 22 Temmuz 2015 Ceylanpınar’da iki polis evlerinde susturuculu silahlarla öldürüldü.
Bu cinayetler anında PKK’nin üzerine yıkıldı. Hatta, IŞİD saldırısını püskürtüp bu cihatçı çetelere bölgede ilk yenilgiyi tattıran, IŞİD’in yenilgiye uğratılabilir olduğunu bütün dünyaya gösteren Kobane’deki YPG’lilerin üzerine yıkılmaya çalışıldı.
Hatta, cinayetleri işleyenlerin sınırı geçerek Kobane’den geldiği, sonrasında aynı yoldan geri döndüğünü iddia ederek Kobane’deki Kürtleri kriminalize etmeye, oraya bir silahlı saldırısı bahanesi üretmeye çalıştılar.
Bu kocaman bir yalandı. Bugün bile açın Ceylanpınar’daki iki polisin öldürülmesiyle ilgili dava dosyasını, içinde AKP devletinin parmak izinden başka hiçbir suçlu bulamayacaksınız.
Ancak bu provokasyon AKP’nin “çözüm süreci”ni bittiğini ilan etmek için bir bahane oldu.
24 Temmuz 2015’te uçaklar Kandil’i bombalamaya başladı.
Artık AKP Türkiye’yi bugün de giderek ağırlaşan koşullarda yaşanan kanlı bir sürece sokmuştu.
Dikkat edin, bu tarihte henüz Türkiye’de erken seçim kararı alınmamıştı. Türkiye’nin yönetiminde iktidarını 7 Haziran seçimleriyle yitirmiş bir AKP hükümeti vardı.
Evet, AKP’nin “erken seçim kampanyası”nı 20 Temmuz’da Suruç’ta yaptığı katliamla IŞİD canileri başlatmıştı.
AKP de bu başlayan kampanyayı Ceylanpınar’da öldürülen iki polisin cinayetini PKK’nin üzerine yıkarak, Kandil’i bombalayarak, Kürt kentlerinde yıkımlara yol açan bir çatışmanın içine girerek sürdürüyordu.
İşte tam bu sırada, yani AKP erken seçim kararı henüz alınmadan erken seçim kampanyasını sürdürürken, Cumhurbaşkanı Erdoğan Hakkari’de yaşamını yitiren bir Özel Harekat Komiserinin cenaze törenine katıldı Trabzon’da.
Yaşamını yitiren komiserin Türk bayrağına sarılı tabutunu adeta bir miting kürsüsü olarak kullanıp elini üzerine koydu ve cenazeyi kaldıran imamın yanında “ikinci bir imam olarak” resmen nutuk attı cami avlusunda.
Tarih, 16 Ağustos 2015.
Bundan tam dokuz gün sonra, 25 Ağustos 2015’te Yüksek Seçim Kurulu, 1 Kasım 2015’te erken seçim yapılmasına karar verdi.
İktidarın yarattığı büyük bir baskı ve şiddet ortamında yapılan 1 Kasım seçimlerinde AKP tekrar tek başına iktidar olacak bir çoğunluğu elde etti.
Erdoğan’ın eli Türk bayrağına sarılı tabuta değdikten, cenazeyi bir miting kürsüsü gibi kullanmasından yaklaşık 2,5 ay sonra Türkiye erken seçime gitmişti.
Erdoğan’ın iktidarı açısından bugünkü süreçte 7 Haziran seçimleri öncesi bir durum yaşanıyor.
Normal olarak 2019 Mart’ında yapılması öngörülen yerel seçimlerde AKP’nin İstanbul ve Ankara gibi kentlerde belediye başkanlıklarını yitireceği neredeyse kesin sonuçtu.
2019’un Kasım’ında yapılması beklenen Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda Erdoğan’ın kazanmasını neredeyse hiçbir kamuoyu araştırma şirketi ön görmüyordu ve ikinci turda Erdoğan’ın yitirme ihtimalini daha yüksek görüyordu.
İşte böyle bir ortamda, 20 Ocak günü Afrin saldırısı başladı.
AKP iktidarının bu saldırı için hiçbir inandırıcı gerekçesi yoktu.
Bu nedenle Beştepe’deki Saray, kapısına bağladığı medya kılıklı “saray tellallarını”, “bu kapıya bağlı olman yetmez, bir de esas duruşa geçeceksin” diye zapturapt altına aldı.
Bu zamana kadar “Erdoğan karşıtı” görünümlü ana muhalefet partisi CHP’nin genel merkez yönetimi ile yeni muhalefet partisi İYİ Parti Saray’ın kapısında esas duruşa geçti.
AKP, Afrin saldırısındaki haksızlığının üstünü örtmek için “barış” diyen herkesi “terörist” ilan etti. Sosyal medyada her “barış” diyenin hala daha her gece evini basıyor, gözaltına alıyor güvenlik güçleri…
Böyle büyük bir “korku tapınağı” yaratıldı bugünlerde Türkiye’de.
Artık “barış” istemek suç, bütün uluslararası sözleşmelerde, çağdaş dünyada bugüne dek oluşmuş hukuk ve vicdan kriterlerinde suç sayılan “savaş çığırtkanlığı” serbest.
İşte böyle bir ortamda, Afrin saldırısında yaşamını yitiren astsubayın önceki gün, 23 Ocak 2018’de cenaze töreni vardı Ankara’da.
Erdoğan, 1 Kasım seçimleri öncesinde olduğu gibi cenazeyi kaldıran imamla birlikte namaz sonrası Türk bayrağına sarılmış tabutun başındaydı.
Yine aynen elini dayadığı Türk bayrağına sarılı tabutu bir kürsü, cami avlusunu miting meydanı olarak kullandı.
Aslında bu Türkiye’de iki farklı iktidarın buluşması.
Kürtlerin sadece Türkiye’de değil, sınır ötesinde de tek bir statü elde etmesini “savaş sebebi” sayan Türkiye Cumhuriyeti’nin genetik kodlarıyla, iktidarı asla kaybetme şansı olmayan; ucunda kan deryası da olsa, binlerce can da yitse iktidarını korumak mecburiyetinde olan Erdoğan’ın ortak paydasıdır Afrin saldırısı.
T.C.’nin çelik çekirdeğiyle Erdoğan’ın amaçları bir kez daha örtüştü.
Bu oyun bozulmazsa yaşanan sürecin arkası “erken cumhurbaşkanlığı seçimi”dir.
Çünkü artık iktidarda kalabilme gücünü kanla ve savaşla elde etmektedir.
Erdoğan, ne zaman bir tabuta yaslansa, elini ne zaman Türk bayrağına sarılı bir tabuta koysa arkasından erken seçim gelmektedir.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021