Etyen MAHÇUPYAN
Sistemin iflas ettiği bir momentte iktidara gelmişseniz siyasetin ne olacağına, yani ‘neye’ siyaset deneceğine ve siyasetin ‘nasıl’ yapılacağına da siz karar verirsiniz. Çoğunlukla bu karar bilerek alınmaz. Hayat sizi karar alma süreçlerine zorladığı ölçüde bir pratik, giderek bir kültür üretir. Sizin tehdit algınız ve sorun tanımınız sonuçta bütün siyasi alana damgasını vurur, çünkü rakipleriniz iflas etmiş olan sistemin altında kalmış, oyunun dışına düşmüştür. AKP 2002 yılında iktidara geldiğinde kendisini bu avantajlı konumda buldu ve doğrusu bundan sonuna kadar yararlandı. Bu yıllar kolay geçmedi… Gerçekten de büyük bir mücadele verildi ve bel altından vurmaya çalışan, siyasi ahlaktan yoksun bir koalisyonla mücadele edilmek zorunda kalındı. Ama buna karşılık ‘siyasetin’ ne olduğu konusunda AKP’nin hükümranlığı engellenemedi. Geçtiğimiz on üç yıl boyunca iyisiyle kötüsüyle AKP siyasetin tek referansıydı.
Ne var ki bu, normal demokrasilerde rastlanılan türden bir siyaset de olamadı. İktidar, başka anlamlı aktörlerin yokluğunda, çevresinde bulduğu bütün hareket alanlarını zorlayarak genişletme fırsatı yakaladı ve çevreden gelmenin iştahı ve itkisiyle bu potansiyeli olabildiğince kullandı. Bu süreçte toplum AKP’ye önemli bir kredi açtı. Öyle ki çeşitli nedenlerle oylarını esirgeyenler bile bu partinin hizmetlerinden memnuniyetlerini gizlemediler ve AKP’nin iktidarda kalmasının kendi lehlerine olduğunu teslim ettiler. Çünkü utanç verici ve geleceğe taşınamaz bir vesayet sisteminden geliniyordu ve tüm toplumsal katma değer söz konusu vesayete feda edilmişti.
Dolayısıyla AKP’nin normal demokrasilerdekine benzer bir ‘siyaset’ performansı göstermesi gerekmedi. Açıkçası AKP ‘yürüdü’ ve toplum onun peşinden gitti. Bazısı şevkle, bazısı gönül rızasıyla, bazısı da kerhen… Geçmişin geleceğe taşınamadığı bir durumda, geleceğin kapısını aralamaya hazır bir aktör bulmuşken onun eteğine yapışarak bu geçişi yapmak Türkiye için epeyce akılcı bir tercihti.
Ancak bu desteği verirken insanlar düşünmeyi, mukayese etmeyi veya objektif değerlendirmeyi bir kenara koymuş olmadılar. Aksine bu yetenekler toplumsal düzlemde daha da etkinleşti. Refahın, kentleşmenin, eğitim ve görgünün hızla artması ve yeni nesillerde cisimleşmesi ile birlikte ‘siyaset’ reel bir talep olarak ortaya çıktı. Öyle ki AKP’nin henüz birkaç yıl önce beğenilen bazı tutum ve davranışları şimdi aniden arkaik, görgüsüz, ham veya çiğ bulunmaya başlanabildi.
Siyasetsizliğin imkan verdiği tek aktörlü eylemciliğe ‘siyaset’ deme döneminin sonundayız. Önümüzdeki süreçte yeni anayasa, yönetim sistemi ve Kürt meselesi yanında bürokraside ve ekonomide yapısal reformlara ihtiyaç var. Ne kadar oyu veya sandalyesi olursa olsun, hiçbir parti ya da iktidarın bunları tek başına hayata geçirmesi mümkün değil. Siyaset, yeterince güçlü olmayan, tek başına meşruiyet üretmekte zorlanan aktörlerin çeşitli kısıtlar altında başkalarıyla işbirliği yaparak amaçlarına ulaşmak üzere stratejik ve bütünlükçü bir performans sergilemesi demek… Hedeflerin değişmesi gerekmiyor, ama ‘yaptım oldu’ mantığına prim vermeyen bir toplumsal algı ile karşı karşıya olunduğunu bilmekte yarar var.
AKP yıllardır birinci parti ve muhtemelen daha epeyce süre bu konumunu sürdürecek. Ama şimdi bazı alışkanlıklardan kurtulma ve siyaset yapma zamanı… Türkiye Kasım seçimiyle AKP’ye ‘yeniden bakmayı’ tercih etti. Beklenti AKP’nin de hem kendisine hem topluma yeniden bakması.
Yazarlar
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024