Ceren KENAR
Hakan Fidan hakkında art arda Amerikan (ve daha sonrasında İsrail basınında) çıkan ve bir operasyon görüntüsü veren haberler malumunuz. Bu kampanyaya ilişkin Türkiye basınında birçok görüş çıktı. İsrail’in Mavi Marmara hadisesi nedeniyle ödeyeceği tazminat konusunda pazarlık sürecinde Türkiye’yi Amerika nezdinde köşeye sıkıştırmaya çalışması, Türkiye’nin uzun menzilli hava savunma sistemleri ihalesini Çin’e verme girişimi, Türkiye’nin Orta Doğu politikasının (özellikle Mısır siyasetinin) İsrail’de oluşturduğu endişe gibi gerekçeler bu kampanyanın nedenleri olarak sayıldı.
Muhakkak ki yukarıda vurgulanan unsurlar Türkiye’ye yönelik Amerika’da oluşan belli kaygıların nedenleri arasındadır. Ancak Hakan Fidan’a yönelik son kampanyanın irdelenmesi gereken başka boyutları da var.
Hakan Fidan’a yönelik ‘son’ kampanya denmesinin belli bir anlamı var. Fidan göreve geldiğinden beri özellikle İsrail’in hedefindeydi. Bu yeni ve sürpriz bir bilgi değil. Ancak mevcut kampanyanın zamanlaması ilginç. Muhakkak ki İsrail’in Fidan özelindeki rahatsızlığı devam ediyor, lakin Fidan ile ilgili son zamanda çıkan haberlerin menşei Amerika ve Amerikan yönetimine yakın kişiler.
Hakan Fidan elbette sadece Hakan Fidan demek değil. Başbakan Erdoğan ile ne kadar yakın çalıştığı, Erdoğan’ın beyin takımının öncü güçlerinden biri olduğu herkesin malumu. Dolayısıyla gerçek hedef ve rahatsızlığın kaynağı Erdoğan.
Peki, neden?
Hakan Fidan’a ilişkin ithamların dikkat çekici bir tarafı var. Bir yandan İran’a yakın olmakla suçlanırken Fidan, diğer yandan Suriye’de mevzi kazanan el-Kaide üyelerinin ülkeye geçişini kolaylaştırmakla itham ediliyor. Görünüşte çelişki olarak görünen bu iddiaların oluşturmaya çalıştığı imaj Fidan’ın (ve dolayısıyla Türkiye istihbaratının) güvenilmez ve aşırı uçlarla iş birliği yapmaktan çekinmeyecek bir siyaset izlediği yönünde. Mesaj hem Washington’a, hem de Türkiye ile ittifak halindeki başka ülkelere.
Bu ithamların temelsizliği aşikâr. Lakin amacı, Vatan gazetesinin Washington muhabiri İlhan Tanır’ın da dikkat çektiği gibi, Amerika’nın değişen Suriye politikasını Türkiye’ye empoze etmek. Obama’nın dengesiz ve çelişkili Suriye politikasının meydana getirdiği felaket ortada. Suriye konusundaki politikasızlığının mevcut insanlık dramının sebebi olması yetmiyormuş gibi, Obama yönetimi bu politikasızlık üzerinden Suriye meselesinin çözüleceğine (veya zamanla gündemden düşeceğine) inanıyor. İran’la Suriye konusunda anlaşarak bu krizi başından defedeceğini düşünen Obama yönetimi, daha önce bu konuda ittifak halinde olduğu ülkelerin, bu yeni politikaya intibak etmesini istiyor.
Erdoğan ve Davutoğlu’nun Suriye konusundaki karnesi, dürüst olmak gerekirse, bu krize dahil olan aktörlerin hepsinden daha temizdir. Hükümet Suriye meselesi nedeniyle içeriden ve dışarıdan gelen tüm tehdit ve tehlikelere rağmen bu konudaki ilkeli ve insani politikasına devam etmiştir.
Bundan sonrası Suriye’de yaşanan yıkıma sebebiyet vermekle kalmayıp, bununla beraber bu konuda müttefiklerini hedef haline getiren Amerika’nın sorunudur...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017