Elif ÇAKIR
Nazlı Ilıcak’ın T24’te yayınlanması için kaleme aldığı “Kulaklarımda annemin sesi bana fısıldıyor: Mini mini kızım. Gülerek ona cevap veriyorum: Mini mini annem. Oysa İstanbul’da Emniyet’in nezarethanesindeyim. Annemi çoktan kaybettim” sözleriyle başlayan mektup yazısını yüreğim burkularak okudum.
Hele Nazlı Hanım’ın “film şeridi zihnimde geriye doğru sarıyor” diyerek anlattıklarını okurken kitaplardan okuduğum, büyüklerimden dinlediğim 27 Mayıs Darbe dönemine gittim. 16 yaşındaki Ilıcak’ı canlandırmaya çalıştım zihnimde… Yaşadıklarını anlamaya… Evlerinin önünü saran polisleri, askerleri ve o an neler hissettiğini, bugün 75 yaşına geldiği halde o gün babasının götürüldüğü gün yüreğine düşen belli ki bugün hala aynı tazelikte hissettiği “o hasret” duygusunun ne olduğunu anlamaya çalıştım.
Sonra Nazlı Hanım’ın yazdıklarıyla çocukluğumun 12 Eylül’üne Ankara Mamak’a döndüm. Bir gece ansızın kamyona yerleştirilen eşyalarımızla Mamak’tan göç edişimizi hatırladım.
Nazlı Hanım’ın zihinde geriye doğru sardırdığı film şeridi 28 Şubat dönemine geldiğinde, “28 Şubat günleri zihnimde canlanıyor. Tayyip Erdoğan, TCK 312’den mahkum oldu. Siyaset yapamayacak. Pınarhisar Cezaevine girecek. Eyvah!! ‘Başörtülü milletvekili olmaz’ diye TBMM’de Merve’yi protesto ettiler. Eyvah!! Başörtülü kızlar üniversiteye alınmıyor. Eyvah ki ne eyvah! Fazilet Partisi kapatılınca, sadece Bekir Sobası, Merve Kavakçı ve ben ‘laiklik karşıtı odak’ olduğumuz gerekçesi ile siyaset yasağına uğradık. Milli Görüş geleneğinden onlarca insan arasından, ben, ‘laiklik karşıtı odak’ ilan edilmiştim” sözlerini okurken o zifiri karanlık, bir karabasan gibi üzerimize çöken, yarına dair umutların tükendiği o kabus günleri yeniden yaşadığımı hissettim.
Sonra o kabus günlerde Nazlı Ilıcak’ın korkusuzca, yüreklice yazdığı her biri demokrasi, hukuk, adalet manifestosu niteliğindeki yazılarını hatırladım. Türkiye’yi telafisi imkansız bir döneme sokan, başörtüsüyle okumak isteyen kızların linç edildiği, dindar muhafazakar kesimin karşı karşıya olduğu hukuksuzluğa karşı çıkmanın el yaktığı o günlerde elden ele dolaşan “Okudunuz mu Nazlı Ilıcak ne yazmış” denilen yazılar.
Hakkını teslim etmek gerekir ki, Ilıcak, 28 Şubat döneminde hukuksuzluğa uğrayan, özgürlükleri kısıtlanan muhafazakar dindar kesime ‘demokrasi, adalet, hukuk, temel hak ve özgürlükler’ bağlamında cesurca, mertçe destek verdi. Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasağının kalkmasının akabinde, AK Parti’nin partileşmesi sürecinde Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarını liberal demokratlarla bir araya getirmek, kaynaştırmak için evini açtığı bilinen bir gerçek.
Hakkını teslim etmek gerekir ki, hukuksuzluğa uğrayan muhafazakar dindar kesimi sadece yazılarıyla desteklemedi 1999 yılında Fazilet Partisi’nden milletvekili oldu. Siyasete çok ihtiyaç duyduğundan, milletvekili olmanın Nazlı Ilıcak’a artı değer kazandıracağından öyle yaptı demek büyük haksızlık olur.
Nazlı Ilıcak “zihnim film şeridini geriye doğru sarıyor” diyerek kendi hayat hikayesiyle birlikte hepimize yaptırdığı zaman yolculuğundan sonra soruyor: Ben neden tutuklandım? Benim darbeyle ne ilgim var?
Hayatı boyunca darbelere karşı çıkmış, hukuku savunmuş, cesurca temel hak ve özgürlüklerin yanında durmuş, 12 Mart’tan 12 Eylül’e ve 28 Şubat’a kadar tavrının ne olduğu ortada olan birisi darbeci olabilir mi?
Yanlış yazılar yazmış olabilir. Yanlış yerde durmuş olabilir. FETÖ’nün kanlı bir terör örgütü olduğunu bilememiş olabilir. Kaldı ki 15 Temmuz’a kadar bunların kanlı bir terör örgütü olduğunu kim biliyordu ki?
Yargı kararlarında da zaten bunun terör örgütü olduğu, 15 Temmuz hain darbe girişimine dayandırılıyor.
***
Nazlı Ilıcak’la köşelerimizden ağır polemiklerimiz oldu. Bana karşı oldukça sert söylemleri oldu. Hak etmediğim ithamlarda bulundu. 17 -25 Aralık’ta siyaseten durduğu yer yanlıştı. Hatalıydı. O dönem durduğu, konumlandığı yerin savunulacak bir yanı yok.
Ancak şunu biliyorum ki, siyasi görüş, fikir ayrılıkları ayrı bir şey, adalet ayrı bir şey.
Biliyorsunuz Nazlı Ilıcak’ın davasında yerel mahkeme ‘ağırlaştırılmış müebbed hapis cezası’ vermiş İstinaf Mahkemesi de bu kararı onaylamıştı. Sonra Yargıtay Başsavcısı bir ‘tebliğname’ yazarak bu kararın yanlış olduğunu, terör örgütüne yardım suçundan karar verilmesi gerektiğini bildirmişti. Yargıtay Başsavcılığı hazırladığı tebliğnamede şöyle demişti:
“Örgüte yardım eden, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen, örgütün üyesi, yöneticisi veya kurucusu olanlar arasında hiçbir ayrım yapmaksızın her eylemin amaç suç olan TCK’nın 302 ve 309. Maddelerinde düzenlenen suçlardan cezalandırılması gerekeceği gibi bir sonuca ulaşmak mümkün değildir.”
Yani Yargıtay, Nazlı Ilıcak olsa olsa örgüte bilerek yardım etmişlerdir ve bu suçtan yargılanması gerekir demişti.
Ve nitekim Yargıtay 16. Ceza Dairesi Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan hakkında verilmiş ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozdu ve “terör örgütüne üye olmadan, terör örgütü olduğunu bilerek yardım” etme suçundan cezalandırılması gerektiğine karar verdi.
Nazlı Ilıcak gerçekten de FETÖ’nün gizli bir terör örgütü olduğunu bilerek yardım mı etmiştir?
16. Daire diyor ki “FETÖ’nün silahlı kuvvetlere sızan mensuplarınca silahlı bir kalkışma, darbe gerçekleştirme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olarak görüldüğü bir dönemde” Nazlı Ilıcak FETÖ’yü meşru bir muhalefet hareketiymiş gibi göstererek ona meşruiyet kazandıran yazılar kaleme almak suretiyle ‘terör örgütüne yardım’ etmiştir.
Bu nasıl oluyor peki?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, MİT’in, TSK’nın bile fark etmediği hatta hatırlayacaksınız dönemin Başbakanı Binali Yıldırım “hiç beklemediğimiz, ummadığımız bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kaldık” (25 Temmuz 2016) demişti. Hal böyle iken Nazlı Ilıcak ve diğer gazeteciler ‘kuvvetle muhtemel’ bir darbe girişimini biliyor olabilirler mi?
Kaldı ki Nazlı Ilıcak’ın dosyasında böyle bir delil de yok.
Yargıtay Başsavcılığı’nın Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan hakkında hazırlamış olduğu ‘tebliğname’den sonra Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kararını merakla bekliyordum.
15 Ocak’ta kaleme aldığım ‘Nullum crimen, nulla poena sine lege...’ başlıklı yazımı “hukukun üstünlüğü ilkesi hakim gelsin, temenni edelim ki adalet tecelli etsin” diye bitirmiştim.
Elbette ki, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin Nazlı Ilıcak hakkında vermiş olduğu karar, Ilıcak’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapsinden iyidir. Ama ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasından iyidir. Gerçekte Ilıcak kararı böyle mi olmalıydı?
Son söz. Nazlı Ilıcak’ın yazısında beni asıl derinden yaralayan ise “Bağrımda fırtınalar kopuyor. Dalından kopmuş bir yaprağın sonbahar hüznünü yaşıyorum. Vefasızlığa ağlıyorum” sözleri oldu.
Yazarlar
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.07.2025
18.06.2025
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025