Etyen MAHÇUPYAN
Mahalli seçimleri CHP’nin kazandığı konusunda geniş bir mutabakat var. Birçok kişi bunun yeni bir sürecin başlangıcı olmasını, oyların artmaya devam etmesini ve CHP’nin belki de diğer partilere muhtaç olmadan gelecek genel seçimleri kazanmasını umuyor. Sonuçların böylesine heyecan yaratmasını anlamak mümkün ama bu heyecanın daha derin bir hayal kırıklığının kapısını aralama ihtimali de var…
Temel soru CHP’nin kendi tutumu sayesinde mi, yoksa iktidarın tutumu sayesinde mi oylarını yükselttiği. Eğer sonuçları yaratan asıl dinamik iktidarın yanlışları ise, muhalefetin yeni bir dönemi başlatabileceği beklentisine kapılmamakta yarar var. Aksine, ‘ya iktidar yanlışlarını düzeltirse’ diye düşünmek ve hazırlığı ona göre yapmak lazım.
Dolayısıyla asıl soru seçimleri kimin kazandığı değil, seçimlerden kimin kazançlı çıkacağı.
Bu analizi yaparken seçmeni tekil bir özne gibi düşünme hatasına düşmemek gerek. ‘Seçmen şu veya bu mesajı verdi’ türünden değerlendirmeler gerçekliğin üstünü ambalajla kapatıp basitleştirme işlevi görür. Farklı toplumsal kesimlerin kendi içlerinde amorf ve heterojen olduğunu, konjonktürel veya (bazen) kalıcı parçalanma ve bütünleşmeler yaşadıklarını, dolayısıyla farklı grupların önündeki siyasi seçeneklerin de farklılaştığını dikkate almak lazım. Diğer deyişle herkesin önündeki ‘seçim pusulası’ aynı değil…
Bu nedenle farklı toplumsal kesimlerin 2023 genel ve 2024 mahalli seçimlerinde hangi siyasi seçeneklere sahip olduğunu ve bu seçenekleri nasıl ve ne düzeyde değerlendirdiğini masaya yatırmak gerekiyor. Söz konusu iki seçimin farklı kesimlerde ideolojik yatkınlık, gelecek tasavvuru ve gündelik hayat koşulları açısından nasıl bir bütünleşme ya da çelişki ürettiğini anlamazsak, yapılan siyasi tercihleri ve bunların ne yöne doğru evrilebileceklerini de anlayamayız.
Bu yazıda söz konusu anlamayı kolaylaştıracağını düşündüğüm bir ‘değerlendirme çerçevesi’ sunmak istiyorum. Önce seçimlerin arka planına ilişkin 12 önerme yapacağım. Bunların 6’sı topluma, diğer 6’sı siyasete ilişkin olacak. Ardından seçim süreç ve sonuçlarını ele alan 6 önerme ve nihayet geleceği irdelemeyi hedefleyen yine 6 önerme… Böylece kimin ne yaparsa bu seçimlerden kazançlı çıkacağını göstermeyi umuyorum. Yazı önümüzdeki dönemin temel doğrultusunu etkileme açısından hayati bulduğum 3 soru ile bitecek.
Toplumsal bağlam
1… Mahalli seçim on ay önceki genel seçimle birlikte değerlendirilmeli. Arada hiçbir kesimin ana tutumunu radikal şekilde değiştirecek olay olmamasına rağmen sonuç değiştiğine göre bu iki seçim madalyonun iki yüzü gibi birbirini tamamlayan ve ancak diğerinin varlığıyla açıklanabilecek sonuçlar içeriyor.
2… Genel ve mahalli seçim sonuçları birbiriyle mukayese edilebilir değil. ‘Oyu düştü/yükseldi’ yorumları aşırı yüzeysel bir bakışı yansıtıyor. Çünkü iki seçimin bağlamı farklı.
3… Genel seçim ‘bu ülkeyi kim yönetsin’ diye soruyor. Mahalli seçim ‘halinden memnun musun’ diye soruyor. Dolayısıyla verilen cevaplar değişiyor.
4… Genel seçimde siyasetin büyük meseleleri olan benlik ve kimlik bağlamı belirleyici oldu. Mahalli seçimde gündelik hayatın zemini olan vatandaşlık bağlamı belirleyici oldu.
5… Söz konusu bağlamlar eş düzeyli değil. İdeolojik meseleler gündemde iken vatandaşlık sorunsalı ağırlığını kaybedip ikincil hale gelebiliyor.
6… Her kesimin farklı meselelere verdiği anlam farklı. Muhalefet tabanı (göreceli olarak) vatandaşlığı önemserken, iktidar tabanı (göreceli olarak) benlik ve kimliğe ağırlık veriyor. Dolayısıyla bu iki seçim arasında iktidar tabanının tutumu değişirken, muhalefet tabanında tutum farkı oluşmadı.
Siyasi bağlam
1… 2016 sonrası siyasetin zeminindeki bağlamlar arasında öncelik sırası değişti. Benlik ve kimlik meselesi öne çıkarken vatandaşlık meselesi geriye düştü.
2… 2016 sonrası bir yeni rejim inşa dönemi oldu. Artık devlet bir aktör olarak siyasetin ‘içinde’, siyasi iktidar da bir aktör olarak ‘devletin’ içinde. Devlet-siyaset mesafesi kapandı. (Oysa 2016 öncesi ve özellikle Kemalist paradigma altında bunun tersi geçerliydi, devletle siyaset arasında aşılması zor bir mesafe bulunmaktaydı.)
3… Devlet/siyaset bütünleşmesinden güç alan iktidar, ittihatçı bir anlam dünyası üretti. Buna göre küresel sistem yeniden kuruluyor, kartlar yeniden dağılıyor ve Türkiye’nin dünya içindeki yeri yeniden belirleniyor. Yani yeniden tarihin ‘sıfır’ noktasındayız. (Özellikle askeri açıdan) güçlü, diz çökmeyen, pazarlık mahareti yüksek, geçmişini kucaklayan, geleceğe ihtirasla bakan, müdahaleci bir Türkiye tasavvuru yaratıldı. İlaveten ‘makbul kimlik’ Müslümanlığı Türklükle bütünleştirdi, muhafazakar/dindar kesime devletin asli sahibi olduğu duygusunu verdi.
4… Bu vizyon özellikle iktidarın kültürel/toplumsal tabanı nezdinde siyaseten beğenildi, benimsendi ve devletle paylaşılan bir ideolojik pozisyon oluşturdu.
5… Söz konusu İttihatçı vizyonun siyasi açıdan rakibi yok. Muhalefet (özellikle CHP) tabanındaki algıda var olduğu biçimiyle (kurucu ideoloji vasıflarıyla) Kemalizm artık bir alternatif değil.
6… Ancak İttihatçı vizyon vatandaşlık meselesini öteliyor, ikincil varsayıyor. Bu alanda sayabileceğimiz ekonomi, adalet, kamusal alanda özgürlük, kurumsal özerklik, katılımcılık, liyakat, yönetim tavır/tarzı gibi hassasiyetler ya cevapsız kalıyor ya da hoyratça bastırılabiliyor. O nedenle de ‘siyasetsiz’ (ideolojik gerilimin olmadığı) ortamlarda İttihatçılığın cazibesi azalıyor ve gündelik hayatı öne çıkaran bakışların cazibesi artıyor.
Seçimlere bakış
1… Genel seçimlerde ideoloji ve ‘büyük’ siyaset öne çıkmıştı. O nedenle benlik/kimlik meselesinin ağırlığı fazlaydı. Mahalli seçim ‘ideolojisiz’ ve ‘siyasetsiz’ bir ortamda yaşandı. O nedenle vatandaşlık meselesinin ağırlığı fazla oldu.
2… İki cenahın psikolojisi farklıydı. Muhalefet tabanı iktidarı yenmek istedi, iktidar tabanı ise iktidarı sahiplenme ile uyarma dürtüsü arasında kaldı. Muhalefet tabanı zaten esas olarak vatandaşlık meselesiyle ilgili olduğu için, genel seçimden mahalli seçime giden sürede ‘içlerinde kalan’ bir husus yoktu. Oysa iktidar tabanında, genel seçimde benlik ve kimliği öne çıkardıkları ölçüde, vatandaşlık konusunda ‘içlerinde kalan’, ifade edilememiş bir tepki vardı.
3… Tercih yaparken her cenah kendi dünyasındaki seçenekleri veri aldı ve o yelpaze içinde davrandı. Nitekim hala iki büyük blokla karşı karşıyayız. Mahalli seçimde AK Parti, MHP ve YRP toplam 46,65 oya sahip. CHP, İYİP ve DEM ise toplam 47,22 oya. (İki seçim arasında yeni oy kullananların eklenmesine karşın katılım oranı yüzde 87’den 78’e düştü. Bu 9 puanlık farkın 7’sinin iktidar 2’sinin muhalefet tabanından geldiğini varsaymak makul gözüküyor. Bu durumda, eğer bu kişiler sandığa gidip kendi cenahlarını destekleseydiler, iki blok arasındaki fark yeniden iktidar lehine 4 puan olurdu… Yani genel seçim sonucunun aynı).
4… Mahalli seçim her cenahın içinde etkili ancak kısa soluklu olma ihtimali yüksek dinamikler yarattı. Muhalefet tabanı muhalefet içinde en rasyonel seçeneği aradı (‘kazanacak aday hangisi?’) İktidar tabanı ise partisini destekleme ile tepkisini dışa vurma arasında kendi açısından rasyonel olanı aradı. Böylece muhalefet tabanında oylar CHP’de toplanırken, iktidar tabanında AK Parti, MHP, YRP ve oy vermeme şeklinde bölündü.
5… Sonuçta AK Parti iktidar seçmeninin tutumu nedeniyle ‘küçüldü’, CHP muhalefet seçmeninin tutumu nedeniyle ‘büyüdü’.
6… Bu tespitlerden hareketle bazı çıkarsamalar yapabiliriz: a) Mart 2024 seçimi bir genel seçim olsaydı sonuç muhtemelen farklı ve büyük ihtimalle iktidar lehine olurdu. b) AK Parti muhtemelen halen en büyük parti olmaya devam ediyor. c) CHP muhalefet seçmenini ikna edebileceğini gösterdi ama henüz iktidar seçmenini ikna gücüne sahip gözükmüyor.
Geleceğe bakış
1… Hangi siyasi tarafın bu sonuçlardan yararlanacağı verecekleri tepkiye, atacakları adımlara bağlı olacak.
2… İktidar vatandaşlığa ilişkin talepleri dikkate alırsa yükselir. Muhalefet ise benlik/kimlik alanında alternatif vizyon geliştirebilirse yükselir.
3… Her yeni nesil vatandaşlığa ilişkin talepleri daha fazla önemseyecek mi bilmiyoruz, ama küresel entegrasyon devam ettiği sürece bu talepleri yok sayarak iktidar olunamaz.
4… Muhalefet yeni bir ideolojik vizyon geliştiremediği sürece yakın gelecekte genel seçimleri kazanamaz. Velev ki iktidar vatandaşlık bağlamındaki olumsuz tutumunda ısrar etsin.
5… Siyaset hala iktidarın doğru ve yanlışları etrafında yapılıyor. Hala ortada muhalefete ait tezler, önermeler, tahliller yok. Dolayısıyla iktidar yanlışlarını düzelttiği takdirde, bu muhalefete ‘siyaseten’ ihtiyaç kalmayabilir.
6… İktidar vatandaşlık taleplerini bastırsa bile bazı konjonktürlerde genel seçimi kazanabilir. Yani savaş, çatışma, ülke üzerindeki tehditlerin artması veya bu yönde bir toplumsal algı yaratılması durumunda. (Eğer muhalefet alternatif bir vizyon geliştirememişse, söz konusu algının yaratılması daha da kolay olur.)
Acaba soruları
1… Acaba iktidar tabanında şimdiye kadar hep AK Parti’ye oy vermiş seçmen içinde bu seçimde CHP’ye oy veren bir ‘toplumsal grup’ var mı? Acaba 2002-13 aralığında AK Parti’ ye ilk kez oy veren ‘laik modernler’ gibi, şimdi de CHP’ye ilk kez oy veren ‘dindar/muhafazakar modernler’ mevcut mu? Bir kültürel eşiği aşmakta, ideolojik melezleşmelerin eşiğinde olduğumuz söylenebilir mi?
(Mahalli seçimde AK Parti tabanından neredeyse sandığa gitmeyenler kadar (yüzde 3) CHP’ye oy verildiği iddiası inandırıcı değil… Çünkü bu varsayım altında mahalli seçimde ilave olarak sandığa gitmeyen 9’un sadece 3 puanı AK Parti’den gelmiş oluyor. Geriye kalan 6 puan açıklanamıyor. Velev ki İYİP seçmeninin yarısından fazlası sandığa gitmemiş olsun. Gerçekçi olacaksak söz konusu 9 puanın en az 6 puanının iktidar tabanından geldiğini teslim etmek lazım ki, o durumda AK Parti’den CHP’ye oy geçişinin anlamlı bir büyüklük oluşturması mümkün olamaz.)
2… Acaba CHP takılıp kaldığı zihinsel tıkanmayı aşabilecek, Kemalist umdelere mesafe alabilecek, onları toplumsal çeşitliliği kucaklayacak şekilde yeniden tanımlayabilecek mi? Acaba CHP liderliği kendi kadrolarını, teşkilat ve tabanını bu yönde etkileyebilecek, bunun için gerekli iradeyi ortaya koyabilecek mi? Acaba bu çabayı anlamlı ve tutarlı bir vizyona, bir gelecek tasavvuruna, giderek bir toplumsal teklife dönüştürebilecek mi?
3… Acaba seçim başarısızlığı Erdoğan tarafından bir ‘imkan’ olarak görülüp, iktidar içi siyasete esneklik kazandırma yönünde kullanılacak mı? Acaba Erdoğan iktidar ortaklarıyla arasına mesafe koyma şansını değerlendirerek, AK Parti’yi yeniden devletten özerkleşmiş, kişilikli bir konuma çekmeye çalışacak mı? Acaba böyle bir hamle karşısında iktidarın devlet kanadı da vatandaşlık meselesini es geçmeyen, hoyratlık düzeyini düşüren bir rasyonellik çizgisine kayar mı? Yoksa iktidar içi gerilim her iki tarafta farklı arayışlara mı yol açar? Bu durumda acaba AK Parti ile CHP arasında yeni bir ‘ihtiyatlı’ ilişki başlayabilir mi? Acaba bütün bunlar İttihatçı rejimin ana kurumsal zemini olmaya doğru giden Milli Güvenlik Kurumu’nun yapı ve işleyişinde değişimlere neden olur mu? Yoksa siyasetin bıraktığı boşluk devlet tarafından doldurulup, dört yıl sonrasında kendimizi geri dönüşü çok daha zor bir noktada mı buluruz?
Seçim sonuçlarının yüzeysel ve duygusal değerlendirmeleriyle çok da uzun süre oyalanamayız diye düşünüyorum… Yukardaki ‘acaba’ soruları Türkiye’nin belki de önümüzdeki on yıllarını belirleyecek ağırlıkta olabilir. Yaşananlardan kimin kazançlı çıkacağı ise muhtemelen yakın geleceğin tablosunda (belki bir yıl içinde) görünür olmaya başlayacak. Umalım ki ‘kolaya kaçma’ dürtülerinin üzerine çıkılır ve birilerinin özgürlük ve haysiyeti ideolojiye gömerek devletçi elitizme teslim etme hayalinin önüne set çekilir… Umalım ki (özgür) siyaset karanlık bir tabloya alet olmak, ona meşruiyet kazandırmak istemediğini eylem ve tutumuyla gösterir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları






































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024