Ceren KENAR
Ayelet Shaked'in ismini duymayan kalmadı sanırım. Melek yüzlü, faşist olarak ün yaptı uluslararası medyada. Shaked masum ve güzel yüzlü, genç bir mühendis ve İsrail'deki aşırı sağ the Jewish Home (Yahudi Evi) Partisinden milletvekili.
Shaked'i dünya medyasına taşıyan hadise, İsrail'in son Gazze operasyonu üzerine facebook hesabında paylaştığı bir yorum. “Her teröristin arkasında onlarca kadın ve erkek duruyor. Bunların hepsi düşman savaşçısıdır ve kanları başlarının üzerinde akmalıdır. Buna [oğullarını] cehenneme çiçekler ve öpücüklerle gönderen şehitlerin anneleri de girmektedir. [Bu anneler] oğullarını takip etmelidir, en adil olanı budur. [Bu anneler] ve bu yılanları yetiştirdikleri evler de gitmelidir. Diğer türlü daha fazla yılan yetişecektir bu evlerde... Bu teröre karşı bir savaş değildir, aşırılığa karşı bir savaş da değildir, hatta Filistin Otoritesine [Devleti] karşı bir savaş da değildir. Gerçekte bu iki halk arasındaki bir savaştır. Düşman kimdir? Filistin halkı. Neden? Onlara sorun, bunu onlar başlattı.”
Evet, yanlış okumadınız.
Shaked tüm Filistinlilerin öldürülmesini meşrulaştıran, hatta annelerin ve evlerin yok edilmesini savunan bir görüşü savunuyor. Fikrin vahşeti o kadar keskin ki, karşı argüman üretmeyi bile zül addediyor insan.
Bu görüşün Filistin tarafında da karşılığı var elbette. İsrailli sivillerin öldürülmesini meşru gören bir teori Hamas sempatizanları arasında da yaygın. Lakin Hamas buna benzer radikal görüşleri nedeniyle, seçim kazanmış olmasına rağmen meşru görülmezken, İsrail “Orta Doğu bataklığında” bir “demokrasi incisi” muamelesi görüyor ve bu tür vekillerin meşruiyeti sorgulanmıyor.
2012 yılının Kasım ayında, yani İsrail'in Gazze'ye bundan önceki saldırısının hemen ardından, Gazze'deydim. Gazze'ye vardığımızda Hamas ve İsrail arasında ateşkes sağlanmıştı, ancak ben şu notu düşmüştüm: “Tüm bu geçici olağanlık, Gazze’nin varoluşsal olağandışılığını değiştirmiyor elbette. Kimsenin bu ateşkesin geçici olduğundan şüphesi yok. Hayat akarken, Gazze bir sonraki saldırıya hazırlanıyor. Gazze bir savaş alanı. Geçici ateşkesler bu durumu değiştirmiyor.” Bu notu düşmek için "kâhin" veya Orta Doğu uzmanı olmaya bile gerek yoktu. Oyun değiştirici, yapısal bir değişiklik olmadığı sürece Gazze savaşa mahkûm...
İsrail'in Gazze siyasetinde insani ve temel hak, hukuk prensiplerini aşan bir problem var. İsrailli bir profesör, Avi Shlaim'in ifadesi ile; “1967 savaşından sonra Gazze ve Batı Şeria'daki işgalin güvenlikle çok az ilgisi vardı. Bölgesel genişleme ile ise çok ilgisi vardı. Amaç, Filistin toprakları üzerinde daimi siyasi, ekonomik ve askerî kontrol sağlayıp, büyük İsrail'i kurmaktı. Ve bunun sonucu modern zamanların en uzun ve vahşi askerî işgallerinden biri oldu... Gazze sömürge sonrası dönemde bir sömürgeci istismarın en klasik örneğidir.”
Birleşmiş Milletler'in verilerine göre son Gazze saldırısında ölenlerin %70'i sivil, %30'u ise çocuk. Buna rağmen hem İsrail kamuoyu, hem de uluslararası kamuoyu bu operasyona açık veya zımni destek veriyor...
Uluslararası hukuk ile dalga geçen İsrail, İsrail lobisi tarafından kuşatılmış olan Amerikan politikaları sayesinde herhangi bir yaptırım ile karşılaşmıyor. Sadece Amerika veya Batı da değil, İsrail'in şartsız destekçisi olan; geçtiğimiz gün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İsrail'in mücadelesini desteklediğini ve kendisinin hem İsrail'in, hem de İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun dostu olduğunu deklare etti. Yani küresel dengeler İsrail'den yana ve İsrail'in cüretsizliğini cesaretlendirecek şekilde.
Ancak İsrail'in Gazze'ye yönelik şiddetini anlamak için iç siyaset dengelerine bakmak elzem. İsrail siyaseti sağcılaşıyor. Bu sadece daha çok seçmenin sağ partilere teveccühünün artması meselesi değil, İsrail sağının aşırı sağa kayması.
1993'te başlayan Oslo Barış Görüşmeleri sırasında muhalefette olan Netanyahu şu an iktidar. O zaman radikal ve marjinal görülen Netanyahu, şu an anaakıma tekabül ediyor. İsrail kamuoyu Netanyahu'ya alışmakla kalmadı, ondan daha radikal görüşlere bile sempati duyuyor.
Öyle bir akıl tutulması hakim ki İsrail siyasetinde, başarısız olan barış görüşmelerinde aracılık yapan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'yi bile “anti-semitik” olmakla itham eden iktidar koalisyonu üyesi siyasetçiler bile oldu. İsrail savunma bakanı o dönem Kerry'yi takıntılı olmakla suçlarken, Ekonomi Bakanı Netanyahu’yu Kerry'nin fazla etkisinde kalmakla itham etti. Anlayacağınız Netanyahu bile yeterince sert bulmayan bir siyasi iklimden bahsetmek mümkün. Bu siyasi değişimin birçok nedeni var. Ilımlı siyasetçilerin tasfiye edilmesi, demografik ve sosyal değişim, bölünmüş muhalefet ilk akla gelen nedenlerden.
65 yıl önce İsrail'in devlet olmasını reddeden Araplar idi. Bugün Filistin'in devlet olma hakkını reddedenler İsrailliler. Hayat adil diyenler, belli ki Orta Doğu siyaseti ile henüz tanışmamışlar.
Haklılık ve mağduriyetin illa siyasi kazanım getirmeyeceğinin hikâyesidir Filistin direniş tarihi. Radikalizme, radikallik ile cevap vermek, uluslararası meşruiyeti olan radikalizmi daimi kılıyor.
Filistin'de ölen sivillerin katili İsrail, burada soru işareti yok. Lakin bu sivillere karşı Filistin hareketinin de sorumluluğu olmadığı anlamına gelmiyor. Askerî bir sonucu olmayan füzeler, İsrail sağına malzeme veren sert söylemler bu davaya hizmet etmiyor.
Gazze'de 2012 yılında yazdığım şu cümleler ne yazık ki geçerliliğini koruyor:
“Gazzeli çocuklar çok güzel gülüyorlar. İnsana nerde olduğunu unutturacak kadar oyuncular. Mahmud Derviş’in söylediğinin aksine çok çocuklar ve öyle kalmalılar. Gazze'de zihnimin huzurunu bozan ise, bu çocuklar için başka bir direniş mümkün mü sorusu oluyor...”
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017