Ergun BABAHAN
Bir toplum eğer etnik, dini, dilsel, kültürel ya da ideolojik olarak bölünmüşse, ya da ortak değerleri paylaşmayan gruplardan oluşmuşsa, çoğulcudur. Çoğulcu bir toplumda, bu farklılıklar bireysel veya gruplar halinde dışa vurulur, medya da bu dışa vurumun bir aracı olur.
Ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanışına tanıklık eden Cumhuriyet anlayışı, çoğulculuğu hep bir tehdit olarak gördü ve tekçiliği dayattı. Sünni karşısında Alevi, Türk karşısında Kürt tehdit olarak görüldü. 2016’ya girmeye hazırlandığımız bu günlerde Alevi’nin de Kürt’ün de statüsü yok. İkisi de devlet açısından tehdit.
Kimliklerin dışa vurumu merkeziyetçi yapı, merkezden atanan bürokratlar aracılığıyla sürdürüldü. Yerelde karar alma mekanizmalarının önü kesilerek, karar verme süreci Ankara’da toplandı. Cumhuriyet’in kuruluş dönemi ve ardından gelen Soğuk Savaş koşullarında merkeziyetçi yapı istikrarın da garantörüydü.
SORGULAMAYAN BİATÇI YAPI
AKP, bu merkeziyetçi yapıyı yaratmadı. Erdoğan’ın kişiliğinde daha ileri bir noktaya götürdü ve merkezden bağımsız karar alınma yollarının tamamı kapatıldı. Bugün ister kupon arazi meselesi, ister cemevi meselesi olsun, Ankara’dan izinsiz adım atmak imkansızdır. Üstelik, AKP tabanı da böyle bir merkeziyetçi yapının gönüllü destekçisidir.
Sorgulamadan kabul anlamına gelen bu biatçı yapı, Ankara ‘‘Mavi Marmara Hamaslı kahraman direnişçilere yardım götürüyordu’’ söylemini de, İsrail istediği için Hamaslı bir yöneticinin sınır dışı edilmesi kararını da aynı esneklikle kabul eder.
Ankara’nın düşman gördüğünü düşman görmek, ötesinde imha etmek üzerine kurgulanmış bir toplum var karşımızda. Dün bu düşman İsrail idi, bugün Kürtler ve Cemaat.
KÜRT GERÇEĞİNİ İNKAR SİYASETİ
Merkeziyetçilik, işlerin yolunda gittiği dönemde iyi işliyor ama kriz anlarında duvara toslaması kaçınılmaz görünüyor. Tekçi anlayışın iflas ettiğini inkar anlayışı, toplumun dikişini attırıyor, şiddeti körüklüyor ve devletin temelini ciddi anlamda sarsıyor.
Tek merkezci anlayış bir anlamda zafiyet anlamına geliyor.
Bugünün dünya ve bölge gerçeği, Kürtler’in yaşadıkları coğrafyada statü sahibi olması üzerine kurulu. Barzani, Ankara’nın desteğiyle Irak’tan ayrılma hareketini başlatırken, Suriye’de yeni bir Kürt devleti güçlü biçimde ortaya çıkıyor.
Ankara, gözlerini bu gerçeğe gözünü kapatmış bir biçimde kendi Kürtlerini 1923 paradigmasına göre yaşatma ısrarını sürdürüyor. Etnik, dini ve yaşam biçimi farklılığına dayalı çoğulculuğu, demokratik biçimde yönetememek AKP’nin çok önem verdiği istikrarı, huzuru ve bir arada yaşama arzusunu vuruyor.
AKP’nin şimdi Barzanici bir Kürt partisi kurdurarak HDP’yi zayıflatma taktiğine yöneldiği anlaşılıyor. Başarı şansı düşük bir proje. Barzani’nin bölgede tabanı olmadığı için değil, Ankara Kürt gerçeğini inkar siyasetine bağlılığını sürdürdüğü için.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021