Ekrem DUMANLI
Bu güzelim ülke, maalesef, terör batağına saplandı. Böyle olacağı belliydi.
İyi niyetli uyarılar yapıldı; ama bu ülkeyi yönetmekle sorumlu kimseler hiçbir sözü dinlemedi. Ve olan oldu. Şimdi bir yandan IŞİD belası oluk oluk kan akıtıyor; diğer yandan PKK kanlı eylemlere başladı. Onlarca insan hayatını kaybetti geçen hafta. Askerler, polisler şehit düştü. Yüreğimiz yandı. Ne var ki bu acıların yaşanacağı biliniyordu; basireti bağlanmış yöneticiler bu ülkeyi bir kaosun içine atıverdi.
Şimdilerde basiretsizliğin faturasını bırakacak masa arıyorlar. Sanki bu kargaşanın sorumlusu kendileri değilmiş gibi!
“Çözüm Süreci” denen yol haritasını hiç kimse bilmiyordu. Bir-iki kişinin yürüttüğü sürecin Türkiye'yi nereye götüreceği merak ediliyordu. Çekincesi olanları susturdular. Endişelerini dile getirmek isteyenleri linç ettiler. “Bu süreç Kürt sorununu çözmüyor; sadece PKK'yı uluslararası bir aktör haline getiriyor” diyenleri ihanetle suçladılar. Oslo'da ne sözü verilmişti, polis ve askerin tasfiye edileceği, onun yerine Öz Savunma Birlikleri'nin (ÖSB) kurulacağı iddia ediliyordu. Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK'nın yol kesmesini, kimlik sormasını, dağa militan taşımasını vs. esefle seyretmek zorunda bırakıldı. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in bu duruma üzüldüğü, müdahale etmemekten doğan durum için yasal bir düzenleme istediği konuşuldu. Haklıydı Paşa. Hükümet bu hukuki talebe bile uzun zaman kulak tıkadı. Bu arada örgüt, hiçbir dönemde yakalayamadığı güce ulaştı. Devlet içinde “Büyük Kürdistan” hayalinden hareketle “Misak-ı milli sınırları”nı genişletme planı yapan maceraperestler vardı. Sanırsınız bütün yeryüzünün Kürtleri Türk dış politikasının hayallerine ram olmuş bekleşiyor...
Şimdi Güneydoğu'dan oy alınamayınca, HDP'nin kitle partisi olmasına engel olunamayınca devleti yönetenler birden U dönüşü yaptı ve PKK'yı da, liderini de lanetlemeye başladı. Oysa seçim öncesine kadar aralarından su sızmıyordu. Öcalan AKP tarafından kurtarıcı ilan edilmedi mi? Koca koca adamlar Apo'ya övgüler düzmedi mi? Yandaş yazarlar PKK liderine Nobel ödülünü layık görmedi mi?
Hatırlayınız lütfen; “Çözüm Süreci”nin daha ilk dakikasında “PKK silah bırakacak” deyip millete güvence vermişti Tayyip Erdoğan ve ekibi. Bir tane silah bırakıldı mı Allah aşkına! Yandaş yazarlar bu konuda ha bire güzellemeler yaptı. Toplum demez mi, ya üç senedir yalan söylediniz ya da şimdi yalan söylüyorsunuz! Tarih sormaz mı, bu örgüte uluslararası meşruiyet kazandıran bizzat siz olduğunuz halde neden şimdi başkalarını suçluyorsunuz?
IŞİD belasının Türkiye'yi kanlı bir maceraya sürükleyeceğini basireti bağlanmamış herkes görüyordu. “Yeter ki Esed rejimi gitsin” mantığı yüzünden El Kaide'den, El Nusra'dan, IŞİD'den medet umuldu. PKK'nın Suriye'deki izdüşümü olan PYD ile işbirliği yapan bu iktidar değil mi? PYD liderini Türkiye'de misafir eden bizim istihbarat yetkililerimiz değil mi? Sonra birden PYD'yi terörist ilan edip IŞİD ve benzeri örgütlerden medet umanlar yine aynı kişiler değil mi?
IŞİD'in sınırdan elini kolunu sallayarak geçtiğini yerli-yabancı medya defalarca dile getirdi. Hükümet dinlemedi söylenenleri. IŞİD militanları Niğde'de asker ve polisi şehit etti; yakalananlar Türkiye Cumhuriyeti devleti adına kendilerine yardımcı olunduğunu itiraf etti. Tedbir alındı mı? İstanbul ve Ankara başta olmak üzere IŞİD militan topladı, onları sınırdan geçirip Suriye'ye soktu ve bunları sağır sultanlar duydu da sorumlu tutulması gerekenler duymadı mı?
Yüreğimiz yanıyor. Gencecik insanların ölüme sürüklenişi, asker ve polisimizin şehit edilişi karşısında gözlerimiz doluyor, içimiz parçalanıyor. Acımız büyük! Öfkemiz de! Vaktiyle tedbir alınabilirdi, alınmadı. Kürt sorunu suhuletle çözülebilirdi; çözülmedi. Radikal İslam denen o malum vahşet, bu güzel dinin temel referansları ve barış mesajıyla bertaraf edilebilirdi; edilmedi. Uçuk-kaçık bir hayalin peşinde koşanların yanı sıra kendi suçunu örtbas etme telaşıyla kaos beklentisine girenlerin vebali çok büyük.
Şimdi o vebal ve günaha bir yenisi ekleniyor: Terörle uzaktan yakından alakası olmayan sivil toplum örgütlerine de utanmadan terör suçlaması yapılıyor. Yuh artık dedirten bu aymazlığın kalemşor savunucularını ahlaka, edebe, sorumluluğa davet etmek ve ‘Allah'ından bul' demekten başka bir şey gelmiyor elimizden; tabii hâlâ Allah ve ahiret inancı vicdanlarında bir kıpırtıya sebep olabiliyorsa…
Hiç korkmayın Türkiye bu seferki cinnet senaryosunu da yırtıp atacak; akılla, vicdanla, inançla yapacak bu mukaddes vazifeyi. Ne var ki tahribat büyük olması nedeniyle tamirat zaman alacak. Toz duman kalkınca ortaya çıkacak manzara, kendi cürmünü örtbas edebilmek için kaosu körükleyenleri masum insanlara çamur atanları afişe edecek. Ve o gün bazı kişiler çok ama çok utanacak. Sağduyudan, barıştan, kardeşlikten, sabır ve tahammülden başka çare yok. Saltanatlar nasıl olsa bir gün gümbür gümbür yıkılıp gider; geriye kan davaları kalmamalı, ülke bütünlüğü sarsılmamalı…
BÖYLE DEVLET ADAMLIĞI OLMAZ
Son dönemde güvenlik ve adalet bürokrasisi anayasanın ve yasanın dışına çıkarak sürekli suç işlemekte. Bir emniyet müdürü kalkıp bir kitle hakkında mahkeme kararı veriyor gibi suçlama yapıyor ve uluorta insanları gözaltına alıyorsa. Bir başka emniyet yetkilisi MOBESE kameraları tıkır tıkır çalışırken ve ortada 32 genç katledilmişken sorumluluktan kaçıp “paralel safsatasına” bağlıyorsa… Bir savcı yetkisi olmadığı halde TV kanallarının uydudan yasaklanmasını istiyorsa… Anayasa ve yasaları ayaklar altında çiğnemiş olmuyor mu?
IŞİD ve PKK terörünü bile “paralel”e bağlayan kişiler ya aklını kaybetmiş ya da vicdanını! Bunu yapanlar ya somut bir delil göstermeli; yahut elindeki kalemi bırakmalı, koltuğunu terk etmeli… Anayasa üzerinde her gün tepinilirse, yasalar buzdolabına konar, işlerine geldikçe uygulanırsa toplumda adalet duygusu kalır mı? Devletin varoluş sebebi adaleti tesis etmektir. Onun tesisi ise en başta devletin yasalara ve anayasaya boyun eğmesiyle başlar.
Düşünebiliyor musunuz Anayasa Mahkemesi dershanelerin kapatılması ile ilgili çok net karar veriyor; ama Milli Eğitim Bakanlığı minder dışına kaçacak yer arıyor. Gerekçeli kararı bekliyoruz diyorlardı. Gerekçeli karar da yayınlandı ve AYM Milli Eğitim'in bütün tezlerini yerin dibine soktu. Bunu uygulamamak, anayasayı açıkça ihlaldir ve kesinkes suçtur.
Bediüzzaman yıllar önce diyor ki: “Zaman olur ki zıd zıddını saklarmış. Lisan-ı siyasette lafız, mananın zıddıdır.” Ruhun şâd olsun büyük Üstad! Siyasetin ikiyüzlü ahlakını nasıl da deşifre etmiş. Ve ekliyor büyük mütefekkir: “Adalet külahını zulüm başına geçirmiş.” Yıllar önce söylenmiş bu veciz sözler bugünlere de ışık tutmuyor mu?
Herkesin (özellikle de devlet görevini yapanların) kendi aslî sorumluluk alanına dönmesi, zulümden vazgeçmesi, ikiyüzlü siyasetin çarkları arasında haysiyetini feda etmemesi gerekiyor. Parti devletine de parti devletinin kulu olmaya da gerek yok…
KİTAP TANITIMLARI >>
DÜNDEN BUGÜNE HÂRİCİLİK VE NEO HÂRİCÎLER: Bazı kitaplar zamanın ruhuna tam denk gelir ve okunması gerekir. İşte bu türden bir yeni kitap geçti elime: Dünden Bugüne Haricilik ve Neo-Hariciler (Işık Yayınları). Eser, önce Haricilik akımının çıkış sebeplerini, tezahürünü, sonuçlarını tarihî perspektiften anlatıyor. Çok sayıda kaynağa başvurulan kitapta Hariciliğin düşünce ve inanç dünyası çözümleniyor. Nassları anlama tarzından, müminlere karşı sürdürdükleri acımasız tekfir üslubuna kadar pek çok özellik naklediliyor. Yazar kitabın diğer bölümünde günümüzün radikal akımları ile Haricilik arasında bağlar kuruyor. Benzerlikler kadar ayrışmalara da yer veriyor. Artık haber bültenlerinde bile duyduğumuz Selefilikten IŞİD'e, Vahhâbîlik'ten Boko Haram'a kadar pek çok radikal örgütün zihnî arka planını anlamak istiyorsanız Dr. Ali Ünsal'ın kaleme aldığı bu eser iyi bir başlangıç olacaktır.
BİR İŞSİZİN GÜNLÜĞÜ: Son yıllarda işinden ayrılmak zorunda bırakılan ya da işten atılan o kadar çok gazeteci var ki! Hiçbir dönemde bu kadar çok ve yetkin gazeteci işsiz kalmamıştır. Tecrübesinin zirvesinde iken mesleğinden ayrılmak zorunda kalan (neyse ki şimdi Cumhuriyet'te başladı) Doğan Satmış, işsiz kaldığı günleri güzel bir kitaba vesile kılmış. Bir İşsizin Günlüğü ve İş Arayanlara Öneriler (Doğan Kitap) başlığıyla sunulan kitap kimi zaman derinden derine düşündürüyor kimi zaman da tebessüm ettiriyor. Akıcı, rahat anlaşılır, hoş bir üslupla yazılan eser
Türk basınının son zamanlarda yaşadığı sıkıntılı dönem için de tarihe notlar düşüyor.
BİR AÇIK HAVA HAPİSHANESİ OLARAK HABER MERKEZİ: Yavuz Baydar 35 yılını gazeteciliğe vermiş, Türk basınına ombudsmanlık sistemini getirmiş; ama yaptığı çetin işin diyetini işten atılarak defalarca ödemiş bir gazeteci. 2014 sonbaharında Harvard Üniversitesi'ne bağlı meşhur ve muteber Kennedy School'da Shorenstein Fellow olarak çalışma yaptı. Mevzu: Türk medyasında sansürün yaygınlaşması. 17-25 Aralık 2013'te başlayan sürece Baydar “felaketlerin ve talihsizliklerin üst üste geldiği yıl” tabirini kullanıyor ve o dönemden sonra medya üzerine çöken kâbusu tek tek nakledip analiz ediyor. Adrese teslim mesajların da yer aldığı kitabı P24 neşretmiş. Titiz bir çalışma, faydalı bir eser çıkmış ortaya…
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2015
6.01.2015
3.01.2015
30.10.2015
27.10.2015
23.10.2015
20.10.2015
16.10.2015
13.10.2015