Ergun BABAHAN
PYD lideri Salih Müslim’in Hasan Cemal’e yaptığı “Ölü ele geçen IŞİD’liler arasında 6 kişinin Türk olduğu, evet yanlış duymuyorsun, 6’sının Türk olduğunu tespit ettik” sözleri büyük bir ihtimalle Türkiye basınında yer bulmayacak. Giderek dinci bir karakter kazanan iktidarın muhaliflere yönelik polis şiddetinin bulmadığı gibi.
Sınırın hemen dibindeki Tileliye’de köktendinci İslamcı örgüt İŞİD’in bebek, kadın ve silahsız erkeklere yönelik kıyımı da Türkiye’de görmezden gelinmişti. Öldürülenler Kürt ve bizim yurttaşlarımızın akrabalarıydı.
İnsanın tüylerini ürperten bir görüntüydü. PYD savaşçıları katliamın ardından karşı saldırıya geçti ve İŞİD üyesi 86 militanı öldürdü. Salih Müslim’in sözünü ettiği 6 Türk bunlar arasındaydı.
Aslında Türkiye’nin katliamla bağlantısı bundan ibaret değil. Kürt medyası, İŞİD militanlarını eğiten Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu subayların yakalandığına ilişkin haberlere de yer veriyor.
Çünkü Ankara, Suriye’de Kuzey Irak’ta olduğu gibi bağımsız bir Kürt yapılanması istemiyor. Bunun PKK kontrolünde olmasını ise hiç istemiyor. Bu nedenle de, Amerika ve Batılı müttefiklerini rahatsız etme pahasına İŞİD benzeri yapılanmalara destek veriyor. MİT’in Suriye’ye giderken yakalanan TIR’larının Ankara’da bu kadar rahatsızlık yaratmasının nedeni, büyük bir ihtimalle köktendinci militanlara gönderilen silahlara suçüstü yapılmasından kaynaklanıyor olabilir.
Başkan Obama, Washington’daki gergin zirvede Erdoğan’ın söz vermek istediği MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı bu nedenle konuşturmamış ve sonunda ‘‘Suriye’de neler yaptığınızı biliyoruz’’diyerek, daha başlamadan sözünü kesmişti.
Ortada tuhaf bir tablo var…
Hükümet, Türkiye sınırları içinde barış görüşmesi yürüttüğü, muhatap aldığı PKK’nın Suriye’deki yapılanmasını düşman görüyor ve İslamcı militanlar üzerinden bu harekete karşı bir savaş yürütüyor.
Abdullah Öcalan, PKK’nın Anadolu yapılanması açısından görüşülmesi gereken bir muhatap Suriye’deki yapılanması açısından ise başı ezilmesi gereken bir düşman konumunda.
Demokratikleşmenin, kimlikler üstü siyaset yapma kabiliyeti edinememenin ve Sünni temelli bir siyaset yürütmenin kaçınılmaz bir sonucu. İlke üzerinden değil de, günü birlik çıkar açısından hareket edince, adının bebeklerin bile öldürüldüğü bir katliamla anılması durumuyla karşı karşıya kalıyorsun.
Salih Müslim bu açıklamayı yaptığında Brüksel’deydi. İŞİD adına Suriye’de bebeleri katleden yapılanmanın Türkiye destekli olduğu iddiasını orada da seslendirmiş olması muhtemeldir.
Türkiye’nin uluslararası alanda, giderek dinci bir karakter kazanan algısına önemli bir tuğla daha konulmuş oluyor.
Sadece bu değil elbette…
İstanbul sokaklarında elleri siyaha boyalı sopalarla dolaşan ve sivil halka terör uygulayan polis mi, AKP militanı mı olduğu belirsiz adamlar dolayısıyla da.
Türkiye’de eli sopalı bu kişilerin kim olduğuna ilişkin soru soran bir tek makam yok. Sırtınıza bir sırt çantası, elinize kara bir sopa alırsanız, sokakta insanlara terör estirme hakkına sahipsiniz. Üniformalı polislerinin işlediği cinayetlere ilişkin yargı sürecini devreye sokmayan Türkiye, bu kez sivilleri devreye sokmuş durumda.
Alevi’yi, Kürt’ü, Yahudi’yi, ateisti, içki içeni, mini etek giyeni, otoritesini sorgulayanı, yolsuzluğunun üzerine gideni düşman görüp yok etmek isteyen bir anlayış bu.
Bu anlayıştan ne demokrasi, ne de Kürtlerle barış çıkmayacağı net bir şekilde görülüyor. Bu satırları yazdığım sırada Ağrı seçiminde yaşananlar bunu açık bir göstergesi.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Lice’de yaşanan yol kesme olaylarına sessiz kalan Erdoğan’ın istediğini elde alınca Doğu ve Güneydoğu’da neler yapabileceği İstanbul ve Suriye’de yaşanan olaylardan net bir şekilde anlaşılıyor.
Şu anda Abdullah Öcalan da bu gerçeğin farkında ve 2015 seçimlerinin ardından bir ev hapsi umudu ve Güneydoğu’ya kısmi özerklik umuduyla bekliyor.
Bu zihniyetten ne demokratik özerklik ne de kimliklere saygı çıkmayacağı kesin. Bugün için sağladığı tek şey, direnme kültürünü tüm Türkiye’ye öğretmesi. İstanbul’undan Hatay’ına, Eskişehir’den Diyarbakır’ında kadar tüm ülke, faşist yönetimleri andıran devlet baskısına karşı koyuyor. Bunca ölüme ve şiddete rağmen, korku duvarı aşılmış durumda. Demokrasi dediğiniz kültür de böyle gelişiyor. Direnerek, hakkına sahip çıkarak, senin olan için yani özgürlüğün ve kimliğin için kavga ederek.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021