Cengiz AKTAR
İsrail, bölge ve üç semavî dinin saplantı nesnesi Kudüs’ün doğusundan çıktı bu defa çatışma. İsrail Filistinli Arapların yaşadığı 6 km2’lik Doğu Kudüs’ü Haziran 1967’deki Altı Gün Savaşında zaptetti. Zaptettiği her toprak gibi oradan da çıkmadı. Türkiye ile İsrail bu bakımdan çok benzeşirler. Girdiler mi çıkmazlar. Bilakis yığınak yapar ve gıdım gıdım, kanırtarak hâkimiyet kurarlar. Nitekim İsrail 1980’de dünyaya meydan okuyarak Doğu Kudüs’ü ilhâk etti. O gün bu gündür Doğu Kudüs’ü arapsızlaştırmak ve yahudileştirmek için çalışıyor.
Bugün şehrin doğu yakasında, yarısı 1948’de yerlerinden edilmiş 350.000 Filistinli yaşıyor. 850.000 Kudüslünün geri kalanı da İsrailli Yahudi çoğunluk. Fiiliyat nitelikli bir millet-i hâkime-millet-i mahkûme durumu.
Trump Amerikasının görülmemiş desteği sayesinde kibrin tavan yaptığı Netanyahu İsraili dur durak bilmiyor. “İran’a saldırı” çağrıları Trump döneminde bile sonuç vermeyince elinin altındaki sorunları kaşımaya başladı. Yönetilemeyen İsrail yine savaş politikası etrafında birlik olmaya çalışıyor. Ne var ki kısa vâdeli amacı iktidarda kalmak olsa da onun ve onun gibi düşünenlerin kafasında uzun vâdede bambaşka bir İsrail var artık.
Hatırlayalım: “Ulusdevlet Yasası” birkaç yıl bekletildikten sonra İsrail’in kuruluşunun yetmişinci yılı 2018’de Knesset’te kabul edildi. Bu mevzuat herhangi bir hukukî metin değildi. İsrail’in Yahudi halkının tarihî vatanı olduğunu ve “İsrail Devleti’nde millî kaderin tayin hakkının Yahudi halkına ait olduğunu” ilân ediyordu. İbraniceyi İsrail’in resmî dili olarak belirliyor, nüfusun yüzde yirmisine karşılık gelen 2 milyon Arabın anadili Arapçayı da “özel statülü” bir dile indirgiyordu. Yasa ayrıca İsrail’in neresinde olursa olsun ve dolayısıyla illegal de olsa her Yahudi yerleşiminin ulusal bir değer olduğunu dayatıyor ve böylece cebrî yerleşimleri teşvik ediyordu.
Netanyahu’nun etrafında kümelenen siyaset sınıfı bunları yaparken, İsrail anayasa felsefesini, kökleri tamamen etnik-dinsel değerlere dayanan bir kimliğe dönüştürdü. 1948 İsrail Bağımsızlık Bildirgesi’nde somutlaştığı şekliyle devletin kurucu babaları tarafından desteklenen nispeten liberal Siyonist anayasal felsefe böylece ikame edildi ve düpedüz apartheidi andıran yeni bir ayrımcılığın kapıları ardına kadar açıldı.
Ağırlıklı olarak Avrupalı Aşkenaz Yahudilerin kurduğu ve Ortadoğu’nun yegâne gerçek demokrasisi olma iddiasındaki İsrail’de demokrasiden geriye pek bir şey kalmadı. Demokrasiden hiç nasiplenememiş Ortadoğu ve Rusya asıllı Yahudilerin İsraili böylece kurulmuş oldu. Kurulan bir nevî ikinci cumhuriyetti.
Bugün siyasî yelpazede Knesset’teki 120 vekilin 72’si etnik-dinsel değerlerden dem vuran vekillerden oluşuyor. Netanyahu’nun Likud’u ve Ganz’ın Mavi ve Beyaz Partisi’nin yanında misâlen, Yahudi üstünlüğünü savunan açıkça faşist İtamar Ben Gvir’in Kahancı Otzma Yehudit Partisi, Naftali Bennett’in kolonları temsil eden Yeni Sağ Partisi, Rusya Yahudilerini temsil eden Avigdor Lieberman’ın Yisrael Beiteinu Partisi ve daha bir dolu sağ parti hem çöken solun hem de çökmekte olan İsrail demokrasisinin hâlini iyi anlatıyor.
Bunlar arasında Otzma Yehudit özellikle kayda değer. 1994’e kadar siyasetten men edilmiş olan, Netanyahu’nun güdümüyle oluşturulan bir seçim ittifakı sayesinde Knesset’e tek vekille girmeyi başaran bu tescilli Arap düşmanı partinin adı İbranice Yahudi Gücü anlamını taşıyor. Doğu Kudüs ve Araplarla Yahudilerin bir arada yaşadıkları tüm diğer kentler şu sırada bu ve benzeri militanların Arap karşıtı pogrom ve terörüne esir durumda.
İsrail belki yakın tarihinde ilk kez bu boyutlarda din ve etnisite temelli ve giderek içsavaşı andıran kamusal şiddete maruz. Yahudilerin dayatmalarına İsrailli Araplarca verilen cevap da maalesef, ister istemez din ve etnisite temelli. Etnik-dinsel tanımlı İsrail, politikacıları ve bunlara destek veren kitlelerce ateşe atılmış durumda. İstikbali, Batı’dan almaya devam ettiği muazzam desteğe rağmen pek parlak görünmüyor.
Bu bağlamda Kissinger’ın 2006 yazında İstanbul’da çok büyük bir holdingin düzenlediği kapalı toplantıda daha dumanı tüten İsrail-Lübnan savaşı sonrasındaki gözlemini hatırladım. “İsrail 1948’ten bu yana ilk kez yenildi” demişti muhterem ve “bu bir dönüm noktası olabilir” diye eklemişti.
Bugün de Doğu Kudüs gerginlikleri ve Mescid-i Aksa baskını sonrası başlayan Hamas roket yağmuru İsrail’in “Iron Dome” ya da “Demir Kubbe” adını verdiği hava savunma sisteminin iddia edildiği kadar sağlam ve etkin olmadığını faş etti. Az buz bir hezimet değil. Jerusalem Post gazetesi Pazar günü “İsrail çarpışmaları kazanıyor ama Hamas savaşı kazanıyor” manşetini atmıştı.
Hezimet El-Fetih için de geçerli, Hamas’ın “İsrail hükümetinin anladığı dilden” cevap vermesi, atıl El-Fetih’i iyice köşeye sıkıştıracağa benzer.
Diğer taraftan, sahip olduğu savaş teknolojisiyle istese sadece Gazze’de askerî hedefleri vurabilecekken göstere göstere sivil yerleşimleri de hedef alan, çoluk çocuk katleden İsrail’in meşru müdafaa lafazanlığının, hele çatışmayı provoke eden taraf iken, bir kıymeti yok. Her yaptığı savaş suçu kapsamında. Tepkisi tamamen “misliyle cezalandırma” üzerine kurulu. Filistinlileri ve Hamas’ı muhatap almadığı ölçüde şiddeti tırmandırmak, Gazze’yi sürekli tehdit etmek ve İsrailli Arapları içsavaşa çekmekten başka seçeneği yok.
Dünyadan verilen tepkileri kısaca gözden geçirirsek, Batılı hükümetlerin dışında istisnasız hiçbir hükümet ve Batılı kamuoyları da dâhil hiçbir kamuoyu İsrail’in şiddet pratiklerini desteklemiyor. Bu, Filistin Davasının, her şeye rağmen ve hâlâ desteklendiğini gösteriyor.
Soldan sağa Avrupa, Mescid-i Aksa baskını sonrasında fısıldadığı iki kelâmdan ışık hızıyla “Antisemitizme geçit yok” ezberinin konforuna döndü. Günlerdir en iddialı siyasetçilerin ağzından sadece bu lakırdılar çıkıyor. Oysa Avrupa’daki sorun antisemitizmden ziyade antiislamizm ve antiarabizm! Bu minvalde Paris’teki utanç verici Filistin ile Dayanışma Mitingi yasağına mim koyalım.
ABD hükümetinin durumu külliyen utanç verici. İsrail’in yılmaz ve ebedî destekçisi ABD’nin yeni yönetimi dünya üzerinde demokrasi ve insan hakları savunuculuğu temelli bir yeni doktrin oluşturmaya çalışırken Netanyahu İsrailinin tuzağına düşüverdi. Vaşington’dan yapılan tamamen İsrail yanlısı açıklamalar ve BM Güvenlik Konseyinde art arda iki karar tasarısını engellemesi Biden/Harris yönetiminin karizmasını çiziverdi. Arabuluculuk yapmaya kalktıklarında Filistin tarafında muhatapları yok zira Hamas ABD için terörist. Bakalım meseleye nasıl dâhil olacaklar.
Son olarak, daha birkaç yıl öncesine kadar Filistin konusunda sözü geçen, İslâm Konferansını birkaç telefonla âcilen toplayabilen, Filistinlilerin kahramanı Erdoğan bu sefer sadece kendi tribünü ile yetinmek zorunda kaldı. Bölgede Ankara rejimini herhangi bir konuda ciddiye alan kalmadığı gibi, değersiz yalnızlığı had safhada…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020