Cemil ERTEM
Google dün çok güzel bir vinyetle çıktı internete aşina olanların karşısına. Muhtemelen eski Sovyet propaganda afişlerinden esinlenen bu vinyette, Google logosu, kızıl bir dünyadan uzaya fırlatılan bir füze ve kaskında CCCP yazan bir kozmonotla birlikte tasvir edilmiş. Google, bundan elli yıl önce, 12 Nisan 1961’de, uzaya tekin olmayan bir kapsülle yollanan ve aslında şans eseri sağ dönen Yuri Gagarin’i andı. Gagarin’in hikâyesi bize bugünleri anlatması açısından çok ilginç.
Altmışlı yılların başında Sovyetler ve ABD iki ayrı dünyanın iki ayrı hegemon devleti gibi davranıyordu ve giderek sertleştirdikleri soğuk-savaş, bu iki devleti ve onlara dayanan silah, demir-çelik, petro-kimya gibi geleneksel sektörleri ayakta tutuyordu.
ABD’nin ve Sovyetlerin arkasına dizilen irili-ufaklı ulus-devletler ve buralarda silaha, demir-çeliğe, petrole dayanan sanayilerin merkezlerinden bayilik kapmış ve sırtlarını devlete dayamış haramiler, hem bu ‘soğuk’ itiş-kakışı ellerini ovuşturarak seyrediyor hem de bugünlere kadar gelecek imparatorluklarının tuğlalarını üst üste koyuyorlardı.
Sovyetler için insan değil, ABD ile yapılan yarışta, bir adım öne çıkmak daha önemliydi. Bunun için, bütün kaynaklarını silahlanmaya ayırırken, Gagarin’i uzaya, daha önce yolladıkları 20’si ölen 48 köpekten pek farklı saymayarak, yolluyorlardı. Çünkü ABD’de ve ABD’yi takip eden azgelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ‘sosyalist’ Sovyetlerde de devlet insandan daha önemliydi. Amerikan devleti de bunu göstermek ve soğuk savaşı hızlandırarak sürdürmek için 1963’de kendi başkanını öldürecekti. Ama tam o yıllarda Türkiye’de de askerler seçimle işbaşına gelmiş Başbakan’ı asıyorlardı. Askerlerin darbeyle iktidarı ele geçirmeleri ve Başbakan’ı asmalarının arkasındaki ekonomik gerekçe, yukarıda sıraladığımız sektörlere dayalı askeri-sanayi kompleksin Türkiye’deki temsilcilerinin konumlarını tekelleştirmek ve büyümelerini kesintisiz kılmak içindi.
1950’de Demokrat Parti iktidara geldiğinde, Türkiye’de askere ve devletin tek partisine bağlı ‘modernleşmeden çıkılarak’ toplum merkezli-aşağıdan- bir demokratikleşmenin yolu açılıyor gibi oldu. Ancak bu yol, Sovyetler, ABD ile yarışmak için yoksul köylü çocuğu Gagarin’i metal bir tabuta koyup uzaya yollamadan yaklaşık bir yıl ve Amerikan devleti soğuk savaşı sertleştirip askeri-sanayi kompleksi öne çıkarmak için Başkan Kennedy’i öldürmeden yaklaşık üç yıl önce askeri-sanayi kompleksin Türkiye’deki bayileri tarafından kesildi. Bundan sonra siyasetin ve o siyaseti belirleyen ekonominin hikâyesi malumunuz.
Bugün WikiLeaks belgelerinde, ABD’li diplomatları ve ABD’yi soğuk savaş dönemindeki ABD zannedip CHP-MHP iktidarı isteyenler ve eski düzenleri sürsün diye hükümeti IMF ile anlaşmaya zorlayanlar, Gagarin’i uzaya yollayan tabut kapsülle, Başbakan Menderes’i asan ipin aynı siyasi fabrikadan çıktığını ama bu fabrikanın da çoktan yerle bir olduğunu biliyorlar mı acaba... Ama bu kesimlerin o ‘eski günleri’ aramalarına da hak vermek gerek.
12 Haziran yarım kalan ‘46 sürecini’ tamamlayabilir
Türkiye’de 12 Haziran’da yalnız yeni bir siyaset sahnesi açılmayacak. Yeni bir ekonomik tablo da ortaya çıkacak. Türkiye’ye 2011’in ikinci çeyreğinden itibaren, yoğun doğrudan sermaye girişinin olacağını IMF’nin son raporu üstü örtülü de olsa teyit ediyor.
Ama ondan da öte, Doğu Avrupa, Ortadoğu ve K. Afrika’dan başlayan ekonomik büyümenin enerji, finans, medya-iletişim ve yeni ekonominin bütün sektörlerini kapsayan amansız bir rekabetle birlikte hız kazanacağı da artık aşikâr. Bu durum, şüphesiz şimdiye kadar devlete her istediklerini yaptırmış ve tekel konumunda olmuş ‘güçleri’ çok rahatsız ediyor.
Rekabet ederek güçlü olmak pek alışık olmadıkları bir durum. Tam da bundan dolayı, yeniden devlet merkezli, baskıcı soğuk savaş modeli bir toplum istiyorlar. Bunun için de bu modelin, sol ve sağ olarak, ideolojisini ayakta tutmaya çalışan CHP ve MHP’yi destekliyorlar.
Partilerin aday listelerinden yola çıkarak benzer görüşleri, bence Fuat Keyman, başka bir biçimde, ifade etti. Keyman; ‘Ak-Parti’nin aday listesinin artık kendi içinde yıkılabilir koalisyon tartışmalarını bitirerek, Türkiye’nin geleceğine damga vuracak bir kadro yarattığına vurgu yaptıktan sonra, Ak-Parti’nin seçimden güçlenerek çıkması durumunda, 46’da DP ile başlayan devlet yerine toplum merkezli modernleşmenin hegemonyasına geçeceğimizi söylüyor. Bu tespite şunu ilave edelim; eğer ki 2011 Haziran Meclisi, diğer Anayasalardan referans almayan demokratik bir Anayasa yapmayı başarırsa bu gerçek olur.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018