Celal DENİZ
Hani insana dair bilinen tanımlamalar vardır ya. Kimi düşünür demiş İnsan konuşan bir havandır. Kimisi demiş insan gülen bir hayvandır. Aristo da ''insan düşünen bir hayvandır'' demiş.
Dil insanların düşündüklerini yansıtan bir araçtır. Bilinç ise düşüncelerin pratikte deneyimlenmiş olanların davranışa dönüşmesidir. Bilinç insana bir sorumluluk yükler.
İnsanın yaşamında çok yönlü sorumlulukları vardır. Kendine karşı olan sorumluluğu ile birlikte çevreye ve topluma karşı sorumlulukları da vardır. Sorumluluk bilinci insanı sosyalleştirir. İnsan toplumsal ilişkiler içinde kendini geliştirir, birey olur. Bu nedenle de birey toplumsallaşmış kişiliktir deriz. Birey hem toplumla birlikte yaşar hem de o toplum içinde kendine özgü olanı yaşar. Kişinin özgürlüğü o ''kendine özgü'' alan arasında şekillenir.
Önümüzde bir kaç gün içinde 1 Kasım'da önemli bir seçim duruyor. Bu seçim seçmenlerin tercihi değildir. Bize saray erbabı tarafından dayatılmış, 7 Haziran’da ortaya çıkan iradeye karşı bir olumsuzlamadır.
Birey sorumlulukları olan insandır dedik ya, bu seçimlerde sorumluklarımız nedir niye sormak ve cevap aramak bugün için elzemdir.
En başta iki elimiz kanda da olsa sandığa gitmek bir sorumluktur.
İş sandığa gitmekle de kalmamalıdır. Gitmeyenleri de sandığa götürmek bir sorumluluk olarak görülmelidir. Yetmez sandıklara sahip çıkmakta bir başka sorumluluğumuz.
Peki sandığa gitmeden önce düşünmekte bir sorumluluktur. Neyi mi düşüneceğiz. Hep birlikte sesli düşünelim öyleyse.
İktidar partisi AKP, bir dizi ekonomik vaatlerden söz ediyor. Ancak yeni projeler yok ortada.
Düşünelim. 13 yıldan beri gerçekleşmeyen vaatler neden gerçekleşmedi? Birçok açılımlar sunuldu bugün neden unutuldu? Kürt, Alevi, Roman, Ermeni, Dersim gibi tarihsel sorunlar neden bir yere geldi devletin ceberrut yüzüne yenik düştü?
Ekonomi neden dünden daha kötüye doğru gitmeye başladı?
Dış Politikada neden başarısız kalındı da stratejik derinlik diye diye yarım metrelik çukurlarda bataklık oluştu?
Hukukun üstünlüğünden nasıl oldu üstünlerin hukukuna gelindi. Adalet mekanizmaları nasıl bir kişinin ihtiraslarına kurban edildi?
Erdoğan diğer muhalefet partilerine Sivas'ın ötesine gidemez derken bugün kendisi de Kürt illerinde sıfırlandı. Bunun nedenini AKP politikalarında aramak gerekmez mi?
Çözüm diye diye bugün eski devlet politikaları ''beyaz toros'' tehditleri ile yeniden gündeme neden girdi?
Soruları uzatmak mümkün
AKP'nin seçim sloganlarına bir bakın. İlk günkü Aşkla diyor. Neden? Çünkü ilk çıkışındaki konumundan çok geriye gitti. AKP devletleşti. Halktan uzaklaştı. Bir avuç rant peşinde koşanların siyaseti belirlediği bir partiye dönüştü. Hatırlayın Bülent Arınç'ın dediklerini. ''Yola çıkarken bizdik şimdi ben olduk''
İstikrar bozulmasın diyorlar. İstikrar denen durum canlı organizmalar için geçerlidir. Bugün AKP çürümüştür. Artık son dönemlerini yaşamaktadır. Çürüyeni yeniden canlandırmak boşuna bir çabadır. Asıl istikrar yeniyi ortaya koymakla mümkündür.
Bugün ülkenin içinde ki durum sana, bana, yani bize bir sorumluluk daha yüklüyor. O da değiştirmektir. Sorumsuz insan değişimden korkar. Kendini denizin ortasında can yeleği olmamış halde düşünür. Oysa sorumlu insan değişimden, değiştirmekten ve değişmekten korkmaz.
Çünkü onun en büyük dayanağı sorumluluk bilincidir. Bu ülkeye karşı, bu halklara karşı en büyük sorumluluk elinde ki silahı isabetli kullanmaktır. Bugün o silah 1 Kasımda ki oyumuzdur.
Barıştan, eşitlikten, özgürlükten ve bir arada yaşamdan yana oyumuzu kullanacağız. Sorumluluk bugün bize HDP'ye oy vermeyi dayatıyor. Oyumuz HDP'ye diyerek değişime katkı koyacağız.
Yeni olanı güçlendirmek, çürüyenin çöpe gitmesini hızlandırır. Kendi öz gücüne güveni arttırır.
Unutma değişimin anahtarı ellerimizdedir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017