Cemil ERTEM
Bu hafta önümüzdeki haftaları hatta yılları belirleyecek çok önemli gelişmeler oldu. Rusya’nın Kazakistan ve Belerus’la Gümrük Birliği’nden sonra, Avrasya Ekonomik Birliği’nin ilk adımını atması çok önemli bir gelişme. Bu adım, Rusya’nın yeni genişleme stratejisinin en önemli basamaklarından birisi ve Avrasya Birliği’nin ilk yapı taşı şüphesiz. Rusya, Belarus ve Kazakistan’ın 170 milyonu bulan nüfusu, enerji zenginliği ve sanayi alt yapısı ile tartışılamayacak bir potansiyel şüphesiz.
Ancak bundan önce Rusya’nın, Avrasya Birliği’nde öncü olan Belarus ve Kazakistan’ın haritadaki yerlerini konuşmalıyız. Kazakistan, batıda Hazar’la doğuda da Çin’le birleşecek kadar geniş bir coğrafyaya yayılıyor ve Kazakistan’ın güneyinde Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan var.
Bütün bu ülkeler hem enerjinin hem de Uzak Asya-Batı bağılantısını sağlayacak transit geçiş koridorlarının merkez üsleri... Dolayısıyla Rusya’nın Kazakistan’la ekonomik entegrasyonu sürekleyici ve genişleyeci, denetleyeci bir entegrasyondur. Öte yandan Belarus’da Rusya için Batı geçişi için çok stratejik bir ülkedir; çünkü Belarus, güneyinde Ukrayna batısında Polanya ile komşudur ve Belarus’un kuzeyi de Litvanya, Letonya, Estonya ile devam ederek, Rusya’nın Batı’ya öykünen ve Avrupa’ya, her anlamda, tepeden bakan St. Petersburg’una dayanır.
St. Petersburg, Putin’in olduğu kadar, bu kenti Rusya genişlemesi için kuran (1703) Çar Deli Petro’nun, Lenin’in ve Medvedev’in de kentidir. Yani Rusya merkezli Avrasya Birliği’nin temeli böylece tamamlanmış oluyor.
Türkiye’yi kuşatan bir ‘birlik’
Kazakistan, Çin’e kadar gidecek geniş doğu hinderlandının başlangıç ve merkez ülkesi olarak belirleniyor, Belarus ise küçük ama stratejik bir Rus üssü olarak Avrupa’ya açılan kuzey ve batı kapısı olarak üçgenin en önemli kenarını oluşturuyor.
Üç ülkenin oluşturduğu birlik, fiili olarak, 1 Ocak 2015’te başlıyor; üç ülke tedrici olarak mal, hizmet ve emek alanlarında bu tarihten sonra serbest dolaşıma geçecek; ve en önemlisi de bu üç ülke enerjide 2025’e kadar mevzuat sınırlaması olmaksızın ortak pazara geçecek ve bunu 2029’ a kadar ulusal elektrik pazarlarının bütünleşmesi takip edecek. Şimdi bu birliğe, 2015’da Kırgızistan dahil olacak ama Türkiye için de çok önemli bir gelişme de Ermenistan’ın çok yakında-Haziran ortası gibi- birliğe resmen katılacak olması... Dolayısıyla Türkiye, batı sınırıyla Avrupa Birliği’ne doğu sınırı ile de, hızla gelmekte olan Avrasya Birliği’ne komşu olacak...
İşte tam burada, bizim için işin en kritik noktasına geliyoruz...
Avrasya Birliği AB’nin taklidi mi?
AB, şimdiye değin Almanya ve Fransa gibi ülkelerin kendi merkezlerinde sürüklemek istedikleri ve bunda da başarısız oldukları tam da bu nedenle Türkiye ile sorunlar yaşadıkları, birlik olmayan bir birlik, daha doğrusu egemen ulus-devletlerin ‘diğerlerini’ modern sömürge yapmak istedikleri bir oluşumdu ve bu haliyle teorik olarak bitti. Öyle anlaşılıyor ki, Rusya’da kendini merkez ilan ederek yeni bir, ‘gerçek anlamda birlik olmayan birlik’oluşturuyor ve bunun da adı şimdiden belli: Avrasya Birliği... Bu girişimin nihayete erip eremeyeceği, Rusya’nın elindeki imkanları nasıl değerlendireceğine bağlı; Putin eğer ki içeride de, başında olduğu oligarşiyi dağıtan ve Rusya’ya özgü yeni bir demokratikleşme ve açılım politikasına geçerse- ki bu Putin Rusya’sı için imkansız- ve bu imkansızı, Avrasya Birliği’ne üye olan/olacak ülkelerle, Rusya’nın eşit koşullarda katılımını sağlayacak mekanizmaların ve kurumların inşası takip ederse, bu birlik adımı hiç şüphesiz bize 21. yüzyılı anlatan bir temel yönelim olur ve Avrasya Birliği başarılı olur.
Putin, bir zamanlar Almanya’nın AB için yaptığını yapmaya kalkarsa, bu işin sonu AB’de olduğu gibi ekonomik krizle de bitmez; bir Kafkasya savaşı ile biter.
Türkiye merkezli yeni ve sahici bir birlik doğuyor...
Peki burada Türkiye ne yapmalıdır; size belki iddialı gelecek ama Türkiye, Almanya’nın AB için yaptığının, Rusya’nın da Avrasya Birliği deyip, yeni Rus-oligark- imparatorluğu hedefinin, tam tersini yapmalıdır.
Yine bu hafta, gözlerden kaçan önemli haberlerden birisi de Barzani’nin artık yeter diyerek isyanı idi. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani, taleplerinin, Bağdat hükümetince yerine getirilmemesi durumunda daha fazla beklemeyeceklerini belirterek “Kürdistan halkı, referandum yoluyla kendi geleceğine karar verecek ve Kürdistan ile Bağdat arasındaki ilişkilerin geleceğine yön verecektir’’ dedi. Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Barzani, ‘Anayasal ve meşru haklar beklemez; Irak Anayasası çerçevesinde Bağdat hükümetiyle uzlaşıya varmaya çalışacağız. Şayet uzlaşma olmazsa referanduma gideceğiz. Referanduma uluslararası gözlemciler de davet edilecek’çıkışını yaptı.
Kürdistan bölge hükümeti, boru hattıyla, Türkiye üzerinden dünyaya ihraç ettiği petrolle ilgili Bağdat’ın engelleme girişimlerine karşı çıkıyor. Erbil yönetimi, Irak genel bütçesinden Kürtlerin hakkı olan yüzde 17’lik payın kesintisiz ve zamanında verilmesini talep ediyor; Türkiye tam burada Kürdistan petrolünün ihracına başlayarak, Barzani’ye destek veriyor.
İşte şimdi Türkiye, Irak Anayasası’nın 140. maddesi çerçevesinde referandumun yapılmasını desteklemeli ve Kürt halkının, Irak merkezi yönetiminden ayrılarak kendi kaderini belirleme iradesine sahip çıkmalıdır. Irak diye bir ülkenin aslında olmadığını da tüm dünyaya anlatmalıyız; tam şu sıralar, ‘Irak’ın toprak bütünlüğü’ diye başlayan cümleler sanıyorum tarihe en büyük diplomasi sehtekarlığı diye de geçecektir.
Türkiye bunun dışında Azerbaycan’la olan enerji entegrasyonunu ısrarla devam ettirmelidir. Nitekim, Şah Deniz üretim sahasında ve TANAP projesinde Türkiye’nin payı, yine bu hafta imzalanan anlaşmayla arttı. Başbakan Erdoğan’da yapılan imza töreninde, bunun birleştirici bir proje olduğunu ve Türkiye’nin Türkmenistan gazının da Türkiye üzerinden dünyalaşması gerektiğini söyledi.
Tabii İran ve Türkiye ilişkileri de bu yeni dönemde hem enerji hem de ekonominin diğer alanlarında da herkesi şaşırtacak hızda ve düzeyde gelişecek ve bu gelişmeler bölgenin haritasını yeniden çizecek. Yine bütün bunlara bağlı olarak Suriye iç savaşında çok önemli gelişmeler bekleyebiliriz. Keza Kıbrıs ve Filistin sorunlarının çözümünde de...
Üç önemli dinamik...
Bütün bu tablo karşımızda Avrupa’dan Çin sınırına kadar olan bölgede üç önemli dinamik ve dinamiklere bağlı çekişmelerin, pazar ve güç savaşlarının olduğunu bize gösteriyor. Birincisi Almanya ile somutlanan gerici Avrupa finans kapitali ve savaş sanayisi; burayı ABD’deki silah ve kirli finans yapıları, Londra merkezli küresel kriz sermayesi destekiyor zaten bunlar kesif bir Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı içinde...
İkincisi, Rusya’nın yeni emperyal çizgisi ve stratejisi ile şekillenmeye başlayan Avrasya Birliği...
Ve... Üçüncüsü, Doğu Avrupa’dan başlayarak, K. Irak, (Kürdistan) Azerbaycan’la devam ederek Türkmenistan’la devam etmeye çalışan Türkiye merkezli yeni bir birlik ve ekonomik, siyasi bütünleşme arayışı... Bu arayış, aslında Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmadan önceki bütün egemenlik alanlarını-Afrika dahil olmak üzere- kapsıyor ancak kesinlikle yeni bir Osmanlı eğemenliği arayışı değil, tam aksine, bölge ve ülke halklarının çıkarlarını ortaklaştıran, binlerce yıldan beri süregelen dini kültürel değerlerini öne çıkartan, doğal kaynakların özgürce kullanımını sağlayan, yeni, bütünlüklü ve kesinlikle ulus-devlet paradigmasını aşan bir tarihsel yönelim ve paradigma... Türkiye, burada merkez ülke ve tam da bundan dolayı, Türkiye’ye yönelik saldırılar içerideki ‘hazır kuvvetler’ ayağa kaldırılarak yapılıyor, dünkü prova gibi...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2)
25.10.2018 - Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... Paylaş Twitle
24.10.2018 - SORUNLAR, TESPİTLER VE ÇÖZÜMLER...
18.10.2018 - Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir?
17.10.2018 - Enflasyonla mücadele: Dün ve bugün...
- Dışarısı ve içerisi: Rakamlar-çözümler...
- BM Genel Kurulu: ABD, Türkiye ve diğerleri...
25.09.2018 - Yeni Ekonomi Programı üzerine
21.09.2018 - Cinayeti çözmek: Bakış açınızı değiştirin!
18.09.2018 - Büyüme ve dönüşüm meselesi üzerine...
11.09.2018
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
İLHAMİ ATASEVER
Ali bey yazınızı okudum. Çok güzel tespitleriniz var. Bu söylediklerinizi önce anlamak sonra da uygulamak gerekir. Güzel bir tespiTniz var köylü mü, çiftçi mi olmak.
erhan mert
ali uzun , yukarıda bahsettiklerinin yapılabilmesi için örnek teşkil edecek kimselerin saglam karakter sahibi ve güzel ahlaklı olması gerekiyor , sahsi çıkar ile degil , hizmet esasına göre hareket etmesi daha doğru olur , günlük hayatta çok dikkatli ve hassas davranmalı menfaat hesabıyla yaltaklanarak degil , şahsiyetli ve prensipli hareket etmesi , özü ve sözü bir olmayan , ne idüğü belirsiz mahlukata deger vermemesi ve en önemlisi haddini bilen olması öyle kimselerle hemhal olması gerekiyor .