Cemil ERTEM
Türkiye’de seçimler yaklaşırken oynanan şu oyunları görmek için, aynı zamanda, dünyaya, özellikle de, ekonomik krizin siyasi krize dönüştüğü Avrupa’ya bakmak gerek. Merkel geçen gün Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nde tutmak için her şeyi yapmalıyız dedi ama Merkel’in kastettiği “her şey” Çipras hükümetinin, her şekilde, altını oymak olarak anlaşılmalıdır. Çünkü Almanya için Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nde kalması demek “eski” kemer sıkma politikalarına aynen devam etmesi demektir. Yani Merkel, aslında “Yunanistan’ın kemer sıkma polikalarına devam etmesi için her şeyi yapmalıyız” diyor.
“Harbi” bir Maliye Bakanı
Öte yandan Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, artık ekonomi için “dışarıdan” komutla hareket etmeyecekleri söyledi. Yunan Maliye Bakanı, ülkesinin hangi reformları yapacağını bildiklerini ve bu konuda “dışarıdan” gelecek baskıları dinlemeyecekleri de buna ilave etti.
Euro Bölgesi Maliye Bakanları toplantısında, Varofakis, bu sözleri söylemesine rağmen, Yunanistan dört ay uzatma aldı. Çünkü “Troyka” denilen akbabaların başka seçenekleri yok. Ama tam burada şunu da ilave edelim, Çipras’ın en büyük şansı da böyle bir maliye bakanı na sahip olması… Yoksa, Troyka önünde önünü ilikleyen bir maliye bakanı tercihi yapsaydı Çipras ancak günü kurtarırdı. Sonra bu maliye bakanını da, yanında bulamazdı. Bu tecrübeyle sabittir.
İspanya sırada…
Yunanistan meselesinin, tüm Avrupa’ya ihraç edilecek önemli ekonomik ve siyasi sonuçları olacağını söylemiştik. Nitekim, bu sonuçlar ortaya çıkmaya başladı. İşte İspanya’da “Podemos” yani “Yapabiliriz” hareketi Yunanistan deneyiminin, yalnız Yunanistan’a özgü olmadığını, kendilerinin de bunu deneyeceklerini söylüyor. Ve bu yeni siyasi oluşumun başkanı Pablo Iglesias, Çipras’ın gördüğü desteğe giderek yaklaşıyor. Iglesias, çok “şey” isteyen tekeller ve bankalardan kurtulmaları gerektiğini, İspanya’nın devasa borçlarınının bu çok “şey” isteyen finans oligarşisi yüzünden oluştuğunu iddia ediyor. Ve bu açgözlü tekellere dur diyecek bir “baba” gerektiğini söylüyor. Aslında açgözlü ve ailedeki diğer çocukların yemek hakkına da göz diken “gürbüz” çocuklara “yeter; haydi yatağına” diyecek baba meteforu, ilk bakışta “demokrasi” için sorunlu gelebilir. Ancak, bu “baba” rolünü devletin düzenleyeci ve denetleyeci kurumları üstlenmelidir. Ve bu sistem, insan merkezli yeni bir devlet yapılanmasına tekabül etmelidir.
Sömürgeci kurumlar-Kalkınmacı kurumlar…
Büyümeden ve gerçek anlamda bir demokrasiden yana kurumları, gelişmekte olan ülkelerin, inşa etmesi ve bunları “eski” sömürgeci kurumların yerine geçirmesi bugün artık kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bunu “Ulusların Düşüşü” kitabında, Daron Acemoğlu ve James Robinson tarihsel ve güncel örneklerle çok iyi anlatırlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “bürokratik oligarşi” dediği gerçeklik de, büyük ölçüde, budur aslında. Batı’nın direktifleriyle ve IMF programları ile biçimlenen kendi içimizde, ama “içerideki” beş-on komprador aileye ve küresel finans oligarşisine çalışan bir kurumsal yapı oluştu ne yazık ki. İşte Başkanlık Sistemi ama Türkiye’ye özgü bir Başkanlık Sistemi, yalnız bu gerekçeyle bile, kaçınılmaz gerekliliktir. Bugün küresel parelel çete’nin devletin içinde yapılanması ve adeta, adı üzerinde, paralel bir devlet inşa etmesi, bu sömürgeci devlet kurumları ve bürokrasisinin sonuçlarından birisidir. Ama bu, yine Batı’nın dayattığı, halkın iradesini siyasete ve devlete yansıtmayan, güçsüz siyasi iktidarları ve zayıf bir parlamentoyu hedefleyen sözüm ona “demokraktik” sistemin de doğrudan sonucudur. Eskiden Türkiye’de-CHP’nin dışındaki- sol bu parlamenter sistemle “Filipin Tipi Demokrasi” diye dalga geçerdi.
Hangi demokrasi…
Filipin tipi demokrasi deyimi, tam da, ABD emperyalizminin bütün devlet kurumlarını denetlediği ve “işleri” bu ele geçirilmiş kurumlarca yürüttüğü ama ortada göstermelik bir parlamentonun da olduğu bir sistemdi. Ülkenin sermaye gücünü elinde bulunduran 5-10 aile-ki bunlar küresel tekellerin “yerli” temsilcisidir- tüm siyaset ve devlet kurumlarını çekip çevirir ve halk da, 4-5 yılda bir sandık başına gidip “seçim” yapar. Türkiye’de
AK Parti iktidarları, Erdoğan’ın Başbakan olduğu bütün dönemlerde, bu sahte seçim oyununu hakiki, devletin tüm kurumlarına yansıtacak bir çaba içinde oldular.
Bunun için de, 2007 yılından beri sayısız darbe, suikast planı ve Bizans oyunu devreye girdi. Brütüsler yetiştirildi. Bu kuşatmayı aşmak isteyen Erdoğan’ı önce düşürmek hatta ortadan kaldırmak istediler. Bütün bunlar olmayınca şimdi de, Filipin tipi bir Cumhurbaşkanı olması için kuşatmayı ve etkisizleştirmeyi deniyorlar.
Başkanlık Sistemi, sömürgeciliğin tasfiyesidir…
Ama artık bugün, tam da şu diş macunu-tüp metaforuna benzer bir tarihi süreci yaşıyoruz. Macun tüpten çıktı ve artık onu kimse geriye sokamaz.
Bakın bugün Cumhurbaşkanı’nın söylediklerinin küresel bir siyasi gerçek olduğunu da görüyoruz. “Dünya Beşten Büyüktür” tezi, Afrika’dan, Latin Amerika’ya kadar bütün güney ve doğu başkentlerinde temel bir siyasi hedef.
Bakın bu hafta, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's,Rusya'nın kredi notunu "Baa3"den "Ba1"e düşürdü. Bunu Putin’in pek umursayacağını sanmıyorum. Çünkü Rusya dahil olmak üzere, eskinin gelişmekte olan ülkeleri artık güçlerinin farkında. Çok yakında kendi derecelendirme kurumlarını da, kendi kalkınma bankalarını da ve kendi çıkarları doğrultusunda, bir para ve ticaret sistemini de hayata geçirmek için kolları sıvayacaklar. Bu, hiç şüphesiz, tarihsel bir fırsattır da…
Öyle bir tarihsel fırsat ki, Türkiye başka olmak üzere, bütün gelişmekte olan ülkeler, bu göstermelik kuşatmaya son vermek istiyor. Halkın oyunun gerçek yerini bulması ve onun taleplerini öne çıkartacak yeni bir devlet yapılanması ve “eski” yapılanmadaki sömürgeci zihniyetin ve kurumların tasfiyesi, yalnız Türkiye’de değil, her yerde yükselen bir siyasi talep olarak ortaya çıkıyor.
Bugün Türkiye, bu anlamda, sessiz bir devrim gerçekleştirmiştir. Çünkü devletin en tepesi, bu büyük değişim isteğine sahip çıkmakta ve bu değişim isteğini Başkanlık Sistemi olarak formüle etmektedir.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018