Eser KARAKAŞ
Aslında, başlıktaki sorumun kapsamını biraz daha genişleterek “Türkiye’de bir vergi sistemi var mı?” diye de yeniden sorabiliriz.
Hazine ve Maliye Bakanlığı (belki de son senelerde Saraydaki Bütçe ve Strateji Başkanlığı) her sene kamu maliyesine meraklı kişilerin taleplerini bir ölçüde karşılayan Bütçe Gerekçesini yayınlar, gelecek senenin bütçesinin TBMM’ye gelmesinden hemen önceki günlerde.
2024 Bütçe gerekçesinde de Türkiye’nin vergi yükü hesaplaması var, vergi yükü demek bir ülkede bir sene içinde toplanabilen verginin (toplam kamu geliri değil) gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı demek; bu oran 2024 Bütçe Gerekçesinde 1998’den 2022’ye kadar verilmiş, hiçbir sene bu oran yüzde 20’yi bulmuyor, 2022 senesinde yüzde 18, ve bu oranda kısmi bir istikrar var, vergi gelirlerini arttırarak enflasyonla mücadele programı sonucu muhtemelen 2023 ve 2024 senelerinde vergi yükü bir parçacık yukarı yönlü kıpırdayacak ama her durumda çok düşük bir vergi yükü var ülkemizde, bu vergi gelirinin (toplam 8.3 trilyon TL) zaten 2.6 trilyon TL’si kamu personel harcamalarına gidiyor.
Gelir vergisi tahsilatı ise 1.2 trilyon TL olacak ama sıkı durun, bu gelir vergisi tahsilatının sadece 86 milyar TL’si beyana dayalı gelir vergisi tahsilatı olacak yani yaklaşık yüzde yedisi ancak, böyle gelir vergisi kanunu ve pratiği olamaz, olmamalı, yazının başlığına dönüyorum, bizim ülkemizde bir gelir vergisi sistemi yok gibi, olan da saçma sapan.
Peki ne yapmak lazım?
Malum, herkes ekranlarda tekrarlıyor her gün, toplam vergi gelirlerinin yüzde 69’u, diyelim yüzde yetmişi dolaylı vergilerden, KDV, ÖTV gibi kaynaklardan geliyor, bu demektir ki, yüzde yirmi dolayında olan vergi yükünün yüzde 70’i dolaylı vergi yükü; ancak, bu kabul edilemez oranı değiştirmek için mali nedenlerden dolaylı vergilerin miktarını düşüremeyeceğiz, yapabileceğimiz dolaysız vergileri arttırarak dolaylı vergilerin toplam vergi yükü içindeki payını azaltmak ve böylece de vergi yükünü yüzde otuza yaklaştırmak, başka türlü gerçek anlamıyla kamu hizmeti üreten bir devlet haline gelmemiz pek mümkün görünmüyor.
Yukarıdaki soruyu bir kez daha tekrarlamak gerekiyor, dolaysız vergilerde mutlak ve oransal artış, iktisadi etkinliği çok bozmadan nasıl sağlanacak gelir vergisi sisteminde?; Türkiye’de ciddi biçimde bir servet vergisine ihtiyaç duyulduğu kanısındayım ama servet vergisi gelir vergisi dışında bir kategori olduğu için bu sorunun bugün bir yanıtı olamaz.
Aklıma ilk gelenleri okurlarla paylaşmak istiyorum ama motokuryeler, garson bahşişleri gibi saçma sapan önlemlerle olmamalı bu.
Gelir vergisi sisteminin öncelikle teknikalite sorunları var, ancak bu teknikalite sorunları büyük ölçüde aşılabilir ise sistemin hakkaniyet boyutlarının tartışılabileceği kanısındayım; hakkaniyet sorunu derken bir vergi sisteminin daha sosyal demokrat ya da daha sağ politikalara, önceliklere mi hizmet edeceği tartışması çok önemli bir tartışma ama ancak teknikalite sorunları aşılabilir ise.
İlk aklıma gelen gelir vergisi sistemimiz içinde olan “basit usulde vergileme” (eski götürü usul) yanlışından artık geri dönmek ve tüm gelir vergisi mükelleflerini gerçek usulde vergilemek; 2024’de basit usulle yirmi milyar TL kadar gelir vergisi tahsilatı bekleniyor, burada gerçek usulde gelir vergisi uygulanırsa tahsilatın ciddi biçimde yükseleceği kanısındayım, artık sayıları bir milyona yaklaşan basit usulle vergilenenlerin temel vergi bürokrasisini halledebileceğini düşünüyorum ama bu alanda çirkin bir popülizm geliyor gündeme, mesela taksici esnafını arabalardaki o kontör ile gerçek usulde vergilendirmek çok kolay ve mümkün ama iyi ve dürüst bir siyasi otorite gerekiyor.
Basit usulün bu kadar yaygın olduğu bir sistemde gelir vergisinin hakkaniyet boyutunu tartışmak bence çok anlamlı değil.
İkinci aklıma gelen konu ve bence en önemlisi, her 18 yaşına gelmiş Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının bir mali yıl içinde elde ettiği tüm gelirleri tek bir gelir beyannamesi ile Maliyeye beyan etmesi mecburiyeti; elinize bir Türk Vergi Sistemi kitabı alırsanız içinde bizim gelir vergisi sisteminin üniter bir sistem olduğu yani tüm gelir unsurlarının (Gelir Vergisi Kanununda yazan yedi gelir unsuru) bir beyannamede gösterilerek ilgili vergi tarifesine göre vergilendirilmesi mecburiyeti yazar ama pratikte durum böyle olmamaktadır.
Yukarıda değindim, 2024 gelir vergisi tahsilatının 1.2 trilyon TL olacağı yazıyor ama bunun sadece 86 milyar TL’si beyana tabi gelir vergisi olacak, yani yüzde 7’si aşağı yukarı; bu durumun Türkçesi tüm beyaz ve mavi yakalı çalışanların başka gelir unsurundan iradı yoksa beyanname vermeyeceği, gelirlerinin kaynakta tevkifat ile vergilendirileceği, bu insanların sayısı ise çok yüksek.
Kaynakta tevkifat bir tahsilat yöntemi olmamalıdır, bu yöntem sadece bir tür vergi güvenlik önlemi olmalıdır, yani Maliye önemli bir gelir kaynağını kaynakta tevkifatla garantiye alır ama bu durum mükellefin (beyaz ve mavi yakalılar) ücret gelirleri için dahi beyanname vermesine engel değildir, mükellef 12 aylık brüt ücretini beyan eder, vergi bu büyüklük üzerinden tarh edilir, bu tarh edilen büyüklükten kaynakta tevkif edilen gelir vergisi mahsup edilir.
Lütfen kimse böyle bir ek bürokrasiye ne gerek var diye sormasın çünkü hukuk devleti kavramının temeli her vergi mükellefinin beyanname vermesi mecburiyetidir, bu etkin işleyen bir demokrasi için olmaz ise olmaz bir durumdur; başka bir biçimde ifade etmek istersem her 18+ vatandaşın o sene devlete ne kadar vergi verdiğini kuruşu kuruşuna bilmediği bir sistem vergi sistemi değildir, yazımın başlığına ve ilk cümleye yeniden referans veriyorum, lütfen çevrenize ve hatta kendinize bir sorun, acaba kaç kişi 2023 senesi gelirlerinden ne kadar vergi verdiğini bilecek acaba?
Türkiye bir yolsuzluk cehennemidir, temel bir nedeni de vergi ödeyenlerin ne kadar vergi ödediklerini bilmemeleridir, bunun iki nedeni vardır, birincisi dolaylı vergilerin payının yüksekliğidir, her ülkede bu bir sorundur ama ikincisi de dolaysız vergi verenlerin de vergi bilincinin kaynakta tevkifat nedeniyle gelişmemiş olmasıdır; Ankara Adalet Sarayı davet usulü ile 25 milyar TL’ye herkesin tanıdığı, saray yapımında uzmanlaşmış bir şirkete verildi, açık, rekabetçi ihale yöntemi olsa idi piyasa fiyatının 17, 18 milyar TL olabileceği söyleniyor, bir ihale yöntemi nedeniyle mükellef altı, yedi milyar ek bir yükün altına giriyordu Allah’tan yargı iptal etti, ekranlarda görüyorum, insanlar buna isyan ediyorlar, ben vergi veriyorum diyorlar ama 2023’de ben mesela 112 bin TL vergi verdim diyebilen pek yok.
Tekraren ifade ediyorum, her mükellefin ne kadar gelir vergisi verdiğini bilmediği bir sisteme gelir vergisi sistemi denemez.
Özellikle beyaz yakalı çalışanların en azından bir bölümünün çok muhtemelen gayrimenkul sermaye iradı mevcuttur, keza menkul sermaye iradı gibi ama bu beyaz yakalılar anlaşılmaz bir gerekçe ile bu gelirlerini ücret gelirleri ile birlikte aynı beyannamede göstermemektedirler, ilginç bir üniter gelir vergisi sistemi anlayışı.
Bu gazete yazısında aklıma ilk gelen konulara giriyorum, tüm sorunları kapsamayacak doğal olarak, bir aklıma gelen de saçma sapan bir muafiyet sisteminin varlığı, vergi muafiyeti demek konular değil, sübjektif, kişiler, gruplar hedeflenerek vergi kolaylığı getirmek demek, mesela engelli mükelleflerimize getirilen vergi muafiyetleri; ben bu uygulamayı da yanlış buluyorum, “engelliler, emekliler gelir vergisinden muaf olmalı” terminolojisi sorunlu, bu kişiler, gruplar yüzde sıfır oranında gelir vergisi ödemekle mükellef olmalıdırlar, muafiyet kişiyi sistemin dışına taşıyor, sıfır oranlı vergi ile ise aynı vergiyi veriyorsunuz ama sizi vergi sistemi içinde tutuyor, beyanname vermek mükellefiyetinden çıkarmıyor ama fiiliyatta sıfır TL vergi borcunuz oluşuyor.
Önce sistemin teknikalite boyutlarına bakmak lazım derken muradım bunlara benzer konular.
Gelelim meselenin hakkaniyet boyutuna.
Şayet sosyal demokrat politikaları gelir vergisi üzerinden yaşama geçirmek istiyorsanız nelerin yapılması gerektiği üç aşağı beş yukarı bellidir; mükellef tüm gelirlerini, bu gelirleri elde etmek için yaptığı masrafları düşerek tek bir beyannamede gösterecek ve sosyal demokrat siyasi otorite bu gelir beyanı üzerinden vergilendirilecek geliri için bir eşik değer belirleyecek ve bu eşik değeri sağ iktidarlara oranla çok daha yukarıda belirleyecek, bu birinci konu, daha sonra da iktisadi etkinliği en az bozacak bir progresif, artan oranlı vergi tarifesi belirleyecek ama bu tarife belirlenirken de en üst gelir dilimini çok çok yukarılara çektiğiniz oranlarda vergilerseniz hem vergiden kaçınmak ve hem de maalesef vergi kaçırmak yüzünden vergi tahsilatının düşeceğini gözardı etmeyeceksiniz, ünlü Laffer eğrisi çok eleştirilmiştir ama kısmi bir geçerlilik payı da yok değildir.
Sosyal demokrat vergi politikaları uygularken sermayenin ve bilginin büyük ölçüde, emeğin ise kısmen serbest dolaşıma konu olduğu gerçeğini de unutmamak lazımdır.
Dolaylı vergilerde de daha standart mallar ve hizmetler ile üst gelir gruplarının tükettikleri mal ve hizmet grupları arasında büyük ölçüde farklılaştırmanın da bir etkinlik sınırı olduğunu yine çok gözardı etmemek gerekiyor, evet ekmek üzerine dolaylı vergi koymayalım bizim gibi bir ülkede ama daha standart mallarla üst gelir gruplarının tükettiği mallar arasında bir oran farklılaştırılması düşünülebilir ama bunun sınırı da nispi fiyatları çarpıtmış olmanın maliyetinin sosyal hakkaniyet getirisinin altında kalması koşulu ile.
Vergi meselesi çok dikenli bir konudur Vesselam.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025
13.05.2025
29.04.2025
22.04.2025
19.04.2025
15.04.2025
4.04.2025
1.04.2025