Demiray ORAL
Son günlerde asap bozukluğundan en çok neye güldüm biliyor musunuz... diye başlamak isterdim satırlarıma.
Ama yapamam.
Asap bozukluğundan bile olsa gülemem.
Çünkü “bizim ailemizde gülmek bile yasaktı” cümlesini mıh gibi aklımda tutuyorum.
Bahçelievler katliamında abisi Hürcan’ı kaybeden Sevgi Gürses geçen gün böyle söylemiş.
Abisi ve 6 arkadaşını eterle bayıltarak, telle, yastıkla, elle boğarak öldüren, üstüne bir de kurşunlayanlardan Bünyamin Adanalı ve Ünal Osmanağaoğlu cezaevinden kurtarıldıktan sonra.
Ve eklemiş: “Ben affetmiyorum.”
Birkaç sene önce aynen şöyle demişti Başbakan Erdoğan: “Katili affetme yetkisi maktulün varislerine aittir.”
Çağdaş hukuka değil, şeriat hukukuna ait bir ilkedir bu, kabul.
Ama madem bahsimiz hukuk, çağdaş hukukta asla olmayan bir husustan da bahsedelim.
Bir hukuk devletinde, Mandrake’nin bile şapka çıkartacağı alengirli numaralarla sadece üç-beş kişinin yararlanacağı düzenlemeler asla yapılmaz.
Böyle yapıldığında, o düzenlemeye “yasa” denmez, “af” denir.
Ve birileri bu tarz, “hedefe yönelik” af çıkarınca, başka birileri de kalkıp “ben affetmiyorum” der, doğal olarak.
Son günlerde asap bozukluğundan en çok neye gülemedim biliyor musunuz?
Bu affın baş mimarı, eski ülkücülerden AKP’li Selçuk Özdağ’ın “İçerde hiç solcu kalmamıştı, böylece eşitlik sağlandı” ifadesine.
Yeminle aynen böyle söylüyor televizyonlarda, gazetelerde.
Daha enteresanı, hiç kimse de çıkıp “hop dedik” demiyor.
Halbuki;
1 - Bu memleketin cezaevlerinde solcu bulunmayan tek bir saniye bile olmamıştır.
2 - “Örgüt üyesi olmak” kabilinden suçlamalarla senelerce yatıp çıkan solcularla, Bahçelievler katliamı misali “insanlığa karşı işlenmiş suç” niteliğinde vahşi cinayetlere imza atmış olanları aynı kefeye koymak, bu halkı alenen aptal yerine koymaktır.
Son günlerde asap bozukluğundan en çok neye gülemedim biliyor musunuz?
“Yasa” adı altında bu “affın” çıkmasını sağlayan AKP’li vekil ile yargının paslaşmasına.
AKP’li Özdağ televizyona çıkmış kendini savunuyor:
“Efendim, tahliye kararlarını mahkemeler verir, biz sadece yasayı yaparız.”
Ülkücü katilleri serbest bırakan Ankara bilmem kaçıncı Ağır Ceza Mahkemesi başkanı, onun asistini alıp gol vuruşunu yapıyor: “Vicdanım sızlıyor ama yasayı uygulamak zorundayım.”
Biri tutmuş, biri pişirmiş... hesabı.
Doğal olarak şimdi içerde kalan Haluk Kırcı gibilere de “hani bana, hani bana” demek düşüyor.
Son günlerde asap bozukluğundan en çok neye gülemedim biliyor musunuz?
Hukuk tahsil ederken kimsenin bana “İnsanlığa karşı işlenmiş suç” diye bir kavramı öğretmemesine...
Uzatmalarla birlikte 6 sene hukuk okudum ve sizi temin ederim ki bu mevzunun bahsi bile geçmedi.
Bir insanın etnik kimliği, inancı veya siyasi görüşü nedeniyle öldürülmesinin hukuktaki karşılığının insanlığa karşı işlenmiş suç olduğunu, topraklarımızın bu yönden çok “zengin” olduğunu, bu suçlarda hem zamanaşımının uygulanamadığını hem de bu suçu işleyenlerin “affa uğrayamayacağını”, Türkiye’nin bu husustaki uluslar arası sözleşmeleri imzaladığını, uluslar arası hukuk kurallarının iç hukuktan üstün olduğunu...
Bunların hepsini sonradan öğrendim.
Öğrenince diğerleri gibi onun da adını koydum:
Bahçelievler vakası, 7 TİP’li öğrencinin sadece siyasi görüşleri nedeniyle öldürüldüğü, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.
Meclis “af” niteliğinde düzenleme yapamaz, mahkeme böyle bir “affı” uygulayamaz.
Ve son günlerde asap bozukluğundan en çok neye gülemedim biliyor musunuz?
Eski Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul cinayeti yanı sıra karıştığı CHP’li cinayetlerinin sayısı bile doktrinde tartışmalı olan ve yine “Mandrake yasası” sayesinde içerden çıkan ülkücü Muhsin Kehya’nın sözlerine: “O günün şartlarında öyle gerekiyordu, öyle bir mücadele verdim. Dolayısıyla pişmanlık falan da duymuyorum.”
Bu lafın üstüne söyleyecek sözüm yok.
Sadece eğer kabul ederlerse, abisi öldürülen Sevgi Gürses’in “bizim ailemizde gülmek bile yasaktı“ cümlesini bu “af” için emeği geçen herkese hediye etmek istiyorum.
Güle güle kullansınlar.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- GGŞEÖ üyesiyim
31.05.2015 - Peki aslında hangi takımı tutuyorsun?
23.09.2014 - Ne öğrendik bütün yaşadıklarımızdan?
13.06.2014 - Kaybederken kazanmak
2.04.2014 - Cemaat’in maksadındaki gaye!
16.02.2014 - İnadına ‘L’amour’ diyen adam bizimkilerin ahlakını bozar mı?
13.01.2014 - Kimdir bu “hukuk devleti” adlı arkadaş?
6.01.2014 - “Son taarruz”dan sonraki gün
29.12.2013 - Olan biten üzerine serbest stil…
19.12.2013 - Eyyy ahali, Romalılar, uzaylılar…
11.11.2013
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Darbecilere af yok mu? Ulan adamlar bir ceza falan almadilar ki! Bir cemaatin gaziyla insan bu kadar da aska gelmez ki! Herkes biliyor ki darbe marbe hikaye. Herkes biliyor ki dincilerin Turkculukle bir sorunlari yok! Herkes biliyor ki her AKPlinin kalbinde badem biyikli bir Haluk Koc yatar. Herkes biliyor da sosyalist biliyor mu? Adamlar 300 yildir, onlarca yuzlerce hezimete ragmen anlayamadilar proletaryanin devrimci olmadigini, bugunu anlayacaklar! Sosyalistlerin kodunda bir problem var!