Cemil ERTEM
Şu yaşadığımız günleri sanıyorum yalnız iktisadın ya da finansın niceliksel yöntemleriyle açıklayamayız ve çözemeyiz. Yalnız Avrupa’da ve ABD’de olanlara baktığımızda bile bu böyle... Dünya yeni bir dengeye, daha doğrusu, yeni bir ekonomik-politik paradigmaya doğru gidiyor. Bu açıdan Türkiye’de şimdilerde yapılan kur-faiz tartışmaları, şu güncel sıkıntı halinden de bağımsız olarak, özünde bu yeni dengenin tartışmasıdır.
Bu açıdan, liderlerin dönüştürücü siyasi söylemleri, özellikle böyle dönemlerde, uzun erimli tahayyül ve hedefleri öne çıkartırken, teknokratların pozisyon ya da söylemleri, günlük hatta anlık çözümlere kilitlenir ve bu ikisi -genellikle- birbiriyle çatışır. İşte buradaki sıkıntı, uzun vadeli ve kapsamlı bir paradigma çözümünü, kısa vadeli palyatif teknik çözümlerle karıştırmaktır.
Ancak, bir aşamadan sonra, hakim siyasetin vizyonu ile operasyonel ve teknik taraf bir noktada bir araya gelir. Bu tabii ki topyekûn bir yeni denge haline de tekabül eder.
Dönüştürücü siyaset
Tabii şimdi buradan oldukça uzağız. Yukarıda söylediğimiz gibi, dönüştürücü siyasetin uzun erimli hedefleri ile, yerinde sayan bürokrasinin ya da tutucu siyasetin kısa vadeli çıkarlarının çatışması böyle dönemlerinin özelliğidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, özellikle ekonomide söylediklerinin millet nezdinde karşılığının olması ancak tutucu siyaset ve bürokraside aynı karşılığı bulamaması hatta daha ötesi bu söylemlere buralarda -açık ya da örtük- muhalefet edilmesi, bize göre, tam da böyle bir perspektif içine sığdırılabilir.
Bu anlamda Cumhurbaşkanı’nın faiz üzerine söyledikleri, palyatif çözüm önerisi olmaktan ziyade, bir iktisadi modelin hatta yeni iktisadi ve siyasi paradigmanın ifadesidir. Bundan dolayıdır ki “Dünya beşten büyüktür” çıkışı ile insanı merkeze alan kapsayıcı bir büyümeyi öne çıkartan ve şu andaki sistemin en önemli sömürü araçlarından biri olan faiz odaklı finansal büyümeyi reddeden anlayış birbirini tamamlar.
Bugün hangi ülkenin gelişmiş, hangi ülkenin gelişmekte olan ülke ya da az gelişmiş ülke olduğunu/olacağını bize anlatan niteliksel-niceliksel veriler 2008 krizi öncesine ait. Dolayısıyla, bu kriz bittiğinde ve dünya yeni bir denge haline geldiğinde sermayenin nerelerde temerküz edeceğini tam olarak bilmiyoruz ama dünyanın üretim merkezlerinin Batı’dan Doğu’ya geçtiğini gözlemliyoruz.
Bu durum da hiç şüphesiz ki bir savaş hali... Bu anlamda bulunduğumuz durumun yeni bir paylaşım savaşı geçişi olduğunu da söyleyebiliriz. Şu kur savaşları bile bu durumu, tek başına, anlatmaya yeter.
Trump...
Henüz görevi resmen devralmadığı için pek konuşmayan yeni ABD Başkanı Trump, Çin konusunda pek özenli davranmıyor. Trump, 16 milyon takipçisi bulunan Twitter hesabı üzerinden şunu söyledi: “Çin parasını değersizleştirirken (şirketlerimizin rekabet etmesini zorlaştırıyor), ülkeye giren ürünlere yüksek vergi uygularken (ABD onlara vergi uygulamıyor) veya Güney Çin Denizi’nin ortasına dev bir askeri üs inşa ederken bize mi sordu? Sanmıyorum!” Ama çok ilginç, Trump’ın bu mesajının hemen arkasından Çin’in parası yuan, dolar karşısında rekor kayıplarına devam etti. Yani ABD Başkanı, Çin’i parasını değersizleştiriyor diye eleştirdi diye yuanın kayıpları arttı. Şüphesiz ki bu eleştiri, ABD’nin çok daha uzun vadeli bir yeni ekonomi-politik duruşunu anlatıyor. Trump bunu yuan düşsün diye yazmadı. Belki de söylemek istediği şu: “Obama döneminde ABD, Pasifik tarafını yalnız kontrol etti; ama şimdi ise biz karşılık da vereceğiz.” Trump’ın vereceği “karşılığın” ne denli işe yarayacağı ayrı bir tartışma konusu ama ABD’nin Trump’la birlikte, ABD ekonomisinden yola çıkarak krizi yenmeye çalışacağı ortada. ABD, rezerv paraya sahip olmasının avantajını da kullanacak... Doların değerini yukarıda tutarak bunu yapıyor ve sermayeyi kendisine çekerek kontrol etmeye çalışıyor. Ama bunu sürekli yapamaz. Artık herkes gibi ABD de gereksiz değerli parayı yüksek faizle kendisine çekip iç finansmanını sağlayamaz. Trump’ın yakındığı iki şey var. Birincisi, niye paranızın değerini düşük tutuyorsunuz diyor; ikincisi, biz size gümrük vergisi uygulamıyoruz, siz bize niye bunu yapıyorsunuz diye yakınıyor. O zaman ABD’nin de dış ticarete konu olan mal ve hizmetlerde dünyayla rekabet edip, devasa açıklarını böyle kapatması gerekiyor. Artık dolar basarak bunu kapatamaz.
Panik yapma!
Trump, bundan dolayı da Clinton ve Obama döneminde yapılmış tüm ticaret anlaşması taslaklarına ve hazırlıklarına da karşı çıkıyor. Yeni bir dünya ticaret ve para düzeni istiyor aslında... Eskisinin geçerli olmayacağını, Çin gibi ülkelerin eski sistemi güçlendikçe ABD’nin elinden alarak kendi lehlerine çevireceğini biliyor. Aslında Trump’ın karşı çıktığı bu “eskiye” Türkiye de karşı çıkıyor. Türkiye’de AB ile olan Gümrük Birliği dahil olmak üzere, eski ticaret ve para sistemine karşı çıkıyor ve burada ciddi bir reform istiyor.
Bunu istemekle de ne kadar haklı olduğumuz her geçen gün ortaya çıkıyor. İşte İtalya referandumu... Başbakan’ın istifasıyla sonuçlanan referandum, AB’yi beklenen sona bir adım daha yaklaştırdı. AB’yi kontrol eden zengin kuzey ile giderek fakirleşen güney devletleri arasındaki uçurumu, bu sonuç, daha da derinleştirecek ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu yeni bir birlik ihtiyacını da ortaya çıkartacak. Bu sonuçtan sonra Türkiye ile müzakereler değil, AB’nin kendisi donmuştur... Panik yaparak kendimizi “kaybedenler” kazanına atmazsak, Türkiye’nin önü açıktır.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018