Cemil ERTEM
Hepimiz Ermeniyiz’. Bu slogan Hrant’ın öldürüldüğü gün bir tepkinin, öfkenin dile getirilmesiydi ve öyle anlaşılıyor ki artık yalnız bir katlin, haksızlığın, öfkenin dışa vurumu olarak tarihe geçmeyecek. Bundan çok daha ötesini bir kırılmayı ve bu kırılma sonrası ortaya çıkan birleştirici bir eşiği bize anlatacak. Çok güzel oldu, çok yerinde ve açıklayıcı oldu, çok sevindirici ve ilham verici oldu. Yıllardır ‘Türkiye Türklerindir’ logosunu kullanan gazeteyle özdeşleşmiş bir isim dün ‘Hepimiz Ermeni değiliz kardeşim’ diyerek bu slogana karşı çıktı. O, bir Türk olarak Hrant cinayetine karşıymış. Sonuçta, ‘Türkiye sadece Türklerindir’ demek için güzel bir demagojik başlangıç. Aslında çok yalnız kalıyorlar, çok zavallılar artık. Türk olmak, Ermeni olmak bunlar bir insanı, bir insani duruşu ne kadar açıklayabilir. Hiç. Evet, hiç. 19 Ocak’taki yürüyüşte kendisini politik olarak Müslüman kimliği ile ifade eden birçok arkadaşım da bu sloganı içeren dövizleri taşıdı. Ama kendisini politik olarak bir ırk aidiyetine bağlı olarak ifade etmek (Türk, Ermeni, Kürt vb) sığlığına kadar alçalmış hiç kimse o yürüyüşte yoktu. Bundan eminim. Şimdi ‘ben oradaydım’ diyen şaşkın faşistler çıkabilir. Benim onlara vereceğim cevap ‘siz oradaydınız ama ruhunuz yoktu’dur.
Türkiye’de gerçek Müslüman-lar ‘Biz Ermeniyiz’ sloganının ne demek istediğini, bu tepkinin onları kendilerini Ermeni ilan etmek gibi abuk bir duruma düşüremeyeceğini artık biliyorlar. Çünkü bir Müslü-man aynı anda, Türk, Ermeni, Kürt, Arap vb... olabilir. İslam, başına bir ek alır mı hiç? O, Türk, Arap, sağ, sol ya da başka bir kalıba sığar mı?
Bu ülkede baskıyı ve Kemalist rejimin bir başka biçimiyle devamı için bir ucube icat edildi: Türk-İslam sentezi. Bu ‘ucubeden’ yeni kurtuluyoruz. Türkiye’de İslam, devletten ve onun siyasi aparatlarından bağımsız olarak henüz yeni doğuyor. Türkiye’nin ideolojik iki büyük ucubesi oldu şimdiye değin: Biri Kemalizm diğeri de Türk-İslam sentezi. (Burada her türlü saptırmaya karşı bir not düşmek zorundayım. Kemalizm derken Mustafa Kemal’den ayrı hatta ona rağmen uydurulmuş bir ideolojiden bahsediyorum. İkincisi, Türk-İslam sentezi derken de İslam’dan çok ayrı hatta ona karşı ve ona rağmen uydurulmuş bir ideolojiden bahsediyorum.)
Aslında bu iki ideolojik ucube birbirini tamamlar, birbirini doğurur. Bugün Türkiye’de solun enternasyonal öze yani kendi gerçeğine dönememesinin en büyük tarihsel nedeni Kemalizm’dir. Yine aynı şekilde sağın bir türlü demokratikleşememesi ve dönüp dolaşıp faşist devlete dayanan bir diktatörlüğü savunuyor olması da onun genlerine işlemiş Türk-İslam sentezi ideolojisine dayanır. Ve yine aynı şekilde, Türkiye’de İslam’ın, özünde bir ümmet dini olduğunun unutturulması ve bütün insanlık için olduğu gerçeğinin adeta karanlık bir perdeyle örtülmesinin arkasında bu ırkçı-faşist ideoloji yatar.
Şimdi Türkiye’de iktidara gelen bütün sağ partiler, ne kadar demok-rat olduklarını iddia ederlerse etsinler, Türk-İslam sentezi ucubesiyle doğdukları ve yetiştikleri için tam köklü makas değişikliği yapacakları anlarda, deyim yerindeyse, sapıtıyorlar. Çünkü bütün faşist ideolojiler gibi Türk-İslam sentezi ve Kemalizm bir sapkınlık halidir sonuçta. Ama bu sapkınlık haliyle tabii ki ‘düzen’ içindeki ve iktidardaki siyasi partiler malul olmadılar. Sağda ve solda en radikal örgütler, yapılar da bu iki sapkınlık halinden kendini kurtaramadı ve objektif olarak devletin ‘kullanılan’ aparatı durumuna düşürüldü.
İslam hiçbir şeye sığmaz, sınırsızdır o...
Türkiye’de bugün Müslümanlar ileriye baktıkları zaman yalnız Türkiye’nin sınırlarını görmüyorlar. Örneğin Ortadoğu’daki İslam’ın politik etkisini ve gittikçe artan politik meşruiyetini görüyorlar. Bunda, özellikle Filistin’de Hamas ve Lübnan’da Hizbullah ve bütün coğrafya da Müslüman Kardeşler (İhvan) özelinde gelişen İslami başkaldırı hareketlerinin payı büyük. Türkiye’de Müslümanlar, İslamiyet’in bir ümmet dini olduğunu, İslam’ın hiçbir sınıra, devlete, ırka sığamayacağını, İslam’ın ilk reddettiği ‘şeyin’ ırkçılığa dayalı kölelik sistemi olduğunu (ilk ezanı neden siyah bir köle okumuştur) şimdi anlıyorlar. Daha doğrusu bu büyük tarihsel gerçeği tam da bugünlerde politik hayata aktarıyorlar. İşte bu, Türk-İslam sentezi denen ve devleti öne çıkaran faşist ideolojinin bu topraklardan silinmeye başlamasının ilk adımıdır. Ne güzel, ne umut verici...
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018