Ceren KENAR
En son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim Suriye Özgür Ordusu işini “temiz” bitiren yakışıklı Hollywood yıldızlarını andıran savaşçılardan oluşmuyor. George Clooney kadar sofistike, Leonardo DiCapriokadar karizmatik, Matt Damon kadar masum görünmüyorlar ekranda. Veya insan hakları hukuku alanına doktora yapmış pasifist aktivistler de muhtemelen yoktur safları arasında. Che Guevaravari bir devrim ikonu da daha çıkmadı aralarından.
Evet, görüntülerde ellerinde kalaşnikofları ile poz veren, çoğu esmer ve sakallı Arap gençleri oluşturuyor Özgür Suriye Ordusunu. Evet, ağızlarından Allahuekber nidaları eksik olmuyor. Evet, şık durmuyorlar televizyonda. Keşke Esma Esed’in saatliğine 5000 dolar ödediği Amerikalı PR uzmanlarından bir kurumsal imaj ve halkla ilişkiler dersi alsalar.
Daha da vahimi insanın kanını donduracak infazların sergilendiği videolar izliyoruz. Özgür Suriye Ordusu alakamız yok, kınıyoruz diyor: hatta savaş hukuku ve insan haklarına sadık kalacaklarını beyan ettikleri bir dizi prensibin altına imza atıyorlar. Ama gelin dürüst olalım ve bana Esed’in askerleri adam öldürtüyor dedirttiremezcilerin tuzağına düşmeyelim: pekâlâ bu infazlar Özgür Suriye Ordusu militanları tarafından işlenmiş olabilir. Pekâlâ Özgür Suriye Ordusu militanları rejim yanlısı kişilerin infazından sorumlu olabilir, bu kişilere işkence yapıyor olabilir. Burada rejimin propagandası argümanına saklanmadan ki hakikaten rejim ÖSO aleyhine yoğun bir propaganda yapıyor, ÖSO’nun sorumlu olmadığı eylemleri bu milis gücünün üzerine yıkıyor ve tüm ÖSO’nun El-Kaide mensubu yabancı savaşçılardan oluştuğunu iddia ediyor bu tür uygulamalara karşı söyleyecek bir çift lafımız olmalı.
Tüm bu infazlar insanlık suçudur. Tek kelimeyle iğrençtir. Asla ve asla gözardı edilmemelidir. Sorumluları mutlaka savaş mahkemelerinde yargılanmalı ve sadece Suriye muhalefeti değil uluslararası kamuoyu ve kurumlar bu tür olayların önüne geçmek için tüm önlemleri almalıdır.
Lakin son cümlenin imkânsızlığı tam da Suriye krizinin doğasında saklıdır ve bunu anlamak için Özgür Suriye Ordusu daha yakından incelenmelidir.
Aylarca devam eden ve Esed rejimi tarafından korkunç yollarla bastırılmaya çalışılan barışçı gösteriler sonrasında rejimin ordusundan firar eden askerler tarafından kuruldu ÖSO. Silahsız göstericilere rastgele ateş açmayı reddeden, kendi köylerinin tarumar edildiği haberlerini alan, rejimin siyasi tutuklulara uyguladığı şiddete, tecavüzlere ve işkenceye isyan eden askerlerin oluşturduğu bir gruptan ibaretti Özgür Suriye Ordusu. Esed rejiminin gösteriler boyunca şiarı olan “ya öldür ya da öldür” ya göstericileri öldür ya da göstericilere ateş açmayı reddeden meslektaşın askerleri öldür prensibine karşı çıkan askerlerin oluşturduğu bir gruptu. Bazıları üstlerine üç günlük izin almak için rüşvet vererek, bazıları birliklerinden başka askerler ile planlayarak kaçtılar. Silahları yetersizdi. Lübnan sınırından kaçırılan silahlar ki bu dönemde Hizbullah’ın muhalif militanlarına bozuk silah sattığı Lübnan’da epey konuşulan bir tevatür ve kendi imkânlarıyla edindikleri silahlar bunlar içinde ailelerinden kalan ziynet eşyalarını satarak silah alan askerler de az değildi.
Esed’in ordusunu özellikle Dera, Idlib, Hama ve Humus gibi döne döne saldırdıkları şehirlerde artık bir sürpriz bekliyordu. Esed bu krizi askerî olarak çözmek istedi ve Suriye muhalefeti de bu dilden konuşmaya başladı.
Bunu izleyen zamanda Körfez ülkelerinden gelen para ve silah yardımı sır değil. Suriyeli sivillerin eline silah alıp daha önce barışçı gösterilere katılanların artık silahlı militanlar hâline gelmesi de. Suriye’de savaşan yabancı askerler olduğu ve El-Kaide varlığı ise tüm süreci yakından izleyenler için doğruluk taşımakla beraber çatışmanın asıl doğasını saptırmak için abartılan unsurlar.
Çatışmaların ilk zamanlarında bu işin uzaması hâlinde ufukta bir iç savaş göründüğünü, mezhepsel motivasyonlar ile başlamayan bir krizin bir mezhep savaşına dönüşebileceği ve işlerin çirkinleşeceği uyarısını yapanlar uluslararası toplumu Suriye meselesinde daha aktif olmaya çağırıyordu. Esed’in şiddetten vazgeçmeyeceği açıktı. Buna karşılık Batı ve Körfez için ucuz ve masrafsız yol olan muhaliflerin silahlandırılması opsiyonunun en kanlı yol olduğu vurgulanıyordu. Bu uyarılar ise uluslararası müdahale isteyen emperyalist çevrelerin hain oyunları olarak damgalanıyordu.
Sonuç olarak Rusya ve İran Esed rejiminin arkasında sağlam durdu. Batı kamuoyu Esed şiddetini kınadı, muhaliflere desteğini düşük ölçüde tuttu. Biz arkamızı dönüyoruz ama siz Esed’e karşı bildiğinizi yapın dedi.
Sivil muhalefeti güçlendirmeyi denemedi, askerî muhalefeti koordine ve kontrol etmek için yeterince efor sarf etmedi. Suriye muhalefeti bu krizi kendi lehine kullanmak isteyen aktörlerin ortasında yalnız kaldı.
Burada sorulması gereken soru belki de şu olmalı: ne bekliyorduk ki? Bu çatışmanın mevcut seyri itibariyle nereye ulaşmasını bekliyorduk ki?
Savaş çirkin bir insanlık hâlidir. Müdahalesizlik durumu ise genelde işleri daha da çirkinleştirir. Ne yazık ki silahlı çatışmalar “görünmeyen” bir el ile regüle edilip, barış hâline dönmez. Sessizlik çözüm değil daha çok şiddet getirir. Hiçbir şey öğrenmediysek Suriye krizinden bunu öğrendik diyebiliriz sanırım...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017