Ekrem DUMANLI
Aylardır gündeme getirilen kanun maddelerine bir bakın; göreceksiniz ki pek çoğunda bir suçun ortadan kaldırılması hedefleniyor. ‘Suçlu’ durumuna düşürülmüş insanlar, torba yasalar vasıtasıyla kurtarılmak isteniyor.
Demek ki, kurtarma çalışması yapan ekip hâlihazırdaki suçu da biliyor, suçluyu da. “Yok kanun, yap kanun” denilerek çivisi sökülen devlet aygıtı bu kaba metotla kumpasçıları kurtarabilir mi? Hayır! Çünkü suçu işleyen de, işleten de bir gün mutlaka hesap vermek zorunda kalır.
Bir bankanın batırılmaya çalışılması elbette kanunlara aykırıydı. Bu konuda uluorta beyanda bulunan, en akıl almaz iddiaları TV ekranlarında haykıran, batırmak amacıyla haber yapıp yazı döşeyen, hukuksuz işlem yaparak bankayı iflasa zorlayan herkes suç işledi. Vaktiyle pervasız bir şekilde suça bulaşanlar şimdi paçaları tutuşmuş bir vaziyette çare arıyor. Yeni Sermaye Piyasası Kanunu ile sadece BDDK, SPK gibi kurumların hukuksuz uygulamaları değil; tetikçi figüranlığını yapan medya da aklanmak isteniyor. Kanunsuz işlem yapması için bürokratlara baskı yapanlar, o baskıya boyun eğenler, spekülatif haber yapanlar vs. topluca suç işledi ve hiçbir yasa onları adaletin pençesinden kurtaramadığı gibi tarih nezdinde aklanamazlar…
Bir başka misal: 17 Aralık sonrası Emniyet Teşkilatı’nda tasfiye yapabilmek için hem adlî soruşturmalar yapıldı hem idarî. Adalet huzuruna çıkarılanların ezici çoğunluğu - şaşaalı gözaltı şovuna rağmen- serbest bırakıldı. Tutuklananlar ise -iddianame bir türlü yazılamadığı için- mahkemeyi bekliyor. Tabii hakimlik ilkesini bir kenara iterek adaleti askıya alanlar yargı mensuplarına yaptıkları onca tazyike rağmen umdukları sonucu alamayınca idarî soruşturmalarla ceza yağdırmaya başladı. Müfettişlerin kim tarafından ve nasıl motive edildiği artık ayan beyan biliniyor. Haksız cezaların haddi hesabı da yok. Ve o cezaların hukukî değil siyasî olduğu, müfettişlerin kendi yetkilerini aşarak mahkeme gibi davrandığı pek çok raporda gün yüzüne çıktı. Yani? Kanun nizam tanımamazlık ‘emir kulları’nı suça ortak etti. Onları koruyabilmek için yollar aranıyor, unvanlar dağıtılıyor, korunaklı payeler veriliyor. Son emniyet müdürleri atamasının müfettiş yoğunluklu olmasının sebebi belli. Bir gün sular durulduğunda kanunsuz iş yapanlar da, yaptıranlar da hesap vermez mi sanıyorsunuz? ‘İç Güvenlik Paketi’ne yerleştirilen korumacı maddeler, hukukun ayaklar altına alındığı dönemde suç işleyenleri unutturamaz ki!
Torba yasalarla suçlular aklanıyor
Şimdi yeni bir aşamada olduğumuz Yeniçağ yazarı Ahmet Takan’a gönderilen mektupla ortaya çıktı. Bir emniyet müdürünün Takan’a gönderdiği mektupta yer ismi, katılımcılar, gündem maddeleri vs. en ince ayrıntısıyla naklediliyor. Toplantının ana mesajı korkunç bir senaryonun devlet eliyle devreye sokulacağını gözler önüne seriyor. Emniyet Teşkilatı içinden seçilen ve 54 kişiden oluşan 3. ve 4. sınıf emniyet müdürlerine çözüm sürecinin tükendiği, artık ‘kan dökülecek’ bir mücadele tarzının seçildiği aktarılıyor. Bu amaca yönelik tayinlerin yapıldığı ifade edilerek bahsi geçen 54 emniyetçiye yeni görev yerlerindeki misyonları anlatılıyor. Aynen ‘Kırın! Geçirin! Geri durmayın!’ talimatı veriliyor. Bu feci senaryonun anlatıldığı mektupta kimlerin toplantıya başkanlık ettiği, kimlerin konuşmacı olduğu tek tek söyleniyor. Başta Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü olmak üzere diğer genel müdür yardımcıları, terörle mücadele, istihbarat, özel harekat, kaçakçılık vs. Hepsi oradaydı, deniyor. Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz ve yardımcısı Zeki Çatalkaya gibi isimler veriliyor.
Takan, bütün bunları 25 Ocak 2015 tarihinde yazdı ve hâlâ cevap yok. ‘Kürt Sorunu’ ve ‘Çözüm Süreci’ ile ilgili devletin karşısına oturup pazarlık yapanlar bile bu korkunç iddianın üzerine gitmiyor. Tuhaf değil mi? “Vatanın kurtarılması bizim elimizde” denilerek olayların içine atılan emniyet yetkilileri 90’lı yıllardaki gibi karanlık olaylara karışır mı? Karışırsa, bunları kim korur? “Mahkeme kararına gerek yok, kapısını kırın, o adamı alın... Gerekirse yasa yapar, yaptığınızı suç olmaktan çıkarırız...” diyenler sürekli kanun dışı iş yapılmasını sağlıyorsa, bırakın başkasını, kendilerini nasıl koruyabilecek ki? Bazı MİT elemanlarının suça bulaştığı tespit edilince özel bir yasa çıkarıldı ve onların soruşturulması özel izne tabi tutuldu. Bu bir çıkış yolu gibi görüldü bazılarına. Doğrudur. Bir müddet yakayı kurtarmak bu tarz yasalarla sağlanabilir. Ne var ki suç daima suçtur; gölge gibi adamı takip eder, kâbus gibi mücrimin üstüne çöker bir gün. Mevcut yasalara göre hiçbir yetkili kanun dışı bir emir veremez; verse bile hiçbir memur o emri yerine getirmek zorunda değildir. Emir vericilerin panikle yasa üstüne yasa çıkarması ve torbalarla suçu aklayıp paklama gayretine girmesi yapılanların kanun nezdinde suç olduğunun da ispatıdır. Suç olmasaydı bu kadar korku olmazdı…
İstiklal Mahkemeleri’ni kurun da millet sizi tanısın
Son mahalli seçimden hemen sonra bazı seçilmiş medya gruplarının patronları ve yayın yönetmenleri huzura çağrılmıştı. Bu gazeteci milletinin ağzında bakla ıslanmaz; onların sağda solda anlattıklarına göre ‘stratejik toplantı’da kimileri kelle avcısı kesildi. Kraldan çok kralcılar çıktı meydana ve ‘paralelle mücadele’ konusunda canlı kanlı tekliflerde, telkinlerde bulundu. O coşkun havadan mutsuz olup da sesini çıkaramayanlar da vardı şüphesiz. Nitekim biri o atmosferi azıcık yumuşatmak, gerçek gündeme yönelmek gerektiğini söyleyince fırçayı yedi. Ve o gün her yol mübah sayıldı birilerine. Yalanın, iftiranın, hakaretin haddi hesabı yok onlar için.
Bu arada kelle avcılığı çoluk çocuğa kadar indi. İstihbarat devşirmesi toy kadroların çiğ yorumlarında hukuk, adalet aramak imkânsız. O yüzden “Okullar ne olacak, hâlâ yayın yapan medya kuruluşları var?” gibi garip sorular sorulabiliyor ve buna röportaj adı verilebiliyor.
Bir de güngörmüş kişiler edasıyla mangalda kül bırakmayanlar var. Onlardan biri geçenlerde binlerce insanın tutuklanacağını, Silivri Cezaevi’nin almayacağını üfürüyordu. Hayatı boyunca kartuşta oynamış ve rengarenk urbalarla sağda solda dolaşarak kendine çöp ev inşa eden adamın içinde ne faşist bir canavar yaşarmış; onu da gördük. Tabii soran yok: Böyle bir iddia doğruysa sen nereden biliyorsun? Sana (ve senin gibilere) bu bilgileri kim veriyor ve seni kendi suçuna neden ortak ediyor? Velev ki bu meşum iddian doğru olsun, değil on binlerce, milyonlarca insanı tutuklasanız siz zalimden korkulacağını mı sanıyorsunuz?
Hele geçenlerde hukukçu kimliği ile bir zaman şöhret yapmış (ve maalesef benim de hukuka saygılı bir adam sandığım) biri zalimlere akıl hocalığı yapıyor. Mevcut kanunların yetersiz olduğunu yeni yasalar çıkarılarak ancak mücadele edilebileceğini söylüyor. Ey hafıza kaybına uğramış, bir dönem kaldığı yerleri unutmuş arkadaş! Bir şey kanunda suç değilse, yeni kanun ihdas edip suç icat etmek zulmün daniskası değildir de nedir? Sen hukuk diplomanı manavdan mı aldın ki özel kanunlar, özel mahkemeler, özel suçlar önerebiliyorsun. Yazık…
Bir de ‘cemaat faşizmi’nden bahsedip, savcıları, hâkimleri, polisleri bir kitleye karşı motive ederek daha çok kelle isteyenler var. Şu anki zulmü bağımsız ve tarafsız yargının icraatı ilan edebilmek için insanın ya aklını kaybetmesi lazım, ya vicdanını. Arpalıklar eşliğinde boy atıp filizlenen ve elde ettiği menfaatlerin kaybedilmemesi için her türlü kötülüğe alkış tutmaya hazır olan insanların entelektüellikle bir alakası olabilir mi?
Dün devletin ceberut tarzından müşteki olanlar şimdi devlet eliyle Yezid rolü oynamayı ve her geçen gün birkaç giyotin daha kurmayı kendilerine meslek edinmişler. Bunları ne tatmin eder? Ne tatmin eder ki paralel paranoyasına kurban edilen tsunami sükûn bulsun. Onlara naçizane tavsiyem: En iyisi İstiklal Mahkemeleri’ni kurun ve sizin gibi düşünmeyen herkesi sorgulayın, yargılayın, infaz edin. Ama unutmayın bu yoz ve yobaz tavrınız, bir gün mutlaka iğneden ipliğe hesaba çekilecek ve faşizm dolu yaklaşımlarınızın hesabını tarih huzurunda ve maşeri vicdanda veremeyeceksiniz.
PANORAMA
Kim ne derse desin Zaman,değer üretmeye devam ediyor; edecek de. Son örnek bugün piyasaya çıktı. The New York Times gibi çok önemli bir dünya markası ile 3 yıllık sözleşme imzalandı ve gazetenin her ülkedeki önemli medya organlarıyla ortaklaşa çıkardığı yıllık dergi (Turning Points) Türkiye’de Zaman’la birlikte hazırlandı. Bugünden itibaren gazete bayilerinde, D&R mağazalarında, Remzi Kitapevlerinde, Migroslarda… erişebileceğiniz bu güzel eser hem 2014’e bakışınızı yenileyecek hem de önümüzdeki yıl bizi bekleyen global mevzular için vizyon verecek.
YENİ BAHARadlı harika bir dergimiz var. Aileye, çocuklara hitap ediyor. Yıllık abone olan okurlarımıza her salı doğrudan ulaştırılıyor bu nefis dergi. Bayilerden almak da mümkün. Bu salıya mahsus özel bir uygulama yapacak Yeni Bahar. 1 milyon okurun tamamına gönderilecek 200. özel sayı. Alıcı bir gözle inceleyin lütfen. Hâlâ yıllık abone değilseniz yarından tezi yok müşteri hizmetlerini arayın. Böyle bir derginin size, ailenize katacağı o kadar çok şey var ki…
ÜST AKIL diye bir palavra tutturmuşlar temcit pilavı gibi geveleyip duruyorlar ve bu yolla ‘cemaat’i suçluyorlar. Maksatları Amerika, Almanya, İsrail gibi ülkelerle cemaati ilişkili göstermek. Bu korkunç yalanı sürekli söyleyenler şayet zerre kadar Allah’a ve ahirete inanıyorlarsa bu meşum iddialarını ispat eder. Yoksa milyonlarca insanın eli yakalarında olacak; hem dünyada hem ahirette…

Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2015
6.01.2015
3.01.2015
30.10.2015
27.10.2015
23.10.2015
20.10.2015
16.10.2015
13.10.2015