Cemil ERTEM
Neşesi olmayan bir bayram geçirdik. Ama bu günler çok önemli gerçekleri de bize gösterdi. Savaş dönemleri ve savaş halleri; çok yalındır. Savaş, politikanın yoğunlaşmış ama, aynı zamanda da, yalınlaşmış halidir. Savaşta her şey açığa çıkar ve kesindir, saflar iyice belirginleşir, ortada kalanlar, ‘tarafsız’ görünmeye çalışanlar bu çabalarının beyhude olduğunu savaş dönemlerinde daha da açık olarak görürler. İsrail, Gazze’de çocuk parklarına, hastanelere saldırırken, bu saldıralara, siyonist katiller dışında, tabii kimse sahip çıkamazdı ancak bu acımasız ve kuralsız savaşta İsrail’in destekçileri kimlerdi sorusunu sormalıyız.
Ancak bu soru da siyasetin ve diplomasinin siyah peçesi altında kalabilir.
İsrail nasıl bir bölge istiyor?
Ama savaşın çok net olan konturlarını şu sorunun cevabında bulabilirsiniz: Bugün İsrail, Avrupa’dan Türkiye’ye oradan Ortadoğu, Mağrip ve Kafkasya coğrafyasına kadar nasıl bir bölge istiyor? Örneğin AB’nin nasıl devam etmesini tercih ediyor, Türkiye’deki siyasi yönetim hatta rejim tercihi nedir ve bu anlamda kimleri destekliyor; İran ve Rusya’nın yeni yolu hakkında ne düşünüyor?
İşte bu soruların cevapları bize hem bugün İsrail devlet terörünün asıl amacını anlatır hem de bütün bu bölgede temel siyasi çelişkilere bağlı olarak, ekonominin ve politik hattın nasıl biçimleneceğini söyler.
Biliyorsunuz, geçen hafta Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği’nde Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Katar Dışişleri Bakanı Halid Bin Muhammed el Atiyye bir zirve yaptı. Burada ABD tarafı, hemen ateşkes ve sivil ölümlerin durması için adım atılması gerektiğini Türkiye ile birlikte söyledi. Daha önce de Kerry, mikrofonu açık unutarak (!) İsrail’e örtülü bir şekilde durması gerektiğini söylemişti. Ama İsrail’in buradaki tavrı şu oldu; ‘biz ABD’yi takarız, Obama yönetimini değil.’ Netanyahu iktidarı, ABD deyince siyonist-neocon cephesini anlıyor ve bu cephenin ABD’de mutlak ve sürekli ‘esas’ iktidar olduğunu düşünüyor. Tıpkı CHP’nin, bizde seçkinci vesayetçi siyasetin sürekli iktidar olacağını, Türkiye’nin sahiplerinin bu iktidara bağlı tekelci sermaye olduğunu düşünmesi gibi. İsrail, artık ABD’de Obama yönetimine bağlı politika belirlemiyor; çünkü Obama yönetiminin, bölgede oluşan iki temel ittifak dışında kaldığını hesap ediyor ki, bu kısmen doğru.
İsrail Savaş İttifakı...
İsrail’in hesabındaki iki temel ittifak Avrupa’dan başlayarak şöyle şekilleniyor: Savaş Devleti İsrail’in destekçileri; Almanya merkezli çekirdek AB, Suudi Arabistan, BAE, Ürdün, Mısır...
The Guardian’da da yazan Ortadoğu Uzmanı David Hearst, geçen gün ‘Suudi Arabistan’ın timsah gözyaşları’ adlı bir makale yazdı; Hearst, burada, Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Ürdün’ün bugün İsrail’in arkasındaki cephe olduğunu söylüyor ve bu cephenin karşısında Türkiye, Katar, Filistin ve Mısır muhalefeti olarak da Müslüman Kardeşler’in olduğunu vurguluyor. Ayrca Hearst, şu çok önemli tespiti de yapıyor; ‘ABD’nin Kerry ile Netanyahu’ya iletilen barış girişimini, İsrail, başta Suudi Arabistan olmak üzere, Mısır ve yukarıda saydığımız cephede yer alan Arap ülkelerine güvenerek reddetti.’ O zaman karşımızda İsrail’in öncü olarak yürüttüğü bir savaş ittifakı var ve bu ittifakın tam karşısında da, Türkiye merkezli bir başka ittifak görüyoruz.
İran ve Rusya nerede?
Peki burada İran ve Rusya nerede duruyor diyecek olursanız; bu iki ülkenin öncelikleri ve gündemi çok farklı. Rusya, Türkiye merkezli bu yeni gelişmenin çok farkında ve şimdilik sadece izliyor. İran ise hem ABD’nin hem de Avrupa’nın daha net davranmasını bekleyecek. Pers geleneği böyledir; son derece pragmatist ve oportünistir. Ama hem Rusya hem de İran, enerjiden başlayan yeni bir Türkiye genişlemesine çok şüpheyle bakıyorlar ki; haklılar ben de onların yerinde olsam böyle bakardım; çünkü bütün bu bögede, tarihsel olarak, binlerce yıldan beri gelen üç büyük devlet geleneği var; Türk, Rus ve Pers... Bu, gelecekte bir kapışma nedeni mi; bu erken bir soru...
Türkiye savaşın içinde...
Neyse günümüze gelecek olursak; savaşın netliği bize şunu anlatıyor; Bugün Avrupa’dan başlayan büyük bir pazar ve enerji kaynakları kapışması var ve bu kapışma tam şimdi, Gazze üzerinde savaşa dönüşmüş durumda. Türkiye de, sonuna kadar Filistin’in yanında olarak, bu savaşın içinde.
Savaşın devletler bazında cepheleri şöyle; Almanya-İsrail-Suudi Arabistan-BAE, Mısır, Ürdün...
Diğer cephe ise Türkiye üzerinden genişleyecek olan cephedir ve Katar’dan başlayarak bölgesel barışa yanıt verecek tüm ülke ve siyasi gruplar, Güney ve Doğu Avrupa, Mısır muhalefeti ve giderek gelişmekte olan Asya ülkeleri buraya dahil olacaklardır.
Burada ABD ve İngiltere’yi artık bir blok olarak İsrail merkezli savaş cephesinin -tam- içine koyamayız. İsrail, tarihinde ilk defa, ABD ve İngiltere’den kısmen bağımsız ve bölgede kendine benzer ülkelerle, kurduğu savaş ittifakına bağlı hareket ediyor.
İsrail’in Türkiye Cephesi...
Böyle olunca burada, tek bir ABD yok; ama tek bir Türkiye de yok. Şunu unutmayalım; İsrail Savaş İttifakı’nın Türkiye’deki en büyük destekçisi, bugün Erdoğan karşıtı cephedir. Bunların bir ayağı, tıpkı Netanyahu gibi, ABD’deki ve İngiltere’deki siyonist-neocon ittifakına dayanır.
Almanya-İsrail-Suudi Arabistan, BAE cephesinden de, Gezi ve 17 Aralık süreçleri ve operasyonları için her türlü finans ve kurmay -medya- desteği almışlardır. Suudlar’ın, Mısır Sisi darbe süreci ve Gazze’ye kadar varan süreçte 20 milyar dolara yakın meblağı her türlü operasyon için kullandıklarını ve Türkiye’de ise yine Suud merkezli böyle bir sermaye gücünün -17 milyar dolara kadar varan- ayrıldığını ve kısmen kullanıldığını biliyoruz. Gazze’ye saldıran cephenin Türkiye’de CB Adayı, İhsanoğlu’dur.
Durum budur; Türkiye’de eğer, şu bayram günlerine sıkıştırılan ‘casusluk’ operasyonu olmasaydı, Savaş Cephesi, CB seçim sürecinde, -bayram sonrası- çok önemli hamleler yapacaktı. Bu operasyon, Gazze saldırıları sürerken, bu cepheye içeriden bir cevaptır.
Türkiye, Filistinliler’i de, Kürtler’i de ve diğer tüm mazlum bölge halklarını da ayağa kaldırarak yoluna devam edecek.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018