Ekrem DUMANLI
Siyasete biçilen rol yanlış. İlk düğme bu nedenle doğru yerden iliklenemiyor. Normal demokrasilerde sistem nasıl işler? Parti kurarsınız, parti programı hazırlarsınız ve insanlardan oy istersiniz.
“Sizi yönetmeye talibim” derken asıl patronun vatandaş olduğunu bilir, onun vereceği vergi ile bütçe oluşturmayı ve iyi projelerle ülkeyi yönetmeyi hedeflersiniz. Halk beğenirse iktidara yürürsünüz.
Halk bu. Bazen sizi iktidar yapar, bazen de muhalefet. İktidardayken sizi görevden alır, bekleme salonuna davet eder. Gidip oraya kuzu kuzu beklemeniz, yanlışlarınızdan ders çıkarmanız, yeniden vazifeye talip olmanız gerekir…
Siyaseti bir ölüm kalım meselesi haline getirirseniz, iktidar olmayı, iktidarda kalmayı hayat memat mevzusu gibi görürseniz iş çığırından çıkar. Sırf koltuğu kaybetmemek için suça bulaşırsınız.
Hiçbir seçim insan hayatından daha değerli değildir. Toplum sizi nasıl iktidara taşıyorsa, muhalefette de görmek isteyebilir. Halk görev verir, hesap sorar; siyasetçiler o takdiri öpüp başına koymak zorundadır.
Bizde hesap sorma kültürü de yok; hesap verme ahlakı da. 100'e yakın insanımız katledilmiş Ankara'nın göbeğinde. Kim hesap verecek? En başta bu ülkeyi yönetenler hesap vermek zorunda. Bu ülkede kutuplaştırıcı, ötekileştirici, düşmanlaştırıcı üslubu kullananlar hesap vereceklerin listesine kendi ismini yazacak. Maalesef görünen o ki devletin bütün imkanlarını elinde bulunduran ve 13 senedir ülkeyi yönetenler hesap verme yerine parıltılı laflar üretme gayretine ve telaşına kapılmış…
Ya bürokratlar? Özellikle güvenlik bürokrasisi? Hatta yargı! Paralel safsatası söz konusu olduğunda aslan kesilip radikal örgütler ve eylemler karşısında yetkisini tam kullanmayan yargı da sorumlu değil mi bugünkü manzaradan. Devlet, bir yandan terör örgütleri üzerindeki caydırıcılığını kaybederken diğer yandan da demokratik muhalefet yapan herkese terörist yaftası yapıştırdı.
100'e yakın insan katledilmiş. MİT hesap vermeyecek mi? Emniyet İstihbarat? Son iki yıldır ‘paralel' diye ortaya atılan paranoyak senaryolar nedeniyle Emniyet Teşkilatı'nı yerle bir eden, terör uzmanı emniyetçilere her türlü zulmü reva gören siyasi iktidar dönüp aynaya bakmayacak mı? Korkunç terör örgütlerinin eleman ve mühimmat temin etmesine yardımcı olanlar; en azından radikal oluşumlara göz yumanlar -Macbeth gibi gece karanlığında olsun- ellerindeki kanı defalarca yıkayıp vicdan azabından sıyrılmanın çaresine bakmayacak mı? Aylardır kreşlerin basılmasını, okul ve dershanelerde “terörist” tespit edilmesini emreden İçişleri Bakanlığı yetkilileri; takip edilmeyen katil teröristlerin toplu katliamının utancını hiç yaşamayacak mı?
Boşuna çırpınıyoruz belki de.
Tren Garı katliamından sonraki toplantıda “İstifa edecek misiniz?” sorusuna Adalet Bakanı gülerek karşılık veriyor. Yazık! İçişleri Bakanı “Güvenlik zafiyeti yok.” diyor. Bravo(!) MİT'ten çıt yok. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden “tık” yok. Çünkü güçlü bir hesap verme geleneğimiz yok; tıpkı zorlayıcı hesap sorma irademiz olmadığı gibi.
Uludere'de 34 insanımız kendi uçağımızla vuruldu da hesap veren mi oldu? Soma'daki menhus madende 301 işçi hayatını kaybetti; “Bu korkunç olayda benim de suçum/ihmalim var.” diyen bir devlet yetkilisi çıktı mı ortaya! Reyhanlı'da 54, Suruç'ta 33 kişi bombalarla katledildi de hesap veren bir babayiğit, hesap soran bir cengâver mi gördük Allah aşkına!
Siyasal gücü elinde tutanlar, iktidarın bütün nimetlerinden “aksırıncaya, tıksırıncaya kadar” yararlanıyor. Sıra hesap ödemeye gelince faturayı alakasız masalara gönderiyor. İhaleler, kıyaklar, torpiller, lüks ve şatafat söz konusu olduğunda iktidar olmanın bütün hazlarını iliklerine kadar yaşayanların hesap verme söz konusu olduğunda başka masaları işaretlemesi devam ettikçe ve o ilgisiz kitleler bulaşıkhanede ceza ödemeye katlandıkça gerçek manada ne hesap veren çıkar bu ülkede ne de hesap soran. Oysa demokrasi vergi bilinci üzerine kurulu hesap verme ve hesap sorma rejiminin adıdır…
Sevgili Zaman Okuru
Bildiğiniz gibi 14 sene bu gazetenin Genel Yayın Yönetmeni görevini ifa etmeye gayret ettim. Elimden geldiğince çabaladım. Kendimi asla bu göreve layık görmedim. Bir kusurum olmuşsa, ki olmuştur, affola. Hakkınızı helal edin. Şimdi bu çetin vazifeyi Abdülhamit Bilici Bey üstleniyor. Yıllardır tanıyorum kendisini. Geniş ufku, kucaklayıcı tavrı, titiz gazeteciliği ile örnek bir insan. Kendisine başarılar diliyorum, onunla görev yapacak arkadaşlarımın var güçleriyle Bilici'ye destek olacaklarından hiç şüphem yok.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2015
6.01.2015
3.01.2015
30.10.2015
27.10.2015
23.10.2015
20.10.2015
16.10.2015
13.10.2015