Cengiz AKTAR
Bugün, Suriye Devleti toprağı, kadim Kürd yurdu Afrin’in işgâlinin başlangıcının üçüncü yıldönümü. Suriye iç savaşının başladığı 2011’den 2018’e kadar korunabilmiş, zarar görmemiş olan Afrin işgâlle mahvoldu.
Türkiye’de salgından, yoksulluktan ve gayridemokratik uygulamalardan perişan olmuş halkın umuru değil bu işgâl. Farkında olanlar içinse Afrin’in fethi, HDP hariç, sağdan sola, yediden yetmişe gurur vesilesi. Türkiye, tek tük çatlak ses dışında, Afrin ve daha önce işgâl edilen topraklarda işlenen insanlık suçlarına kör, sağır ve dilsiz.
Ayrıntılara girmeden önce şu hususun altını çizelim. Ankara göstere göstere uluslararası hukuka aykırı işler çeviriyor. 1907 tarihli Lahey Kara Savaşı Hukuku Sözleşmesi uyarınca işgâlci devlet işgâl ettiği toprakta kamu düzenini sağlamak ve oradaki sivillerin yaşamını korumakla yükümlü. Yükümlülüğü bununla sınırlı, egemenlik yetkileri kullanamıyor.
Oysa işgâlle birlikte 300.000 Afrinli sivil yerinden edildi. Onların yerine, pek çok ülke tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan ve Sünnî olmayan herkese düşman Ceyş el-İslam’ın (İslâm Ordusu) Arab cihatçıları ve aileleri yerleştirildi. Başta Ceyş, Şam’a muhalif olan çeşitli cihatçı birliklerin denetimine teslim edilen Afrin’de ve diğer işgâl bölgelerinde tek sorumlu, uluslararası savaş hukukunu uygulamakla mükellef olan işgâlci güç Türkiye Cumhuriyeti. Ne var ki Ankara sivilleri korumadığı gibi emrindeki besleme cihatçıların Afrinlilere reva gördüğü vahşete göz yumuyor. Dolayısıyla cihatçıların işledikleri bütün suçlardan Ankara sorumlu; BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği açıkça bunu söylüyor.
Diğer yanda, işgâllerin kılıfı olan meşru müdafaa, süreli bir kavram. Dünyada hiçbir ülke Türkiye’nin “güvenlik endişesi” masalına inanmasa da türlü nedenden işgâle göz yumuldu. BM Şartı’nın 51’inci maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkına dayanarak Suriye topraklarında gerçekleştirilen askerî operasyonların belli süreyi aşmaması gerekiyor. Oysa ilk harekâtın üstünden dört buçuk yıl geçti ve Ankara’nın niyeti, İsrail’in Golan Tepeleri işgâli gibi, kalıcı olmak.
Bu amaçla işgâl ettiği yerlerde egemen gibi davranıyor. Kapsamlı bir demografik mühendislik yapıyor. Kürtsüzleştirme ve Araplaştırma/Türkleştirme projesi yürürlükte. Okullarda Kürtçe yasak, Arapçanın yanında Türkçe mecburî. Yeni yerleştirilenler için köyler, camiler ve dinî okullar inşa ediliyor. Türk mülkî idare mensubu kaymakam atanıyor. Kamu idaresinin farklı birimlerinin şubelerini açılıyor ve işletiliyor. Hastane, postane, ortaöğretim, yükseköğretim, polis, banka ile Suriye idaresine paralel bir yapı kuruluyor. Öyle ki yaz/kış saati uygulaması pas geçilerek Afrin saati Suriye’nin diğer bölgelerinden bir saat ileri alınıyor.
Bu gayrinizamî uygulamaların yanında Afrin ve tüm işgâl bölgeleri her türlü suçun cezasızca işlendiği yerler. 2018 Martından itibaren “fetih hakkı” uyarınca TSK tarafından cihatçıların her türlü yağmasına maruz bırakılan Afrin’de işlenen suçlar başından beri biliniyordu. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği üç yıldır hazırladığı Bağımsız Uzmanlar Suriye raporunda Afrin’den de söz ediyordu. Keza dört kurum, Kuzey Suriye’deki İhlâller Dokümantasyon Merkezi, Afrin Aktivistler Ağı, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Rojava Enformasyon Merkezi işgâl gücünün bütün engellemelerine rağmen içerden bilgi aktarıyordu.
Yörenin kültürel mirasına, özellikle 3000 yıllık Aïn Dara Tapınağına yönelik hırsızlık, Afrinlilerin gayrimenkullerine ve ticarethanelerine yönelik yağma, fidye amacıyla rehin alma, yörenin temel geçim kaynağı olan zeytinciliğe yönelik hırsızlık, talan ve tahribat konularında bölük pörçük de olsa bilgi geliyordu. Zeytinyağı hırsızlığı artık ayyuka çıkmıştı. Cihatçı şebekelerce Türkiye’de satıldığı gibi Türk Malı damgasıyla taa Amerika’ya ihraç ediliyor.
Bu defa yeni kanıtlar ve yoğun yeni ihlâller ortaya çıkarıldı. İlki kadınlara yönelik şiddet, diğerleri organ ticareti ve cihatçı işe alma merkezi.
Geçtiğimiz Eylül’de BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine sunulan son rapor korkunç ayrıntılar içeriyor. Afrin’de keyfî gözaltı, işkence ve yaygın cinsel ve cinsiyete dayalı şiddeti belgelendi. Rapora göre çok sayıda Afrinli, rehin alma, işkence, tecavüz, öldürme, evlerinden zorla çıkarma gibi sistematik eylemlere maruz kaldı. Afrin’deki özel hapishane/toplama kamplarında kadınlara cinsel saldırılar gerçekleştirildi.
Raporda şu ifade yer aldı: “Kadınlar ve kızlar da Suriye Ulusal Ordusu savaşçıları tarafından gözaltına alındı. Tecavüz ve cinsel şiddete maruz kaldılar. Bu hem bireysel hem de toplum düzeyinde ciddî fiziksel ve psikolojik hasara neden oldu”.
İşte bunun üzerine Yüksek Komiser Michelle Bachelet Türkiye’yi bu suçları soruşturmaya çağırdı: “Hakları ihlâl edilen bu bölgelerde yaşayan insanlar korunma ve başvuru hakkına sahiptir. Bu bağlamda, Türkiye’yi doğruladığımız olaylarla ilgili olarak derhal tarafsız, şeffaf ve bağımsız bir soruşturma başlatmaya, bağlantılı silâhlı gruplar tarafından gözaltına alınan ve kaçırılanların akıbetini açıklamaya ve bazı durumlarda sorumluları sorumlu tutmaya davet ediyorum. Bunlar, savaş suçları da dâhil olmak üzere uluslararası hukuk kapsamındaki suçlar anlamına gelir.” Tabiyatiyle Ankara bu çağrıyı cevapsız bıraktı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Türkiye destekli cihatçı gruplara ait yirmi özel hapishane/toplama kampından kadınların akıbetini kapsayan bilgiler aktardı. Türkiye üzerinden Libya’daki cihatçılara cariye olarak götürülen kadınların çoğunun kaybolduğu belirtiliyor.
Nitekim Kayıp Afrinli Kadınlar Projesi verilerine göre 2020’de kimlikleri bilinen ve aralarında Ezidî ve Alevîlerin de olduğu 88 kadın ve kız çocuğu Türkiye’nin beslemesi Hamza Tugayları ve Sultan Murad Tugayları tarafından kaçırıldı. 1 Ocak 2021 itibariyle 35 kadın serbest bırakıldı bunlardan 17’si için fidye ödendi. 51 kadın hâlen kayıp, biri öldürüldü.
Savaş suçu, insanlık suçu, erillik suçunu birlikte işleyen bu zihniyet Türkiye’de hiç gündeme gelmiyor. Afrin ve Suriye’de TSK işgâli altındaki bölgelerde yaşamaya çalışan yerel halka ve özellikle kadınlara reva görülen cinayet dâhil her türlü şiddet hâlâ Türkiye’deki kadın hakları savunucularının radarına girebilmiş değil. Rezilliği sadece HDP vekilleri Ayşe Sürücü, Feleknas Uca, Dilan Dirayet Taşdemir ve Tülay Hatimoğulları dile getiriyor. Bugüne kadar verdikleri onlarca yazılı soru önergesinden sadece bir tanesi, o da iki yıl sonra cevaplandığı gibi çoğu Meclis kayıtlarına dahî geçmiyor. ***
Bir ulusun diğeri üzerinde doğrudan veya dolaylı ama daima zorla, siyasî, iktisadî, ticarî, beşerî, cinsel, dinî, dilsel egemenlik kurması olarak tanımlandığında, Ankara’nın Suriye’deki icraatı düpedüz emperyalizmdir.
Emperyalizm Türkiye’de insanların asla kendilerine kondurmadıkları, bilakis kurnazca bir çarpıtmayla ebedî mağduriyet ifade eden siyasî kavramdır. Bu duruşun Osmanlının çöküşüne uzanan tarihî gerekçesi hep hazırdır. Yıllardır Kürd siyasetince sürekli dile getirilse de Türk emperyalizmi, alıcısı bol olan resmî “kardeşlik masalı” ile hep savuşturuldu. Ama şimdi Suriye’nin Kürd çoğunluklu bölgelerinde süregelen, dahası arzulanan uygulama bu masalı bir kez daha yerle bir ediyor ve Türkiye’nin emperyalist niyetlerini açığa çıkarıyor. Haberiniz olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020