Ergun BABAHAN
Bütün siyaset anlayışını kendisine muhalif kesimleri ötekileştirmek, düşmanlaştırmak üzerine kuran Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdi bu kesimlerden kendisine saygı göstermesini istiyor. Kendisi her gün farklı konularda yorum yapan Erdoğan, kendisine yönelik eleştirilerden aşırı rahatsız oluyor.
Kabataş’ta başörtülü bir kadının saldırıya uğradığı haberini dönemin başbakanı olarak ilk kez Erdoğan dile getirmiş, ardından Star Gazetesi bu saldırıyı üstü çıplak, deri pantolonlu 100 kişilik bir grubun gerçekleştirdiğini iddia etmişti. Şimdi havuz medyasının yazarları bu iddianın senaryo olduğunu itiraf ediyor.
Ancak ne Erdoğan, ne de Star asılsız iddia nedeniyle mağdur ettikleri, hakaret yağdırdıkları kesimlerden özür dileme ihtiyacı hissetmiyor. Aynı şekilde Berkin Elvan’ın ölümünde aldığı tavır ortada Erdoğan’ın. Polislere vur emrini kendisinin verdiğini açıklamış, acılı ailelerin üzüntülerini dindirecek bir tek kelime etmemişti.
SAYGI,SEVGİ GİBİ EMEK İSTER...
Bir kadeh içki içenleri alkolik ilan eden, kadınların giydiği mini eteğe müdahale hakkını kendinde bulan Erdoğan, kendisine saygı istemekle kalmıyor, Danıştay kararıyla kaçak olduğu kesinleşen Saray’ına meşruiyet talep ediyor.
Zor dostum, çok zor…
Saygı, istemekle elde edilen bir duygu değildir. Saygının ilk kuralı, saygı bekleyenin kendisinin başkalarına saygı göstermesidir. Saygı, kazanılan bir duygudur. Tıpkı sevgi gibi, emek ister.
Seçim meydanlarında muhalefet partilerine gönül vermiş seçmenlere ağzına geleni söyleyerek öfke biriktirten Erdoğan, şimdi bu insanlardan saygı bekleme hakkını kendisinde buluyor. Celal Doğan’a “Biz ve onlar söyleminin partisinin tabanının hoşuna gittiğini” söyleyen Erdoğan, şimdi ‘Onlar’dan saygı istiyor.
Siyasi başarısını tabanını düşman gördükleri karşısında sağlamlaştırma üzerine kuran Erdoğan, toplumun uzun süre üstesinden gelemeyeceği bir düşmanlık iklimi yarattı. Dini söylemler üzerinden kurduğu bu dille İslami değerleri de günlük tartışmanın içine soktu. Bunu yaparken de çok sıradan bir dil kullandı.
GERÇEKÇİ OL, İMKANSIZI İSTE...
Bu dilin bire bir yansımasını bugün Havuz Medyası’nda görüyoruz. Aynı tutarsızlık gazete sayfalarına da yansıyor. Siyasette başarı çizgisini giderek aşağıya çeken bu dil, medyanın etkili hale gelmesini de engelliyor.
Bugün Doğan Grubu ile Havuz Medyası arasında yaşanan savaşta, dili ve gazeteciliği daha ustaca kullanan kesimin hangisi olduğu çok net bir şekilde gösteriyor.
Bu dönem, Erdoğan’ın baskın kişiliği nedeniyle etkisini sadece devlet kurumlarının çökmesi, hukukun rafa kalkması, yasama erkinin el indir-kaldır makinesine gelmesi, yolsuzluk iddialarının üstünn örtülmesiyle hatırlanmayacak. Kültür dünyasındaki kuraklaşma ile de hatırlanacak.
Erdoğan’ın iftarına katılan sanatçılara bakınca bile bu durumu tüm çıplaklığıyla görmek mümkün. Lale Devri’nin bile parlak sanatçıları vardı. Bu dönem daha çok dalkavuklarıyla anılacak maalesef.
Türkiye’nin yaşadığı kutuplaşma, hesap vermeme, muhaliflerini adam yerine koymama durumu Erdoğan’ın taleplerini geçersiz kılıyor. O ise, reklam spotunda ısrar ediyor: Gerçekçi ol, imkansızı iste durumunu bizzat yaşıyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Uluslar neden çöker, Türkiye neden çöküyor?
24.03.2022 - Madalyonun öteki yüzü: Putin kaybedince, Erdoğan da kaybedecek
7.03.2022 - Kürt sorunu çözülmeden liberal demokrasi kurulamaz!
1.03.2022 - Bir gazeteci cinayeti (daha)
21.02.2022 - Erdoğan TV programlarında neden prompter’a mahkum oldu
28.01.2022 - NATO için iktidardan vazgeçen İnönü'den, iktidarı için NATO’dan vazgeçebilecek Erdoğan'a
11.01.2022 - Parti binası silahla basılan HDP ama terörist de HDP, öyle mi?
6.01.2022 - Türkiye karanlık ve zorlu bir yıla girdi: Tercihler yılı
3.01.2022 - Cehalet ve kötü niyet Türkiye’yi büyük felakete sürüklüyor
25.11.2021 - Kılıçdaroğlu helalleşme ile ‘endişeli muhafazakarları’ kazanmaya çabalıyor
18.11.2021
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Şakir Saat
İSTANBUL TAKSİM MEYDANINDAKİ 1 MAYIS KUTLAMALARI İÇİN BEN DE BENZER DÜŞÜNÜYORUM. DEMOKRASİYİ ÖĞRENMELİ VE BİR YAŞAM BİÇİMİNE ÇEVİREBİLMELİYİZ. BİR ARADA YAŞAMASINI MUTLAKA ÖĞRENMELİYİZ.