Cemil ERTEM
Bu haftanın içeride öne çıkan iki önemli gelişmesi vardı bence. Birincisi, Ergenekon Terör Örgütü-Medya ilişkisinin tartışılmaya başlanması... İkincisi ise şu artık yeniden tartışmamız ve tanımlamamız gereken özelleştirme sorunsalı. Evet, sorunsalı diyorum çünkü gerçekten özelleştirme Türkiye için, başından beri, bir sorun değil, ‘sorunsal’ oldu. Yani kendisi tek başına başka sorunları belirleyecek ve çözüldüğünde de çözecek temel bir sorun olarak hep başımızda var oldu özelleştirme meselesi. Aslında, Türkiye için ‘meselelerin meselesi’ diyeceğimiz özelleştirmeye, medyanın bulaşmışlığı nedeniyle pekâlâ bu ikinci meselemizi Ergenekon-Medya sorununa bağlı olarak da ele alabiliriz.
Bugün öyle yapacağız. Ama ilk önce, Alper Görmüş’ün Etkileşim Yayınları’ndan çıkan çarpıcı kitabından başlayalım; kitabın adı ‘Büyük Medyada Ergenekon Haberciliği’. İki cilt olan bu kitaptaki temel tezi Alper, bizim haber servisine verdiği röportajda söylemiş.
Tezi şu: Ergenekon yalnız kriminal bir olgu değildir. Ergenekon Terör Örgütü, paradoksal olarak, kriminal olarak zayıflarken ona verilen medya desteği artmakta ve giderek ideolojisi yaygınlaşmaktadır. Althusser’in ‘devletin ideolojik aygıtları’ tezini doğrulayacak bu yaklaşım çok yerinde ve bugünü açıklıyor. İşte tam burada, 12 Eylül günlerinde, MHP’lilerin söylediği o ünlü serzeniş ister istemez akla geliyor: ‘Biz içerdeyiz ama zihniyetimiz iktidar.’
Alper Görmüş’ün dediği gibi Ergenekoncuların, terör-mafya-darbe teşebbüsü vb suçları göstere göstere işlemiş olanları ve bu yolla silahlı örgüt kuranları şimdi Silivri’de ama bunların ideolojisini oluşturan çok büyük bir kesimde medyada iktidar.
Burada sakın yanlış anlaşılmasın medya derken yalnız belli grubu kastetmiyorum. Laik-cuntacı kesimin ‘yandaş’ diye elini sürmediği o çok satan gazete ve grup(lar)da da Ergenekon’un ideolojik iktidarı var.
Bakın Alper Görmüş öncü bir adamdır. Ben onu Nokta’da tanıdım. Sonra Taraf’ta da birlikteydik. Hiçbir şeyi emin olmadan açıklamaz, anlatmaz ve emin olduktan sonra da yolu cesurca açar. Şimdi yine Alper çok önemli bir yol açtı. Bu yolda cesurca yürümemiz lazım. Ergenekon’un bir tarihsel blok olduğunu ve bu tarihsel bloğun hem sağ tarafının hem de sol tarafının olduğunu öteden beri söylüyorum. Şimdi Ergenekon tarihsel bloğunun sağı ve solu tek bir hedefe kilitlenmiş durumda: Ak-Parti’yi iktidardan indirmek. Bunun için Alper’in dediği gibi, çoğunluğu darbeye razı. Ak-Parti’ye ne ‘yaşam tarzları’ tehlikede (!) olduğu için ne de neoliberal ekonomi-politikası uyguladığı(!) için kızgınlar.
Orhan Pamuk dün, PBS’de ünlü sunucu Charlie Rose’a verdiği mülakatta, Erdoğan’ın en başarılı olduğu alanın, ordunun gücünün azalması olduğunu söyleyerek, Ergenekon operasyonlarına dikkat çekiyor. İşte bu iki alanda şimdiye kadar atılan adımlar, şu an medyada ideolojik olarak iktidar olan Ergenekon’un sağ ve sol kanatlarını yerinden sıçratıyor. Bunun için kendilerinden, özlerinden bile vazgeçecek kadar alçalabiliyorlar. Örneğin CHP’yi desteklemek için hile yapıp partilerini seçimlere sokmuyorlar, ya da sağ taraftan söylersek Demirel, ordunun, siyasi alanda görece tasfiyesinden sonra, tek umut olarak gördüğü CHP’ye ‘derin devlet’ marifetiyle sızıyor ve o da bizim Ergenekon ‘sosyalistleri’ gibi el altından CHP’yi destekliyor.
Ergenekon-C’nin özelleştirme stratejileri
Şimdi tam burada şu özelleştirme ‘sorunsalına’ gelelim. Yukarıda anlattığımız Ergenekon-C, yani Ergenekon Cephesi’nin sağ tarafı özelleştirmeleri ‘devletin malı deniz yemeyen domuz’ postulası ve ideolojik tutarlılığı çerçevesinde ele aldı. Ergenekon medyası da bunun, Althusserci ideolojik (!) zeminini hazırladı. Ve tabii yağmanın içinde de oldu. Zaten patlayan doğalgaz ihalesinin aktörlerinden biri, aynı zamanda, medya patronu biliyorsunuz.
Ergenekon ‘solu’ ise özelleştirmeleri bir mülkiyet sorunu olarak görüp, (devletin elinde yağmalanan işletmeleri halkın malı zannediyorlardı) buradan itiraz etti. Bakınız Mümtaz Soysal’ın ‘mümtaz’ özelleştirme dava dilekçeleri... Sonuçta şunu söylemek istiyorum; eğitim sisteminden, savunmaya, buradan medya ve özelleştirmelere kadar bugün patlayan ne varsa Türkiye’de başından beri kurgulanan Ergenekon düzeninin sonucudur. Ama bu düzenin sağı da (Demirelgiller) solu da ( Devletçiabigiller) bitti. BİTTİ!
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018