Cengiz AKTAR
Rejim dünyayla kalan son köprüleri atmakla, son gemileri yakmakla meşgûl. Ekonomideki yangına körükle gidiyor. Yetmezmiş gibi içeriyi de kanırtıyor. HDP’ye, kadınlara, öğrencilere, son nefesini vermekte olan Meclise açtığı cephelerle, yerli/millî muhalefetin kötürümlüğü ve yaygın korku yüzünden Gezi’den beri pek kıpırdayamayan muhalif kamuoyunu doğrudan karşısına alıyor.
Çöküş aşamasındaki rejimler hep böyledir, yanlışları daima yeni yanlışlarla örtmeye çalışırlar, icraat hep yap-bozlardan ibarettir, etraflarında “aman yapma” diyecek kimse olmadığı için bataklar katmerlenir. Son nefeslerine kadar…
Dış cephelerde durumu fecaat, tokat üzerine tokat yiyor ve daha işin başı. Biden/Harris yönetimiyle ortaya çıkan dinamik tam etkisini göstermediyse de Ankara’nın bölgede ve dünyada yakın zamana kadar önüne gelene verdiği ayarların, salladığı tehditlerin sonuna gelindi. Dünya bir şekilde Ankara’ya “dur” diyor. Durumu kurtarmak için yapılan şirinlikler ise, birikmiş hâtâların etkisiyle akim kalıyor.
ABD’nin Türkiye politikası, beklendiği gibi şekilleniyor. Trump’ın adlî süreçlere müdahalesiyle durdurulan dosyalar tek tek geri geliyor.
S-400’lerin iadesi ısrarı, bunlarla bağlantılı CAATSA yaptırımları; Akdeniz ile Ege’deki kabadayılıklara karşı ABD’nin bölgesel enerji ve askerî işbirliklerini hızlandırması; Erdoğan’ın badigartlarının 2017’de Vaşington’daki sokak kavgası dosyası, Ankara lobicisi eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Flynn dosyası ile Halkbank dosyasının yeniden açılacak olması; 24 Nisan’ın Ermeni Soykırımı olarak idrak edilmesi olasılığı, Senato ve Temsilciler Meclisinden Beyaz Saray’a İnsan Hakları ihlâlleri temalı çağrılar ve bütün bunların özeti gibi duran “gelmeyen telefon”…
Rejimin bu hamleler karşısında yapabileceği pek bir şey yok. Bildiği yegâne yordam Trump döneminde müptelâsı olduğu kurnazlıklar ve lobicilik. Bu yüzden, sıkı Erdoğan dostu sabık ABD sefiri, çok konuşan ve artık boş konuşan James Jeffrey, millî damatlardan Mehmet Ali Yalçındağ, Ankara’yı güle oynaya kazıklayan çakal lobi şirketleri ile Amerikan gazetelerinde “Türkiye demokrasisi" pazarlamaya çalışan medenî trollerin eline kaldı. Ne var ki bu yollarla adlî ve siyasî süreçleri etkilemesi ve lehine çevirmesi mümkün gözükmüyor.
Aklına gelen yegâne taktik, Türkiye’nin 1993’te Karabağ’ı öne sürerek tek taraflı olarak kapadığı Ermenistan sınır kapısını Karabağ geri alındığı için açabileceği lakırdısı. Bununla Biden’ı Soykırıma Soykırım demekten vazgeçirebileceğini hesaplıyor. Ne var ki Ermenistan’da hiçbir siyasî parti bu hamleye olumlu cevap veremez, ne şimdi 20 Haziran’da seçime giderken ne de orta vâdede, Türkiye’nin Azerîlere verdiği açık destek nedeniyle perişan olmuş, binlerce insanını yitirmişken. Bu şark kurnazlığı, bölgede yakın zamanda Ankara’nın elde ettiği tek net “zaferin” dahî, bütün yumurtalarını Bakü sepetine koymasından ötürü nasıl işe yaramayacağının ve ayazda kaldığının ifadesidir.
Rejim bölgede ve dünyada birkaç haftadır şirinlik peşinde mâlum. Güçlülerin gönüllü askeri olmaya heveskâr mesajlardan tutun, ipe sapa gelmez tek taraflı yumuşama girişimlerine kadar uzanan bu iddialı roadshow tel tel dökülüyor. Sonu belli dış maceralara ilâveten Dışişleri Bakanlığını fiilen feshedip kararları saraydaki ümmî gürûha havale etmenin bedelleri bunlar.
İlm-i siyaset ve uluslararası ilişkiler derslerinde “sakınılması gereken kötü örnekler” olarak okutulabilecek ayarda fiyaskolar yaşıyor sarayın hariciyesi. Şu hâle bakın:
Saray lobicisi Yalçındağ Biden/Harris yönetimine Çin’e karşı işbirliği öneriyor. Uygurlara uyguladığı kültürel soykırımı iki kuruş para karşılığında görmezden gelen Ankara, bu soykırımı Beijing’in yüzüne vuran ABD ile çalışmaya hazırmış!
Saray taifesinin kaleminden çıkmış, Bloomberg’de yayımlanan Erdoğan imzalı patetik mektupta Batı ve NATO Suriye’de, demokrasi ve hümanizm timsali Ankara’nın arkasına dizilmeli eğer dizilmezse İdlib’de koruması altında olan yüzbinleri Türkiye’deki milyonlara ilâveten zapt edemez Avrupa’ya salıverirmiş. Aba altından sopa… Aynı mektupta dünyada kimsenin ciddiye almadığı “DAEŞ ile en iyi biz başediyoruz”, “YPG terör örgütüdür” gibi palavraların yanında Kuzey Suriye’de işgâli altındaki bölgeleri yok sayan Ankara…
Oralarda büyükelçi bulunmayan iki başkent Kahire ve Tel Aviv ile aylardır normalleşme türküleri çağrılıyor. Oysa ortada ne fol var ne yumurta. İsrail Hamas’lı yöneticilere sınırdışı ve doğu Akdeniz’de kalıcı sükûnet olmadan herhangi bir jeste razı değil. Bu, Salı günkü genel seçim sonucuyla değişebilecek bir tavır değil.
Mısır’ın “normalleşme” koşulları listesi ise upuzun. İstanbul’daki İhvan’ı sınırdışı et, faaliyetlerini engelle, uluslararası teröre destek verme, Kıbrıs ile Yunanistan’la uğraşma, BM 1982 Deniz Hukuku Anlaşmasını imzala, Arap ülkelerinin içişlerine karışma, BAE ve Suud’a edilen hakaret için özür dile, Irak-Libya-Suriye’den askerini çek gibi Ankara’nın yerine getirmesi mümkün olmayan bir dizi koşul.
Kıbrıs cephesinde, Nisan sonunda Cenevre’de BM gözetiminde adayla ilgili gayriresmî ve tamamen anlamsız bir toplantı var. Ankara dünyada istisnasız hiçbir ülke ve kurumun kabul etmediği “iki devlet” formülünü satacak aklı sıra.
Yunanistan cephesinde, 2016’daki ilticacı subaylar krizinden beri artan dozdaki saldırgan retorik, Mavi Vatan gibi zırvalar en azından şimdilik duvara tosladı.
Üstelik adı edilen bütün bu doğu Akdeniz ülkeleri, ABD, Fransa, BAE, Suud, Ürdün’ün katılımıyla alt-bölgede askerî ve enerji işbirlikleri geliştirmekteler. Türkiyesiz!
BM cenahında, geçen hafta 550 sayfalık, BAE, Mısır, Rusya’nın yanında Türkiye’yi özellikle işaret eden bir rapor, Libya’da Güvenlik Konseyi kararlarının hilâfına Libya’ya uygulanması gereken silâh ambargosunun güle oynaya nasıl delindiğinin ayrıntısını veriyordu.
Bu rapordan önce, Ekim ayında BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği bünyesindeki bağımsız Suriye Komisyonu Türkiye’nin işgâli altındaki yerlerdeki korkunç hak ihlâllerini ayrıntılarıyla yazarak Ankara’nın ipliğini pazara çıkardıydı.
Libya cephesinde Ankara tamamen köşeye sıkışmış durumda. Yeni Libya Hükümeti, BM Güvenlik Konseyi, AB, ABD, Rusya, Arap Ligi, Afrika Birliği, bütün Kuzey Afrika ve Güney Avrupa ülkeleri “cihatçılarını al götür” diyor. Ankara ne yapacağını şaşırmış durumda.
AB ile ahı gitmiş vahı kalmış ilişkilerden sıkça bahsediyorum. Erdoğan’ın beklentilerinin, Mülteci Anlaşması yani para dışında, hiçbirinin oluru yok. Sinik Avrupalılar günü kurtarıyor ama Türkiye’nin gidişatından da fena hâlde endişeliler. Haftaya bunu yazacağım.
Ve bütün bu kepazelikler dünyanın gözü önünde cereyan ederken Ankara’nın cihadı Irak ve Suriye cephelerinde hız kesmeden sürüyor. Gittiği yere kadar.
Yeni Türkiye bugün bölgede ve dünyada tarihin akışına meydan okuyan ülke konumunda. Böyle davranan başka kabadayılar da var elbet ama onların son tahlilde tutunacakları dalları var, Türkiye ise meydanı, üstünde oturduğu bir avuç dalı keserek okuyor.
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020