Eser KARAKAŞ

İhale kanununun iki, üç maddesi Türkiye’yi bitirdi
18.08.2025
68
Eser Karakaş, İhale Kanu’nun Türkiye’yi AB yolunda nasıl zorladığını ve yine aynı kanunun siyaset için nasıl bir tehlike olduğunu yazdı.

Evet, abartmıyorum, bir kanunun iki, hadi bilemediniz üç maddesi Türkiye’yi sıfırladı.

Kamu ihale kanunu çok önemli bir kanun, devlet toplam harcamalarının yaklaşık dörtte birini bu kanun üzerinden yapıyor. Bu kanun maddeleri ile yapılan harcamalar etkinlikten yani saydamlıktan ve rekabetten uzaklaştıkça Türkiye baştan başa bir yolsuzluk bataklığına döndü, etkinlikten, verimlilikten uzak harcamalar bütçe disiplinini tamamen bozdu, bugün yaşadığımız enflasyon belasının da önemli bir faili haline geldi.

Kamu İhale Kanunu 4734 sayılı ve 4 Ocak 2002 tarihinde kabul edilen bir kanun, bir Kemal Derviş kanunu, Dünya Bankası formatında yazılmış mükemmele yakın bir kanun (idi).

Bu toksik maddeleri özetleyelim:

1-Madde 19, bu madde toksik madde değil, açık yani rekabetçi ihale usulü.

2-Toksisite 20. Madde ile başlıyor, ihale idarenin saptadığı davetliler arasında yapılıyor, yolsuzluk kapısı açılmaya başladı bile.

3-Madde 21-b, madde Türkiye’yi çökerten madde, davet usulü ihaleler, koşullar belirtilmiş ama dinleyen, ipleyen kim, denetleyen de yok (Sayıştay nerede??)?

4-Madde 22, doğrudan alımlar maddesi, hiç ihaleye çıkılmadan yapılan kamu alımları, bu madde saydam bir ülkede gerekli görülebilir ama bizde nedense (!) her sene Madde 22 ile yapılan alımların oranı artıyor, acep nedendir?

Yukarıda Kemal Derviş’in getirdiği bu kanunun mükemmele yakın bir kanun olduğunu söyledim çünkü Derviş bazı kelimelerin nasıl suistimale konu olabileceğini düşünmemiş, mesela 21-b’nin uygulanacağı şartlar yazılırken her durumun bunların altına sokulacağını akıl edememişti.

Benzer bir iyi niyet hatasını Derviş Merkez Bankası kanununa bağımsızlık maddesini getirirken de yapmış, Başbakanın ya da Cumhurbaşkanının Merkez Bankası Başkanını görevden alabilmesini çok somut kriterlere bağlamamıştı, Erdoğan’ın bu yasa ile neler yaptığını ve korkunç sonuçlarını gördük. 

AKP 2002’de, Erdoğan 2003 İlkbaharında iktidar oldular ve en başta AB müzakere sürecinin açılması olmak üzere çok olumlu işler yaptılar ama bozulma kanımca ilk olarak daha 2003 senesinde Kamu İhale Kanununu ucundan ucundan Dünya Bankası rekabet formatından uzaklaştırarak başladı ve belirli bir süreç içinde de AKP bence bitti, geçtiğimiz hafta 24. yaş gününü kutlayan partinin kaçıncı yaş günü olduğunu tam kestiremiyorum ama bu parti 2004 yılında AB ile müzakere sürecini açan, Anayasa 90’a son paragrafı ekleyen, İstanbul Sözleşmesini imzalayan, “Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü” diyen  parti ASLA değil.  

Ve buraya gelişte kamu ihale sistemi eminim baş rolde idi.

Türkiye’nin AB yolunu da yine bu kanun kapattı, müzakere sürecinin tıkanmaması için önünde siyasi engel olmayan kamu alımları dosyasını açmak gerekiyordu, bu yapılırsa Türkiye kamu alımları piyasası AB ülkeleri rekabetine açılacaktı, AKP öcüden korkar gibi korktu bundan ve böylece süreç durdu.

Bu piyasa AB rekabetine açılsa idi ne olacaktı, mesela Ankara-Konya arasında hızlı tren işletmesi için açılacak ihaleye yine mesela Fransızlar, İtalyanlar da katılacaklardı, bu ihaleyi bizimkiler de alsa çok daha düşük bir fiyata alacaklardı rekabet nedeniyle, ahlaksız üleşim alanı daralacaktı ama vergi mükellefi vatandaşlar bu yolu daha ucuza elde etmiş olacaklardı, AKP keyfi üleşim alanı geniş kalsın istedi,

Ha birileri de lütfen bizim iç piyasaya neden Almanlar, Fransızlar girsin demesin çünkü bu iş mütekabiliyet esaslı olacaktı, bizim müteahhitler de Alman, Fransız ihalelerine katılacaklardı.

Başka bir ifade ile ihale sisteminin rant üretme mekanizmaları önce AKP’yi sonra da Türkiye’nin AB tam üyelik ihtimalini yok etti. 

Şimdi görüyoruz ki bu ihale rantları aranışı CHP’yi de çok zorlamakta.

2019 yerel seçimlerinden sonra CHP’nin aldığı tüm belediyelerde kamu ihaleleri 19. Madde’ye göre (rekabetçi, açık ihale usulü) yapılsa idi sanki bugünlere gelinmez idi sanısı var bendenizde.

O tarihten (2019) bu güne tüm CHP’li belediyelerin açtığı ve 21-b ile yaptığı tüm ihaleleri 21-b’de tadadi biçimde belirtilmiş nedenlerden hangisine dayanarak yaptıklarını bir açıklasalar da ben de bir iktidar muhalifi olarak göğsümü gere gere bu son açılan davalara itiraz edebilsem.

İhale süreçleri kökenli rant kollama merakı önce AKP’yi bitirdi, sonra AB sürecini durdurdu, böylece Türkiye’nin geleceğini ipotek altına aldı, en sonunda da CHP’yi pençelerine aldı.

Çok net söylüyorum, daha doğrusu itiraf ediyorum, çıkış yolunu da göremiyorum artık.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar