Cemil ERTEM
Dünyada refah-demokrasi, hem kriz dinamiklerine hem de sistem içindeki Ponzi ( sistem dışı-kalpazan) yapılara verilen mücadelelerle kazanılmıştır. ABD tarihi bu konuda- 2008 krizi dahil- çarpıcı örneklerle doludur. Ancak 1929 krizi ve kriz sonrası dönem çok önemlidir.
1929 Büyük Buhranı patlak verdiğinde Amerika Birleşik Devletleri’nin başında ülkenin 31. başkanı Cumhuriyetçi Herbert Hoover bulunuyordu. Hoover, kriz karşısında sistemin kendiliğinden eski yoluna oturacağını sanıyordu. Ama kriz yalnızca finansal sistemle sınırlı kalmadı reel alanları da sararak derinleşti ve Hoover’in de çaresizliği ortaya çıktı. Böylece 1929 Büyük Buhranı ve sonrasında yaşanan küçüklü büyüklü birçok olay Hoover’ı bitirirken, Roosevelt’i iktidara taşıdı. Roosevelt’in New Deal (Yeni Düzen) politikası ise hiç şüphesiz hem Amerika Birleşik Devletleri hem de krizden etkilenen diğer tüm dünya ülkeleri için adeta bir can simidi haline dönüştü. Ekonomide çarkların yeniden dönmesine imkan sağlamayı hedefleyen ve hemen her konuda devlet harcamalarını ön plana çıkartan New Deal politikası, ABD ekonomisinin yeniden yapılanmasına ve kendine gelmesine imkan sağlamıştır. Ancak New-Deal’ın pek anlatılmayan ama özünü oluşturan bir diğer yanı da, sistem dışına çıkan kriminal ekonomik yapılarla sistemik mücadelesi idi.
Piyasa dostu kurum ve yasalar
Roosevelt’in Keynesyen ekonomi politikaları, 1935’ten itibaren, daha önce hazırlığı yapılan ve çıkarılan yeni yasalar ve kurumlar sayesinde uygulandı. Örneğin, finansal sistemi ve bankacılık sistemini düzenleyen genel planlama yasaları ve buna bağlı düzenleyici kurumlar oluşturulurken, rekabeti sağlayacak, emek piyasalarını düzenleyecek ve işsizliği önleyecek denetleyici yasa ve kurumlar inşa edildi. Aslında burada paradoksal bir durum vardı. Bir yandan devlet ekonomiyi düzenleyip istihdam yaratıyor öte yandan tekellerle mücadele ederek rekabetin önünü açıyordu. Dolayısıyla Keynes’in o dönem için yazdıklarına da, Başkan Roosevelt’in new-deal politikalarına da yalnız devletçi politikalar diyemeyiz. Bunlar, çok yönlü krizden çıkış ve yenilenme politikaları olarak tarihe geçti. Bilinenin aksine, new-deal dönemi suç örgütlerini, kara para aklayıcılarını, yasa dışı kazancı sistem içinden ayıklayan bir dönemdir ve bu anlamda devletçi değil gerçek anlamda piyasacıdır.
Ponzi örneği
İtalyan göçmeni uyanık Amerikalı Charles Ponzi’nin hikayesi bilinir. Ponzi, 1920’de 15 milyon doları -ki bu para o tarihte ABD milli gelirinin binde ikisi civarındaydı- yüksek faizle (yüzde 100) değerlendireceği sözü vererek yatırımcılardan toplamıştı. Ponzi, vadesi gelen ödemeleri sisteme yeni girenlerin parası ile yapıyor ama kendi parasını kesinlikle bu zincire sokmuyordu. Ponzi’nin sistemi beş ay ayakta kalabildi. Ama Ponzi’nin saadet zinciri çöktüğünde geride kalan iki şey vardı. Birincisi binlerce mağdur ikincisi de finans literatürüne giren ‘Ponzi saadet zinciri ya da Ponzi yapısı’ terimi. Ponzi’nin saadet zincirini son büyük Keynesyen iktisatçı olan Hyman Minsky (1919-1996) kendi hipotezi için kullanmış ve Minsky’nin ‘Finansal İstikrarsızlık Hipotezi’nde Ponzi yapılar anahtar olmuştur. Minsky’e göre, kapitalist ekonominin büyüme dönemlerinde finansal yapılar istikrarlı sistemden istikrarsız sisteme doğru evirilirler. Yani finansal yapılar büyüme döneminde, hedge (korunmuş ve görece küçük) ölçeklerden spekülatif (büyük ama güvensiz) ölçeklere geçerler. Ama bu spekülatif ölçekler krizle birlikte ‘Ponzi’ (sürdürülemez düzeyde borçlu ve riskli, şişirilmiş değerler taşıyan) yapılara dönüşür. Minsky, bu durum karşısında, Keynesyen bir iktisatçı olarak, kamunun müdahalesini ve kamusal regülasyonları önerir.
2008 Krizi’nde Minsky, haklı çıktı. ABD Sermaye Piyasası Kurumu (SEC) Goldman Sachs’ı dolandırıcıkla suçladı; kanıtları da sağlamdı. Kanıtlar nasıl sağlam olmasın ki, zaten kriz öncesi mortgage sektörü milli gelirin yüzde 60’ına ulaşmıştı. Ve bu büyüklüğün önemli bir bölümü, Minsky’nin tespit ettiği gibi, Ponzi yapılardan oluşuyordu. İşte bu Ponzi yapıları da Goldman Sachs gibi büyük yatırım bankaları çeviriyordu. SEC’in raporuna göre Goldman Sachs, zarar etmesi kesin gözüyle bakılan bir mortgage yatırım ürünü olan Abacus’a ait bilgileri gizledi ve çarpıttı. Goldman Sachs bu üründe sürekli satış pozisyonu alarak kâr ederken, yatırımcılar da bankanın ettiği kâr kadar kaybettiler. İşin ilginci SEC bu tespiti yaptıktan sonra bile, Goldman Sachs kâr etmeye devam etti. Yatırım bankası, SEC’in raporundan sonra 2010’un ilk çeyreğinde 3.29 milyar dolar kâr etmişti. Lehman batarken de, Basel kriterlerini sağlıyordu. Demek ki, kârlılık önemli değil, Ponzi olup olmamak önemli...
Ponzi ‘den kurtulmak
Şimdi ABD’de SEC’in yaptığını bizim denetleme ve düzenleme kurumlarımız yapmalı bugün yargının önünü açmalıdır. Şunu görmüyorlar mı; FETÖ yapısı banka ve şirketleriyle, tıpkı Ponzi gibi, siyasi amaçla -ve belki de baskıyla- topladığı paraları, kendi yapısını, dolayısıyla terörü, finanse etmek için kullanıyor ama sisteme kesinlikle kendi içinden doğduğu örgütsel yapının sermayesini (!) sokmuyor. Bu tam bir Ponzi işleyişidir. Yani Ponzi’de yüksek faiz vaadi vardı, burada da ‘biz sizin işinizi devlette çözeriz; elimizin altında’ vaadi vardı.
O zaman sonuç: Birincisi Minsky’nin de dediği gibi, kamusal düzenleme önemlidir ve bu kesinlikle piyasa dışı bir yol değildir; tam aksine piyasayı işleten bir düzenlemedir.
Bu anlamda Türkiye, Ponzi mantığı ile çalışan, kara para aklayan, ülke dışına yasa dışı yollardan kaynak transfer eden yapılarla mücadele etmelidir.
Türkiye bu mücadelede çok geç kalmıştır. Açık bir ekonomi, doğru işleyen bir piyasa için, tıpkı bir zamanlar ABD’de olduğu gibi, ödün vermeden mücadele gerekir. Bu mücadele, piyasa oyuncularının ve ekonominin önünü açacaktır. Zaten bu gibi yapılar ABD’de olsa FBI çoktan enselerinde olmuştu.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2)
25.10.2018 - Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... Paylaş Twitle
24.10.2018 - SORUNLAR, TESPİTLER VE ÇÖZÜMLER...
18.10.2018 - Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir?
17.10.2018 - Enflasyonla mücadele: Dün ve bugün...
- Dışarısı ve içerisi: Rakamlar-çözümler...
- BM Genel Kurulu: ABD, Türkiye ve diğerleri...
25.09.2018 - Yeni Ekonomi Programı üzerine
21.09.2018 - Cinayeti çözmek: Bakış açınızı değiştirin!
18.09.2018 - Büyüme ve dönüşüm meselesi üzerine...
11.09.2018
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Ro$ev sîtav
Olayi bu Kadar büyütmemek lazim Erdal karde$.! Hata, eksikler.. olur. Atatürkçüler de hatali davranmi$, yoksa Deniz Gezmi$ler Atatürkçü olurlamiydi.!?