Cemil ERTEM
Sanıyorum önümüzdeki hafta, Başbakan’ın Irak ziyareti ve NATO’nun üs karargâhının İzmir olması dolayısıyla Ortadoğu ve NATO’nun operasyonlarının niteliği ile örülü bir gündemimiz olacak. Bu gündem, başta petrol olmak üzere temel emtialardaki fiyat hareketlerini dolayısıyla ekonominin gündemini de belirleyecek.
Irak’tan başlayalım. ABD’nin Irak’ı işgal etmesi ve Saddam rejimine son vermesi 1997’de ortaya çıkan “Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi” çerçevesinde değerlendirilebilir. Bu proje, ikinci savaştan beri hegemonyasını devam ettiren ABD’nin Ortadoğu’dan başlayarak savaş ve işgale dayalı yeni bir hegemonya kurmasını savunuyordu. Rumsfeld, Perle, Wolfowitz gibi şahinler “Amerika için iyi olan dünya için de iyidir” anlayışını hayata geçirmek için Pearl Harbor gibi bir bahaneyi zaten bekliyorlardı ki, 11 Eylül 2001 bulunmaz bir fırsat oldu.
Irak için bundan sonraki hikâyeyi biliyorsunuz. Ancak “Yeni Amerikan Yüzyılı” ve onun bir parçası olan “Büyük Ortadoğu Projesi” hem 2008 krizine hem de dünya kamuoyunun yoğun tepkisine tosladı. ABD, Britanya dışında, Ortadoğu’daki rejimleri savaş ve işgalle piyasaya teslim edeceğine kimseyi inandıramadı. İsrail’e dokunmadan, işgal ve bölgesel savaşlarla, yeni sınırlar yaratma üstelikte Türkiye, Rusya ve İran gibi “eksen” ve belirleyici devletlerin ekonomik bağımlılığı ön kabulü üzerine kurulu bu proje Bush’la birlikte çöp oldu.
Zaten ABD’nin, “emperyal-hegemon” bir güç olarak, dünyaya kendisini finanse ettirip sonra da savaşa dayalı bu politikayı daha fazla finanse edemeyeceğini 2008 krizi ortaya çıkarmıştı.
Eğer ki Irak’ın işgali olmasaydı şimdi biz Mübarek ve Kaddafi’den önce Saddam rejimine karşı ayaklananları konuşuyor olurduk. Bu gerçek bile bugün olmakta olanla, ABD işgali sonrası olan arasındaki farkı, Irak açısından, ortaya koyuyor. Eğer ki Saddam rejimi, Irak’ın dinamikleriyle sallanıp yıkılsaydı şimdi çok daha meşru ve demokrasi iradesi güçlü bir yeniden yapılanma karşımızda olurdu. Kürtlerin ve diğer muhalefet unsurlarının, ABD’den bağımsız çizeceği yol, çok daha sağlıklı ve bölge halkı için hayırlı bir çizgi izlerdi.
Ama şimdi bu imkân, en azından, Suriye, Mısır, Libya ve diğer Arap ülkeleri için var.
Irak’ın yeni yolu da, hem Türkiye’nin hem de bu ülkelerdeki değişim dinamiğinden etkilenerek yeniden belirlenecek. Burada Sarkozy’in düştüğü durum, artık işlerin, “ilk önce ve en çok kim vurursa, en çok o alır” anlayışı ile devam etmeyeceğini gösterirken, Fransa’nın da “yenidünya düzeninde” gerçekten yer almak istiyorsa, ABD’nin Bush’dan kurtulduğu gibi, Sarkozy’den kurtulması gerektiğini bize anlatıyor.
Türkiye, Irak’tan başlamak üzere, artık bölgenin içsel dinamiği sayılabilir. Türkiye’nin Baas rejimlerinin temel özelliklerinden, on yıldır, kararlı bir biçimde uzaklaşmaya başlaması ve bunu kendi dinamikleriyle yapması, bu ülkelerin “sonra ne olacak” sorusuna yanıt veriyor.
Model ve NATO tartışmaları üzerine
Türkiye Ortadoğu için model mi tartışması yaparken hangi Türkiye diye sormazsanız, Arap ülkelerine, belki de, kurtulmakta oldukları Baas rejiminin bir başka biçimini önermiş olursunuz. Başta Irak olmak üzere bugün Ortadoğu coğrafyasının demokrasi için çok uzun ve çetrefilli bir yolu var. Şu an Baas rejimlerini devirmiş ve devirmekte olan Mısır, Suriye, Tunus gibi ülkelerde İslami hareketler çok önemli ve bu hareketlerin yeni ekonominin küresel temsilcisi olan liberal siyasi oluşumlar ve bunların yerel güçleriyle ittifakı (Mesela Mısır’da İhvan örgütü ve Baradey gibi simge isimlerin ittifakı) bence geçiş döneminin kurtarıcısı olacaktır. Bu, aynı zamanda, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini arttıracak bir siyasi çözümdür.
NATO’ya gelince; askeri operasyonların NATO’ya devredilmesi BM kararlarına bağlı gereksiz “vazife” alma durumlarına da son veriyor. NATO’nun Lizbon stratejisiyle birlikte artık, bir dünya silahlı gücü olarak, yeniden örgütlendiğini unutmayalım. NATO, bu anlamda artık yalnız askeri değil, siyasi bir yapı da. Bu yapıda Türkiye’nin ağırlığı bundan böyle, hele Ortadoğu için, herhangi bir batı ülkesinden az değil. Bundan dolayı NATO tahlillerini, soğuk savaş NATO doktrini üzerinden yapmayalım.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2)
25.10.2018 - Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... Paylaş Twitle
24.10.2018 - SORUNLAR, TESPİTLER VE ÇÖZÜMLER...
18.10.2018 - Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir?
17.10.2018 - Enflasyonla mücadele: Dün ve bugün...
- Dışarısı ve içerisi: Rakamlar-çözümler...
- BM Genel Kurulu: ABD, Türkiye ve diğerleri...
25.09.2018 - Yeni Ekonomi Programı üzerine
21.09.2018 - Cinayeti çözmek: Bakış açınızı değiştirin!
18.09.2018 - Büyüme ve dönüşüm meselesi üzerine...
11.09.2018
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Filiz Ağın
yazıyı okuduktan sonra yrum yapsam.