Cemil ERTEM
Bugün Yunanistan’da seçimler var. Bu, küçük bir AB ülkesinin sıradan bir şeçimi değil, bugün Yunan halkının seçimi AB’nin belki de geleceğini bize söyleyecek.
Yunanistan, 2008’de patlayan krizin, Avrupa ayağının simge ülkesi oldu.
Batı medyası uzun bir müddet, Avrupa’nın krizini Yunan halkına yıkmaya çalıştı.
Ortada AB hatta sistem krizi yoktu ve bu küçük ülkenin “tembel” halkının savurganlığı sonucu ortaya çıkan bir “Greek Crisis” (Yunan Krizi) vardı.
Çalışkan Almanlar, her zamanki gibi mağdurdu ve erken yaşta emekli olan, öğlen uykusunu fazla kaçıran, Ege tatilcisi Yunanlılar krizin sorumlusuydu.
Uzun müddet, AB’nin içinde olduğu kriz, “Greek Crisis” olarak yazıldı, anlatıldı. Sonra kriz İspanya’ya sıçrayınca bu “tembellikten” İspanyollar da nasibini aldı. İspanya’nın trilyon doları hayli aşan kamu borcu, tam bu sıralar dillere düştü.
15. yüzyılın sonunda İspanya kıyılarından yola çıkan gemilerin, dünyanın güneyini ve doğusunu, sanayi devrimine kadar sürecek yağmaya teslim etmesi ve Avrupa’nın soyguna, yağmaya dayalı zenginliğinin İspanya kıyılarından başladığı da hemen unutuldu tabii. Yunanistan’ın, İspanya’nın hatta İtalya’nın Euro Bölgesi’nden çıkmaları gerektiği ilk o zaman merkez Alman medyası tarafından dillendirilmeye başlandı. Yine, o tarihlerde Almanya ve Fransa, Frankfurt’u finansal, Strasbourg’u da siyasi başkent ilan etmiş, Merkel-Sarkozy ikilisi Strasbourg’da ortak bakanlar kurulu toplantısı yapıyorlardı.
Bırakın borçları Picasso ödesin!
Ben de o günlerde, “tembel ve dalgacı” İspanyolların dünyaya armağan ettiği Picasso’nun tek başına ürettiği “değeri” ABD ve İngiltere’nin kamu borcu ile karşılaştırmıştım.
Kabataslak, 2012 yılında, şöyle bir durum ortaya çıkıyordu:
“Picasso, ömrü boyunca 13 bin beş yüz tablo, 100 bin baskı, 34 bin eskiz, 300 heykel, sayısız taslak yapmış. Picasso koleksiyonlarının yakında 10 trilyon dolar sınırını geçeceğini, sonra da 20 trilyon dolara hızla tırmanacağını söyleyebiliriz. Tabii çoğu kamusal alanlarda değerlendirilen, saklanan Picasso koleksiyonlarına pek değer biçilemiyor, eskizlerin değeri belli değil. Ama yine de şunu söyleyebiliriz; Picasso bugün tek başına ABD’nin 14 trilyon dolara varan dış borçlarını ödeyebiliyor, ayrıca zorlarsa -tahminen birkaç yıl sonra- Britanya’nın 10 trilyon dolara giden borcunu da üstüne koyup ödeyebilir.” Tabii bu karşılaştırmayı “ekonominin reel politiği” ya da rasyonalitesi açısından işe yaramaz bulabilirsiniz. Ancak, burada anlatmak istediğim, dünyanın içinde bulunduğu krizin, esasında Almanya gibi “merkez” ülkelerin, “parlak” rakam ve istatistikleriyle anlatılamayacağı, krizin çok daha derinlerde, tam da Avrupa’nın ve Amerika kıtalarının merkezinde olduğu idi. Onlar yıllardır benim yukarıda Picasso örneğinde yaptığım gibi, statik ve dünyanın “onlar” dışındaki büyük çoğunluğunu pek ilgilendirmeyen yanıltıcı değerlendirmelerle, kendilerinin ürettiğini, “bizim” hazır yediğimizi anlattılar. Doğu’nun halklarını, değerlerini, kültürünü, üretimini yok saydılar. Sonra kriz, tam Avrupa’nın ortasına gelince de, 15. yüzyılın sonunda başlayan merkantilist yağmadan beri Doğu’ya yaptıklarını, kendi içlerindeki en zayıf halkalara-Yunanistan, İspanya gibi- yapmaya başladılar.
Troyka’nın has adamı Samaras
Bugüne gelelim, Yunanistan’da Almanya’nın inşa ettiği Troyka’nın has adamı olan Başbakan Antonis Samaras, ana muhalefet Radikal Sol Koalisyon Partisi'nin (Syriza) seçimleri kazanması durumunda ülkeyi iflasa sürükleyeceğini ve ülkeyi Avrupa Birliği dışına iteceğini söyleyip duruyor. Ama bugün Syriza’nın neoliberal kriz politikalarını yerle bir edecek bir sonuç alması kaçınılmaz.
Yunan halkı, “sol” görünümlü Syriza’ya oy vermiyor, Syriza’nın oyları Almanya’nın dayattığı “kemer sıkma” politikalarına tepki olarak artıyor.
Ama Almanya, Samaras’ın sandıktan pürüzsüz çıkması için her şeyi yapıyor.
Son olarak, Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) son ultra parasal genişlemesinden, olası bir Syriza iktidarının yararlanmaması için adım atıldı.
Buna göre, Yunanistan, altı ay 1.1 trilyon euroluk alım süreci dışında kalabilecek. Böylece AMB içindeki Alman lobisi, Syriza lideri Tsipras’ı kreditörlerden oluşan troyka ile pazarlığını önledi.
Syriza, iktidara gelirse, troyka ile sıkı pazarlık edeceklerini ve Yunan halkına nefes alma imkanı verecek zaman ve ödünleri elde edeceklerini iddia ediyordu.
Sonuçta bugün Syriza’nın iktidara gelip gelmeyeceği artık önemli değildir; önemli olan Avrupa’da Almanya merkezli, Anglosakson tarafında da, neocon ve Londra finans oligarşisi kaynaklı neoliberal hattın iflas ettiğinin, bir kez daha tescillenecek olmasıdır.
Acil serviste 7 saat beklemek
Paris saldırısının da, tam bu zamanlamayla ilişkisi vardır tabii. Saldırı kaynağı için Yemen El-Kaide’si adresinin verilmesi sonrası Yemen’de olup bitenler ve Fransa’nın hemen Sarkozy Dönemi’nin reflekslerine dönmesi, Körfez’de savaş gemisi ile pozisyon alması, Fransa genelinde Müslümanlara, göçmenlere uygulanan sıkıyönetim, Almanya’da artan ırkçı, neo-nazi (kesinlikle Alman devleti destekli) hareketlenme… Bütün bunların hepsi, Frankfurt-Strasbourg merkezli, Merkel-Sarkozy AB’sine dönüşün işaretleridir ve bunun için artık tek engel vardır; Türkiye…
Bakın sayfamızda gördüğünüz fotoğrafı Fransa’dan bir dostumuz yolladı. Metz kentinde bir hastanenin acil servisinin camında bir duyuru: “Acilde bekleme süresi 7 saattir. Anlayışınız için teşekkür.” Tabii yedi saat sonra hayatta olursanız anlayış gösterirsiniz. Bunun dışında da Fransa’da şu an bütün belediyeler İsviçre Frankı borcu yüzünden batık durumda.
İsviçre’nin son hamlesi ve Frank’ın yükselmesi Fransa’da yerel yönetim bırakmadı. İşte Fransa bu durumda; yakında Almanya’da farklı olmayacak…
Bunun dolayı, geçmişte yaptıklarını, tam şimdi yapmaları için, yani kendi doğularına, Afrika sömürgelerine yeniden saldırmaları için, Almanya ve Fransa’daki gericiliği, Londra finans oligarşisi ve ABD merkezli neoconlar ayağa kaldırmaya çalışıyorlar. Bundan dolayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika ziyaretinde o uyarı bombası patladı. Türkiye’ye “burada” olma, biz geliyoruz dendi.
Bütün bu oyunu, Türkiye’deki siyasi irade ve bu iradeyi takip edecek bölge halkları bozabilir. Ama zorlu bir süreç bunu kabul edelim ve hazırlıklı olalım.
İşte Fransa'daki rezaletin belgesi
Metz kentinde bir hastanenin acil servisinin camında bir duyuru: “Acilde bekleme süresi 7 saattir. Anlayışınız için teşekkür.”

Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018