Ceren KENAR
“Kanuna aykırı olanı hemen yapabiliriz, anayasaya aykırı olan biraz zaman alır.”
Henry Kissinger, Amerika Birleşik Devletleri'nin efsanevi eski dışişleri bakanı. Uluslararası ilişkilerde realpolitik denilince tüm dünyada ilk akla gelen isimlerden. Hayranları için pragmatizm sanatının en güzel uygulayıcılarından biri, Amerikan çıkarlarını ne pahasına olursa olsun savunan bir dâhi. Muhalifleri için ise ilkesiz, değerleri olmayan, güce tapan, küstah bir politikacı. Amerikan çıkarlarını dar anlamda tanımlarken, Amerikan değerlerine saygı göstermeyen ve her yolu mübah olarak gören hırslı bir siyasetçi.
İlginçtir, muhalifleri açısından Kissinger'ın kural tanımazlığına ilişkin örnek olarak gösterilen girişteki ifadeyi Kissinger Ankara'da kullanmıştı. 1975 senesinin Mart ayında, Kissinger, dönemin Dışişleri Bakanı Melih Esenbel ile buluşur. Kıbrıs müdahalesi yüzünden ABD Kongresinden Türkiye'ye yönelik ambargo kararı çıkmıştır. Kissinger, dönemin ABD başkanı Ford'un Kongre'nin bu kararından rahatsızlık duyduğunu aktarır. Bunu duyan Esenbel ise Kissinger'dan bu ambargoyu Avrupa ülkeleri üzerinden atlatmasını rica eder. Esenbel'in bu isteğini duyan Amerikan büyükelçisinin ağzından “bu kanuna aykırı” sözleri dökülür anında. Kissinger ise bu kadar rijid değildir: “Kamuyu bilgilendirme yasasından önce kanuna aykırı olanı hemen yapabiliriz, anayasaya aykırı olan biraz zaman alır derdim. Ancak bu yasadan sonra bunu demeye korkuyorum. Elimizden geleni yapacağız.”
Güçler ayrılığı ilkesinin politik kültürünün kurucu unsurlarından olduğu Amerikan siyasetinde Başkanın hangi partiden olduğu kadar, Kongre'de hangi partinin etkin olduğu önemli. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi Kongre, Başkana rağmen Türkiye ile ilişkilerde sorun çıkartabilirken, bazen tam tersi de geçerli olabiliyor. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen ara seçimlerden Cumhuriyetçilerin zaferle çıkması ve Kongre'de hakimiyet kurarak Obama'yı “topal ördek” bırakması böylesi bir etkiye sahip olabilir mi? Suriye konusunda ABD Başkanı ile ayrı düşen Ankara için Kongre'deki Cumhuriyetçi etkisi bir avantaj mı? Bu sorunun cevabına gelmeden önce seçim sonuçlarına bir göz atalım.
Türkiye'den takip eden gözlemciler olarak genelde Obama'nın dış politika karnesi üzerine yoğunlaşıyoruz. Bu alanda Obama'nın performansının bir fiyasko olduğu göz önüne alınırsa epey malzeme var. Berlin Duvarının çöküşünün 25. yılında, Forbes'a göre dünyanın en güçlü insanı listesinde Rusya Devlet Başkanı Putin ilk sırada. Obama ise onu ikinci sırada takip ediyor. Ancak Obama'nın ve Demokratların seçim kaybetmesinin sebebi dış politika değil.
Sabah gazetesinin Washington DC muhabiri Ragıp Soylu'ya göre seçim sonuçlarının belirleyicisi ekonomi: “AP'nin verilerine göre oy kullanan beyaz ağırlıklı seçmenin yüzde 60'ı yüzde 5 seviyelerine düşen işsizlik rakamları ve yıllık yüzde 4'ü yakalayan büyümeye rağmen ekonominin durgunlaştığını ya da daha kötüye gittiğini söyledi. Bu duyguyu şu şekilde açıklamak mümkün: Geçen 12 ayda ekonominin iyi performansına rağmen reel gelir seviyesi sadece yüzde 0,3 arttı. 2010-2013 yılları arasında da gelir seviyesi yüzde 10 artmış görünürken aslında bu yükselişten en büyük faydayı en zengin yüzde 10'luk kesim gördü. Geri kalanların geliri ya azaldı ya da yerinde saydı. Dolayısıyla halk bu faturayı Obama'ya yani partisi olan Demokratlara kesti. Bu yüzden Demokrat adaylar kampanyalarında Obama'dan uzak durdu.”
Amerikan halkının oy verme davranışında dış politika etkin bir faktör olmasa da, seçim sonuçlarının Amerikan dış politikasında etkisi olacağı muhakkak.
SETA Washington DC Araştırma Direktörü Kadir Üstün, “belli düzeltmeler olur ama çok ciddi bir politika değişikliği beklememek lazım. Zira dış politika nihai olarak Beyaz Saray’ın elinde” şerhini düşerek, Obama'nın son iki yılında karşılaşacağı tabloyu şöyle özetliyor: “Son seçimlerde Kongre’yi cumhuriyetçilerin ele geçirmesi Obama’yı dış politikada daha sertlik yanlısı bir Kongre'yle birlikte çalışma mecburiyetinde bırakacak. Suriye ve Irak konularında bu şahinler Türkiye’ye yakın düşünüyorlar (ÖSO’nun silahlandırılması, güvenli/uçuşa yasak bölge, Esad’ın hedef alınması) ancak İran konusunda Obama’nın işini zorlaştırıp İran’la tansiyonu yükseltebilirler. İsrail çizgisine yakınlaşabilirler. Bu da Türkiye’nin İsrail’e yaptığı eleştiriler ekseninde işini zorlaştırabilir.”
Peki bu değişimlerin Türkiye'ye etkisi ne olur? Soylu şunları not düşüyor: “Demokratların Kongre'yi kaybetmesi ise buradaki analistlere göre Türkiye'nin Orta Doğu'daki duruşu ve bölgesel sorunlarda olumlu etkisi olabilecek bir gelişme. Öncelikle Cumhuriyetçilerin ağır topları Suriye'de Türkiye'nin dillendirdiği uçuşa yasak bölge, güvenli bölge, muhaliflerin desteklenmesi meselelerinde Türkiye'ye oldukça yakın bir mesafede duruyorlar. Cumhuriyetçiler yine Türkiye gibi IŞİD'in sadece havadan vurulmasının problemi çözmeyeceğini uzun süreli bir stratejiye ihtiyaç olduğunu düşünüyorlar. Diğer bir mesele de 2015'te 100. yılına girecek 1915 Ermeni Soykırımı iddiaları. Bu konuda Cumhuriyetçiler geleneksel olarak ulusal çıkarları daha ön planda tutuyorlar. Özellikle Ermeni ve Rum lobisine yakınlığıyla bilinen Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Robert Menendez'in ocaktan sonra koltuğunu devredecek olması Ermeni meselesi ve Kıbrıs açısından Türkiye'ye Kongre'de bir alan açabilir...”
Tüm bu meselelerde somut değişikliklerin ne olabileceği hususunu Üstün, gerçekçi bir perspektifle açıyor: “Obama’yı Suriye ve Irak konusunda daha ciddi bir politikaya zorlayabilirler ama IŞİD’e karşı mücadele ve Irak’ın toparlanması ana amaç olarak kalacaktır diye düşünüyorum. ÖSO’nun silahlandırılmasını yapıyor Kongre belki bu noktada bütçeyi arttırabilir. Güvenli bölge konusunda asker hevesli değil, Cumhuriyetçiler de bu konuda çok ısrarcı değil, bu konuda John McCain ve Lindsey Graham yalnız kalır muhtemelen. Esad’ın hedef alınması da IŞİD focusundan uzaklaştıracağı için pek ihtimal dahilinde değil. Kongre cumhuriyetçileri Suriye ve Irak politikalarında temel bir değişiklik için zorlayamayacaklardır diye düşünüyorum. Şunu not etmek gerekir, IŞİD karşıtı operasyonlarının etkisiz olduğu, askerin sahada Amerikan postalı olmadan etkili bir mücadele veremeyeceği, ortada siyasi bir stratejinin bulunmadığı vs. eleştiriler çok yoğun. Yani Obama bu stratejiye herkesi ikna etmiş değil...”
Amerikan dış politikasında 2016'ya (bir sonraki başkanlık seçimlerine kadar) radikal bir politika değişikliği beklentisi gerçekçi olmasa da, son ara seçimlerin Türkiye'nin lehine bir sonuçla gerçekleştiği yanlış bir analiz olmayacaktır. Özellikle Türkiye'nin Suriye konusundaki tezlerinin bizzat Kongre tarafından seslendiriliyor olması, Türkiye'nin muhakkak ki elini rahatlatacak bir unsur olacak gibi görünüyor...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017