Cemil ERTEM
Bugün NATO zirvesiyle başlayalım. Çünkü bu NATO zirvesi, Türkiye’nin öne çıktığı, Ortadoğu ve Kafkasya’daki yeni dinamiklerin hesaba katılacağı bir zirve olacak. Galler’deki zirvenin önemini, Putin zaten iki hafta önce yapılan Minsk toplantısında, Ukrayna’ya NATO’ya girmek doğrultusunda adım atarsa başına neler geleceğini özetleyerek bir parça anlatmıştı.
Zirvede Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko’nun kalılacağı bir NATO-Ukrayna taplantısı da var.
Ancak Almanya’nın etkinliğinin AB içinde, Junker’in AB Komisyonu Başkanı olmasına rağmen, giderek zayıfladığını görüyoruz. Dün, Avrupa MerkezBankası (ECB) Başkanı Draghi, ECB’nin faiz indirimini açıkladığı gibi, kapsamlı varlık alım programına da başlayacaklarını açıkladı. Bu gelişme bize artık Almanya baskısının ECB üzerinden de kalkmaya başladığını gösteriyor. Nihayet ECB yapması gerektiğini yapıyor, geç olsa da… Ama Avrupa’nın krizden çıkması için yalnız genişlemeci para politikaları yetmez. Siyasi olarak da AB’nin kendi doğusuna doğru, yeni bir anlayışla, genişlemesi gerekir.
Ukrayna NATO üyesi olabilir mi ya da hangi şartlarda olur; ; (ama bu soru aynı zamanda AB kendi doğusuna doğru genişleyebilir mi sorusudur) bu sorunun tek bir cevabı var o da şu: Ukrayna’nın, Rusya’ya rest çekerek NATO yolculuğuna çıkması ancak Rusya’nın enerji, doğal kaynak ve pazar gibi alanlarda kısa dönemde, Batı için, alternatifinin oluşturulması ile olur. Bunun da üç yolu vardır:
Batı’nın 3 çıkışı…
1) Doğu Çin Denizi’nin bittiği limanlardan başlayarak, Pasifik Asyası’ndan geçip Kafkasya ve Ortadoğu coğrafyası ile Türkiye’ye ulaşacak transit pazar ağlarını-hızlı demiryolu ağları- örerek bu coğrafyada yeni ekonomik birlikler oluşturmak 2) Kafkasya ve Hazar enerji kaynaklarından başlayarak, İran, Irak ve Doğu Akdeniz enerji yataklarını-doğal gaz ve petrol- Güney Gaz Koridoru ve Anadolu Enerji Koridorları yolu ile Adriyatik boru hatlarına bağlamak; aynı zamanda, Akdeniz’deki Ceyhan gibi Türk limanlarını enerji işleme ve fiyatlama merkezlerine dönüştürmek. Buna bağlı olarak Türkiye’nin yakın gelecekte kuracağı ve bölgesel nitelik kazanacak Enerji Borsası’nı küresel enerji fiyatlaması için referans kabul etmek. 3) Türkiye’nin AB üyeliğini, Türkiye’nin ve tüm Doğu Avrupa ülkelerinin çıkarları doğrultusunda, hukuki üst yapıyı güvenli şekilde oluşturarak hemen tesis etmek.
Yani biz burada yeni bir AB öneriyoruz ki, bu Rusya’nın Avrasya Birliği’ne alternatif bir AB’dir. Bu AB, hızlı bir şekilde Türkiye’yi içine alacak sonra Gürcistan ve Ukrayna’ya doğru genişleyecektir.
Burada para birliği ancak ortak siyasi ve mali birliğin eşit şartlarda gerçekleşmesinden sonra söz konusu olabilir. Dolayısıyla Türkiye Eurozone’a dahil olmadan da üye olabilir.
Enerji ve Savunma Politikası fasılları
NATO zirvesi AB’nin Türkiye’nin üyelik sürecinde en önemli başlıkları olan 15. Başlık enerji ve 31. başlık Dış Güvenlik ve Savunma Politikası başlık müzakerelerini öne alabilir. Zaten Erdoğan bir müddet önce AB’ye bu iki önemli başlığı açmadıkları için söylemediği bırakmamıştı. İşte şimdi haklı olduğu ortaya çıkıyor. Enerji faslı, Birliğin rekabet edebilirliğine katkı sağlamak, enerji arz güvenliğini temin etmek, sürdürülebilir kalkınma temelinde çevrenin korunmasına katkıda bulunmak ana başlıklarını içeriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Galler’e geçmeden önce Azerbaycan’ı ziyaret etti ve TANAP’ın, Bakü-Tilfis-Kars demiryolu hattı ve Güney Kafkaslar Boru hattının artık devreye gireceği tarihler belirlendi bu ziyarette. Dolayısıyla AB’nin Türkiye ile ilgili olarak, Türkiye’nin çizip önüne koyduğu yolu takip etmekten başka çaresi yok. Tabii bir diğer yol, Rusya’nın, Almanya ile birlikte, çizdiği yoldur.
2008’de ‘Erdoğan Ekonomisi’ başladı
Türkiye bütün bu dönemde, AB ve bölge ekonomisini toparlayacak öncü bir güçtür. Türkiye, IMF reçetelerinden ayrı olarak, kendisi yolunu bulmaya çalıştığı 2008’den itibaren rekabetçi bir sanayiyi öne çıkarmayı başarmıştır. Tabii ki çok önemli eksiklikler vardır; ancak artık yol bellidir. Örneğin Türkiye, BM’nin Kalkınma Programı çerçevesinde yayınlanan İnsani Gelişmişlik Raporu’nda 2014 yılında 21 basamak atlayarak 187 ülke arasında 69. Sıraya yükselmiştir. Ancak burada dikkat çekilmesi gereken ayrıntı, 2008-2013 döneminde Türkiye’nin burada 16 basamak birden yükselmesidir. Şuna dikkat çekmek isterim; Türkiye ne zaman daraltıcı para ve büyümeyi aşağıya çeken maliye politikalarını devreye sokarsa refah seviyesinde çok hızlı düşüşler görüyoruz. Çünkü kurumsallaşmamış, küçük ve orta boy işletmelere dayanan bir üretim yapısı var ve bu yapı, olumsuz beklentilere karşı çok duyarlı. Bu açıdan 2008-13 arası ve 2014 yılı İnsani Gelişmişlik Endeksi sıçraması anlamlıdır.
Kalkınma Bakanı Yılmaz’ın söyledikleri
Geçen gün Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz’la çok verimli bir görüşme yaptık. Kalkınma Bakanı Yılmaz, hem, 62. Hükümet Programı ile hem de Bakanlığının hedefleri ile çok önemli şeyler söyledi. Yılmaz’ın söyledikleri, bizim yukarıda söylediğmiz, Türkiye, AB ve Bölge Ekonomileri toparlayacak ve enerjiden başlayarak bölge dengelerini hatta sınırlarını değiştirecek dinamiklere sahiptir tezini doğrulayan vurguladı. 62. Program’ın, 10. Beş Yıllık Planı’nın temel başlıklarına bağlı kaldığını söyleyen Yılmaz, 25 öncelikli dönüşüm programı belirlediklerini ve bu 25 başlığın, üretimde verimliğinin artırılmasına bağlı olarak, rant ve faize dayalı bir ekonomiden çıkışın tüm başlıklarını içerdiğini söyledi.
Bu 25 öncelik, bize göre, Türkiye’nin 1947’den beri uyguladığı dışarıdan belirlenen neoliberal ekonomi-politikalarından tamamen kopması anlamına geliyor. Cevdet Yılmaz, bu 25 Eylem Planı’nın 2014 yılı içinde Yüksek Planlama Kurulu kararı olarak yayımlanacağını ve yapılanların/yapılmayanların düzenli olarak Bakanlar Kurulu’na raporlanarak takip edileceğini de söyledi.
Kalkınma Bakanlığı’nın çabası
Bunun dışında Cevdet Yılmaz’ın üzerinde durduğu en önemli konu da bürokratik oligarşi… Devlet bürokrasisindeki katılığın ve mevzuat kalabalığının yatırım ortamının en büyük düşmanlarından biri olduğunu söylüyor Yılmaz… Yılmaz’ın dikkatimi çeken bir diğer önemli vurgusu da, 62.Hükümet Programı’nın 2015-19 arasındaki ‘altın yıllara’ yalnız hazırlık olmadığını bir çok başlığı itibariyle bu programın, bu yılları da kapsayan ve Türkiye’yi 21. Yüzyılda sırtlayacak ekonomiyi inşa edecek bir temel olduğunu söylemesi idi.
Doğrusunu söylemek gerekirse Kalkınma Bakanlığı’ndan endişelerimi biraz olsun gidermiş olarak ayrıldım geçen akşam. Ancak şunu da açıkca söylemem gerekiyor ki, Türkiye’nin, 1947’den beri süren neoliberal-IMF’ci politikaların zihniyetini ve tahribatını üzerinden atması çok kolay değil.
Bunca yılın tahribatını; yoksulluk, düzensiz ve çarpık kentleşme, çevre kirliliği, bölgesel eşitsizlik, ranta ve riba kaynaklı korkunç bir gelir dağılımı adaletsizliği olarak bugün hala görüyoruz. Ama beni umutlandıran en önemli şey de; bütün bu olumsuzlukları halkın, iktidar olan siyasetin farkına varması; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda başından beri-tüm kuşatılmışlığa rağmen- adeta direnmesi. Bunun sonucunda da Kalkınma Bakanlığı’nın 10. Beş Yıllık Planı üretmesi ve bu planın 62. Hükümet Programı’nın temel eksenlerinden birisi olması…İşte bu Türkiye’de bir ilk… “Bazı dengeler” yok mu hala diyeceksiniz, var tabii; ancak önemsizleşiyorlar, Erdoğan’ın deyimiyle marjinalleşiyorlar, Umutvar olunuz!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2)
25.10.2018 - Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... Paylaş Twitle
24.10.2018 - SORUNLAR, TESPİTLER VE ÇÖZÜMLER...
18.10.2018 - Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir?
17.10.2018 - Enflasyonla mücadele: Dün ve bugün...
- Dışarısı ve içerisi: Rakamlar-çözümler...
- BM Genel Kurulu: ABD, Türkiye ve diğerleri...
25.09.2018 - Yeni Ekonomi Programı üzerine
21.09.2018 - Cinayeti çözmek: Bakış açınızı değiştirin!
18.09.2018 - Büyüme ve dönüşüm meselesi üzerine...
11.09.2018
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları






















































































































































ozgur safran
Demiray oral i begeniyorum. Sn.oral kck davalari da bir o kadar trajikomik.. darbe davalari kadar fantastik.bazen kendimi kafkanin dava kitabini okuyormusum gibi hissediyor,hisleniyorum...
bilgin
Çünkü başka klişeler de var. Misal " devlet bize bakmiir"... çalışmaktan hoşlanmayan asgari ihtiyaçlarını da, her fırsatta aleyhinde tutum sergilemekte geri kalmadığı devlete, yıkılmakta uzman kesimin lafı ... yanlış anlaşılmasın ben bu insanları böyle de seviyorum çünkü çok candan samimi insanlar. Ama gerçekleri gözardı edemeyiz. TC nin parası imkanları her zaman bu sorunla ilgili her politikanın bir ayağı olmak zorunda