Cemil ERTEM
2016 yılının son ayındayız ve bu yıl insanlık, şu son günlerine kadar, Türkiye’ye karşı başlatılan yeni bir savaşa tanık oldu. 15 Temmuz’da FETÖ’nün örgütlediği darbe girişimi bu post-konvansiyonel savaşın en stratejik hamlesiydi.
Bu darbe girişimi öncesi ve sonrası gerçekleşen -son Beşiktaş saldırısı dahil- bütün terör eylemleri 15 Temmuz’un öncüsü ve devamcısı olan eylemlerdir. İşte tam burada 15 Temmuz esasında neyi amaçlıyordu, buna yeniden bakmak gerekiyor...
Dün TÜİK 2016 yılı 3. çeyrek büyüme verilerini açıkladı. Bu veriler TÜİK’in ulusal hesaplar konusunda AB yönetmeliklerine (ESA 2010) uygun olarak yapılan revizyon çalışmaları kapsamında yapılan yöntem değişikliği sonucu elde edildi. Böyle olunca, önceki yıllarda, yeni yöntemle artan büyüme rakamları baz alındı. Böylece baz etkisiyle yıllık büyümede biz beklenenden düşük bir veri elde ettik. “Buna göre, gayri safi yurt içi hasıla tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bu yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1.8 azaldı.”
15 Temmuz etkisi
Ancak, yöntem değişikliğine bağlı olarak, yıllık bazda göreli düşük bir veri elde etmemizin pek önemi yok; burada önemli olan Türkiye’nin niceliksel olduğu kadar niteliksel olarak da bir büyüme sorunuyla karşı karşıya olduğu gerçeğidir. Türkiye’de büyümenin düşmesi hatta Türkiye’nin bir daralmayla karşı karşıya kalması, hiç şüphesiz ki ekonomik olduğu kadar siyasi sonuçları da olacak bir gelişmedir. 15 Temmuz darbesini yapan örgütün ve onun dış bağlantılarının temel amaçlarından biri de - darbe operasyonel olarak başarı ya da başarısız olsun- Türkiye ekonomisini felç etmek ve Türkiye’yi yeniden eski geleneksel IMF programlarına benzer yeni sömürgeci bir ekonomi programına razı etmekti.
Esasında Beşiktaş terör saldırısı dahil olmak üzere, 2016 yılı içinde yapılan bütün toplu katliamların -15 Temmuz darbe girişiminden hemen önce yapılan Atatürk Havalimanı saldırısı dahil- temel amaçlarından biri aynen budur.
Bu anlamda 15 Temmuz darbe girişimi sadece operasyonel olarak başarısız olmuştur. Ancak 15 Temmuz darbe girişiminin ruhu ve ideolojik saldırısı devam etmektedir. Dikkat ediyorsanız, kurun yükselişi üzerinden “Kriz geliyor” kampanyası yapanlar, geçen hafta kurun geriye gitmesiyle paniğe kapıldılar ve akıl almaz kara senaryolar üretmeye başladılar. Türkiye’yi neredeyse Kuzey Kore ilan edecek kadar ileri giden senaryolar ana akım medyanın en “saygın” gazetesinde yer aldıktan sonra biz Beşiktaş saldırısını konuşmaya başladık.
Saldırıdan önce...
Beşiktaş saldırısından tam iki gün önce Suudi Arabistan Ticaret ve Yatırım Bakanı Macid bin Abdullah el-Kasabi, AA muhabirine bir açıklama yapıyordu. Kasabi, bu açıklamada Suudi Arabistan’ın, petrol zenginliğinin adeta simgesi olan devlet şirketi Aramco’nun vizyonu ile Türkiye’nin ekonomik potansiyelini karşılaştırıyor ve Aramco aracılığıyla Suudi Arabistan’ın Türkiye’de stratejik sektörlere yatırım yapacağını söylüyordu. Kasabi, İstanbul’da yapılan Dünya Enerji Kongresi sırasında, Aramco’nun çok sayıda Türk şirketiyle ön anlaşma yaptığının altını çiziyordu. Kasabi, ayrıca Suudi Arabistan fonlarının Türkiye’ye olan yatırım iştahının da altını çiziyordu.
Ama bununla da bitmiyor; Türkiye 15 Temmuz’a rağmen 15 Temmuz’dan hemen sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaretiyle ekonomide çok önemi adımlar atıyordu. Türkiye Varlık Fonu’nun kurulması, KOBİ’lere yönelik yeni bir finansman modelinin ortaya çıkarılması ve bankacılık sisteminde yeni düzenlemeler yapılması, son EKK kararıyla Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) KOBİ’lere yönelik teminat kapsamının 250 milyar TL’ye çıkarılması ve bu büyüklüğün 25 milyarı bulan tabanının bütçede tanımlanması, Eximbank’ın ve Merkez Bankası’nın sanayici ihracatçıyı destekleyen yeni bir yapılanmanın adımlarını atmaları... Bütün bunları bir bütün olarak yazdığımız zaman karşımıza yeni bir büyüme modelinin ipuçları ortaya çıkar.
Yeni sistem...
Tabii bütün bunlar, “Bakın dolar yükseldi, kriz geldi” siyasetine bir cevap değildi, bundan çok daha fazlası olarak Türkiye’nin dünya krizinin tam ortasında, bütün dünyaya örnek olacak yeni bir büyüme yolunu bulmaya başlaması ve anayasa değişikliğine giderek sistemi hem iktisadi hem de siyasi ve hukuki olarak değiştirmesi demekti. İşte tam bu sırada, 15 Temmuz’un devamı olarak da göreceğimiz, Beşiktaş saldırısı gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Artık dolarla ticareti ve doların egemen olduğu ekonomi anlayışını bırakalım, bunun imkânları var” çıkışı da bu resmi tamamlayan ve terörün arkasındaki küresel şer güçlerinin tedirginliğini artıran bir faktördü. Türkiye’nin İslam coğrafyasında ve kendi bölgesinde yeni bir ticari ve parasal birliği en üst düzeyde telaffuz etmesi, bize göre, içinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli iktisadi ve siyasi çıkışlarından biridir.
Özellikle, 2008 kriziyle birlikte, Çin başta olmak üzere, Asya ve Latin Amerika ülkeleri, yeni bir para ve ticaret sistemi için adımlar atmıştı. Ancak, hiç şüphesiz ki Türkiye’nin bu çıkışı ve liderliği bütün bunları siyasi olarak toparlayıp yeni bir alternatifin kapıları açacak kadar önemlidir.
Mesela Çin’in liderliğini yaptığı 34 üyeli Asya Altyapı Yatırım Bankası ve Venezuela, Küba, Nikaragua ve Bolivya’nın kurduğu ALBA (Amerika İçin Bolivar Alternatifi) Dünya Bankası ve IMF için alternatif oluşumlardır. Şimdi benzer oluşumları Türkiye’nin bu coğrafyada yapmak için ayağa kalkması, şu 2016 yılında olup biten “kötülüklerin” temel nedenidir. Ancak bu yoldan dönmeyeceğiz.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018