Cemil ERTEM
Şimdi Panama belgelerini ortaya çıkartan Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ), 2014 yılının sonunda yine çok benzer bir skandalı ortaya çıkarmıştı. ICIJ, Lüksemburg’da uluslararası vergi kaçakçılığına ilişkin 28 bin sayfa gizli belgeleri ele geçirerek yayımladı ve böylece son yılların en büyük vergi kaçakçılığı skandalı ortaya çıktı. Esasında Panama belgeleri de Luxemburg skandalının devamı sayılabilir. Bu skandalların bu şekilde arka arkaya ortaya çıkmasının ardında, bize göre üç temel dinamik var; birincisi sistemin yetmişli yılların ortasından itibaren başlayan ve seksenlerin başında ultra-liberalizmle çıkış arayan krizi, ikincisi 2008 sonrası ortaya çıkan finansallaşma dalgası ve üçüncüsü de teknolojinin geldiği aşamada artık “gizli bilgi” diye bir şeyin mümkün olamayacağı gerçeği...
Esasında bu üç dinamik ve ortaya dökülenler, bize bundan sonrasıyla ilgili çok net bir tablo ortaya koyuyor. Öncelikle ortaya çıkan skandallar, seksenlerin başında ABD’de Reagan (arz yönlü iktisat), İngiltere’de Thatcher (ultra-liberalizm) ile başlayan yeni “liberalizmin” doğrudan sonucudur. Seksenlerde başlayan ölçüsüz ve kuralsız özelleştirme ve ulus-devletlerin hızla ekonomik alanı terk etme süreci, çok ciddi bir kaynağı siyasete ve bürokrasiye aktardı. Bu kaynak da öncelikle İsviçre, Luxemburg gibi saygın(!) saklı para ve vergi cennetlerine yöneldi, sonra da Panama, Cayman Adaları gibi offshore merkezlerde birikti.
2008 krizi, bu süreci finansallaşma olarak derinleştirdi ve hızlandırdı. Vadesi dolan, bilgi ve teknoloji yoğun sektörler karşısında kârları düşen geleneksel sektör ağırlıklı ekonomiler, krizi ertelemek ve düşen kârlılıkları telafi etmek için finansallaşmayı öne çıkardı. 2008 krizinin hemen öncesinde, finansal balon olarak niteleyeceğimiz ürünlerin dolaşımdaki değeri 600 trilyon doları bulmuştu ki bu dünya GSYİH’sinin on katı kadardı. İşin ilginç yanı, bu varlıkların çok önemli bir kısmı dolar bazlı varlıklardı. Her türlü vergi kaçağı, kriminal kökenli para, kayıt dışı silah ticareti kaynakları, siyasilerin haksız kazançları bu merkezlerde toplanıyordu.
Lüksemburg, Panama
Ancak sorun sistemin tam merkezindeydi ve çöküş hızlanıyordu.
Mesela Panama skandalından önce ortaya çıkan Lüksemburg skandalı çok daha vahimdir bize göre... Çünkü Lüksemburg skandalı Avrupa krizinin siyasi yanını da anlatır. Eski AB Komisyonu Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Junker, bu skandalın tam göbeğindeydi. ICIJ’in ele geçirdiği ve yayımladığı 28 bin sayfa gizli belgede tam 340 küresel şirket vardı. Bu şirketler, 2002-2010 yılları arasında Lüksemburg’daki birimlerine örtülü bir şekilde sermaye transfer ederek, bu birimlerin kârlarını finansal olarak şişirmiş ve diğer merkezlerdeki kârlarını düşük göstererek milyarlarca euro vergi kaçırmıştı.
İddiaların odağındaki 340 şirketin 68’ine ev sahipliği ise Almanya yapıyordu ve Almanya, skandalın arkasındaki bir numaralı ismi Junker’i AB Komisyonu seçimlerinde gözü kapalı desteklemişti...
Ama buraya yalnız offshore hesapların ortaya dökülmesi olarak bakamayız; tam aksine, sistemin merkezindeki çarpıklığın buralara dökülerek ortaya saçılmasıdır olan...
İşin özü...
1996’da hayata veda eden ve Keynesyen geleneğin en önemli isimlerinden olan Hyman Minsky, bütün bu hikâyeyi, iktisat teorisinin içine, ‘Finansal İstikrarsızlık Hipotezi” ile sokmuştu. Minsky’ye göre, kapitalist ekonominin büyüme dönemlerinde finansal yapılar istikrarlı sistemden istikrarsız sisteme doğru evirilirler. Yani finansal yapılar büyüme döneminde, hedge (korunmuş ve görece küçük) ölçeklerden spekülatif (büyük ama güvensiz) ölçeklere geçerler. Ama bu spekülatif ölçekler krizle birlikte ‘Ponzi’ (sürdürülemez düzeyde borçlu ve riskli, şişirilmiş değerler taşıyan) yapılara dönüşür. Minsky, bu durum karşısında, Keynesyen bir iktisatçı olarak, kamunun müdahalesini ve kamusal regülasyonları önerir.
2008 Krizi’nde Minsky haklı çıktı. Kriz öncesi mortgage sektörü milli gelirin yüzde 60’ına ulaşmıştı. Ve bu büyüklüğün önemli bir bölümü, Minsky’nin tespit ettiği gibi, Ponzi yapılardan oluşuyordu. İşte bu Ponzi yapıları da Goldman Sachs gibi büyük yatırım bankaları çeviriyordu. Mesela o tarihlerde, Goldman Sachs, zarar etmesi kesin gözüyle bakılan bir mortgage yatırım ürünü olan Abacus’a ait bilgileri gizledi ve çarpıttı. Yani bir nevi tersinden Panama olayı; değişen bir şey yok.
Tam burada sonuç olarak şunu söylemek istiyorum; peki bütün bu yok oluşun, çürümüşlüğün iktisat teorisinde ve politikalarında bir karşılığı yok mu; bu olan bitenlerin “mükemmel” anlatısını yapan neoliberal iktisatçılar mesela Milton Friedman’lar falan hiç tartışılmayacak mı?
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018