Cemil ERTEM
Türkiye bayram tatilindeyken, küresel piyasalar da ‘kısa bir bayram’ yaşıyor gibi yaptı. Ama bu tür ‘canlanmaların’ kısa süreli soluklanmalar olacağını söyleyelim. Dünya ekonomisindeki daralma beklendiği gibi çok ciddi boyutlarda olmayabilir; hatta Asya ekonomilerinin ivmesine ve Ortadoğu, Kuzey Afrika’daki siyasi kargaşanın beklenenden önce çözüm yoluna girmesine bağlı olarak buralardaki rejimlerin yeniden inşa süreci, enerjiden başlamak üzere, önemli bir küresel ekonomik potansiyel yaratabilir. Ancak buna rağmen, Avrupa’nın sorunu olduğu gibi duruyor ve bize Avrupa’nın borç sorunu diye anlatılan meselenin özü çok daha derin.
IMF’nin son finansal istikrar raporu daha gün yüzüne çıkmadan tartışma yarattı. Çünkü IMF haklı olarak, rapor taslağında, elinde İspanya, İrlanda, İtalya, Yunanistan hatta Belçika kağıtlarını bulunduran bankaların çok güç durumda kalacağını söylerken, aslında borç sorununun bu haliyle aşılamayacağının altını çiziyordu. IMF’nin rapor taslağına, hem Avrupa Merkez Bankası hem de Almanya ve Fransa karşı çıktılar; çıktılar çıkmasına da, aslında onlar da, IMF’nin ‘az bile yazdığını’ bu işin öyle ‘olacak-bitecek’ tekerlemeleriyle çözülemeyeceğini biliyorlar. Hele Sarkozy Hükümeti, işin Fransa için de giderek derinleşen bir kuyu olduğunu görüyor. Ancak Sarkozy bu krizin, eskiden olduğu gibi, savaşla çözüleceğini sanıyor. Sarkozy’nin başından beri izlediği yola bakın; son Libya operasyonunda BM kararını beklemeden öne çıkmaya çalışmasının ateşi sönmeden geçen gün de İran’ı tehdit etti. Sarkozy’nin doğrudan aptal olduğunu düşüyorum.
İçinde bulunduğu siyasi ve ekonomik krizi, eskisi gibi, sömürgesi sandığı ülkelere savaş açarak aşacağını sanması cahillikle falan izah edilemez; bunun izahı doğrudan aptallıktır. Ancak Avrupa’nın Sarkozy gibilerin aptallığına teslim olmayacak dinamikleri barındırdığını unutmamak gerekir.
Aslında batının kendisi, bu krizin eskisi gibi ‘devletçi’ patavatsızlıkla çözülemeyeceğini anlıyor gibi. İpin ucunun kaçtığını, aşırı finansallaşmanın ve buna bağlı müthiş servet temerküzünün krizin nedenlerinden biri olduğunu anlamış gözüküyorlar. Bunun için de Amerikalı yatırımcı Warren Buffett’tan sonra Fransız sermayesinin önde gelenleri ‘bizden daha fazla vergi’ alın diye ayağa kalktı. Petrol şirketi Total’den Societe Generale’e ve Air France’a kadar birçok küresel Fransız şirketi Sarkozy’nin göremediğini gördü ve hükümete daha fazla vergi vermek istediklerini beyan etti.
Ama ben Buffett’la başlayan bu ‘imdat’ çağrısının çok geç olduğunu düşüyorum. Bugünkü krizin çözümünün başlangıç noktası, dünyadaki sermaye temerküzünün tersine işlemeye başlaması ve yeni ekonomi şirketlerinin tekelci yapılara dönüşmeksizin artmasıdır. Tabii bu bir başlangıç noktasıdır. İkinci olarak, devletin kamusal işlevini üstlenecek ve bu yolla da piyasayı düzenleyecek yeni bir sivil-kamusal ekonominin adımlarının atılmasıdır.
Bir çıkış noktası: Vakıf ekonomisi
Örneğin vakıf müessesesi ve ekonomisi bu anlamda önemlidir. İslam dünyasında ve daha özel olarak Osmanlı topraklarında, yoksulluğu ortadan kaldırmayı amaçlayan ve ekonomiyi düzenleyen en önemli kurum vakıflardı. Çünkü beşeri sermayenin en önemli unsurları olan sağlık ve eğitime yönelik harcamaların büyük bir kısmı vakıflar tarafından sağlanmaktaydı. 1546 yılında yalnız İstanbul’da 2.515 vakıf bulunuyordu. Murat Çizakça bu ekonomiyi şöyle anlatır: “Gerçekten de, vakıflar sayesindedir ki güçlü devlet tarafından mülkiyet haklarının çiğnenmesi engellenmiş; İslam medeniyetinin zengin mimari mirası finanse edilip yüzyıllarca korunabilmiş; mahalleler maddî bunalıma düşen bir devlet tarafından bindirilen ağır vergi yükünü kaldırabilmiş; arazilerin İslam hukuku gereği aşırı parçalanması önlenebilmiş; yaşlılık ve maluliyet maaşları verilebilmiş; bir kurum olarak sigortanın bilinmediği bir çağda, lonca ya da mahalle üyeleri için ilkel de olsa bir sigorta güvencesi sağlanmış; köprüler, yollar, limanlar, deniz fenerleri, kütüphaneler, sarnıçlar, su bentleri, çeşmeler ve kaldırımlar inşa edilip, korunabilmiş; kısacası savunma hariç medeni bir toplumda olması beklenilen tüm hizmetler bu sistem sayesinde finanse edilmiş, örgütlenmiş, inşa edilmiş ve korunmuştur.”
Ancak vakıf müessesi ve ekonomisi, ‘Modern’ Türkiye’de tabii Batı’nın da etkisiyle, yerle bir edilmiş, yağmalanmıştır. Bu da ayrı ama çok acı bir hikâyedir. Ama biz bugün vakıf ekonomisinde ve Osmanlı uygulamasında, geleceğin toplumunun ipuçlarını bulabiliriz.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018