Etyen MAHÇUPYAN
Başbakan'ın ısrarla KCK operasyonunun arkasında durduğunu söylemesi siyaseten bir anlam taşısa da, nihayette tek bir mesaj içeriyor: Yargıya güvenin...
Erdoğan, her konuşmasında sadece bu örgütlenmenin ne kadar 'kötü' bir şey olduğunu vurguluyor. Oysa mesele KCK'nın ne olduğu değil, Türkiye'deki yargının ne olduğu ve hukuku nasıl işlettiği. Dolayısıyla sonuçta Başbakan KCK'yı işaret ederken, aslında yargıyı dokunulmaz kılmış oluyor.
Ne var ki biz bu yargıyı tanıyoruz ve ona güvenmek için çok az nedenimizin olduğunu tecrübeyle biliyoruz. Açıkça söylemek gerekirse Türkiye'de yargı sistemi toplumsal güveni çoktan kaybetmiş durumda ve bu güveni yeniden kazanması şart. Habur'dan giriş yapanlara önce suç isnat etmeyip mahkemede aklayan, ama birkaç ay sonra yeni bir mahkemeyle insanları içeri atan bir yargı sistemi bu... KCK'daki son avukat tutuklamaları ise siyasi iradenin niyetini sorgulatan ve doğrusu mizahi hale getiren bir girişim. Bu avukatlara İmralı ile Kandil arasındaki muhaberatı sağladıkları suçlaması yapılıyor. İyi de, MİT'le PKK'lıların görüşmelerinden bizzat MİT Müsteşar Yardımcısı'nın hem de muhtemelen birçok kere bu muhaberatı sağladığını, devletin böyle bir iletişim olsun diye bizzat bu avukatlardan yararlandığını öğrenmedik mi? Böyle bir yargı anlayışının ve siyaset iradesinin saygınlığından nasıl söz edilebilir?
Üstelik unutmayın ki KCK gibi davalar son derece 'görünür' durumdalar. Bir de kamuoyunun göremediği, gazete sayfaları arasında kaybolan utanç verici örnekler yaşanıyor. Yarın bir dava görülecek... Yargılanan kişinin adı Cihan Kırmızıgül. Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü öğrencisi olan bu genç, yirmi bir aydır Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu. Kağıthane'de bir markete molotofkokteyli atılmasından iki saat kadar sonra, olay yerine yakın bir durakta otobüs beklerken gözaltına alındı. Boynunda taşıdığı poşu, kendisini olayla ilişkilendirecek bir neden olarak görüldü ve ardından 'gizli tanık' sıfatı taşıyan bir kişinin ifadesine dayanılarak tutuklandı. Ancak kovuşturma sürecinde söz konusu gizli tanık olay yerinde Cihan Kırmızıgül'ü görmediğini açıkça beyan etti. Öte yandan dava dosyasına başka bir delil de eklenmedi... Dahası bizzat iddia makamı 'kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnme' dışında bir suçlamada bulunmayarak tahliye ve beraat yönünde mütalaa verdi! Ancak mahkeme heyeti tutukluluğun devamında nedeni bilinmeyen ve anlaşılmayan bir biçimde ısrarcı oldu.
16 Kasım'da yapılan duruşma ise herhalde yargı mekanizmasının son halini anlamak isteyenler için çok öğretici olmuştur. Örneğin o zamana dek olayları hatırlamadığını beyan etmiş olan bir polis, bu kez söz konusu gün Kırmızıgül'ü molotofkokteyli atarken gördüğünü söyleyiverdi ama nasıl böyle birden her şeyi hatırlayıverdiği belli olmadı. Başka bazı polisler de daha önce imzalamış oldukları tutanaklara aykırı olarak, olay günü Kırmızıgül'ü nasıl takip edip yakaladıklarına ilişkin detaylı ve kendi içinde çelişkili açıklamalar yapabildiler ama bunlar da adaletin 'doğal' akışına karışıp gitti.
Bu arada davanın savcısı da değişmişti... Yeni savcı açık bir gerekçe öne sürmeden, bir önceki savcının tam tersi yönde mütalaa verdi. Buna göre Cihan Kırmızıgül 'kamu görevlisine direnme' suçu işlememişti ama molotofkokteyli atmaktan suçluydu. Bu iddianın dayanağı ise 'dosyadaki deliller' olarak sunuldu. Ne var ki dosyadaki tek 'delil' halen Kırmızıgül'ün poşusundan ibaret... Bu arada ortaya daha da inanılmaz bir garabet çıkmış oldu: Eski savcıya göre sanık polise direndiği için orantılı güç kullanılmış ve 'mantıklı' ölçülerde darp edilmişti. Nitekim ortada bir darp vardı ve açıklanması gerekmekteydi. Oysa yeni savcıya göre sanık, polise direnme suçu işlememişti. İyi de, o zaman polisin darp etmesini nasıl açıklamak gerekiyordu? Ve eğer bu polisler direnme olmadığı halde darp eden cinstense, onların 21 ay sonra 'hatırladıklarından' hareketle bir insan nasıl mahkûmiyete doğru götürülebilirdi?
Her şey bir yana, ortada yeni bir delilin olmadığı ve tüm tanıkların dinlendiği bir dava var. Yani sanığın delil karartma ihtimali bulunmuyor. Bu durumda tutukluluk halinin devamında böylesine ısrarcı olmanın hukuki zemini ne acaba? Belki de Cihan Kırmızıgül'ün yurtdışına kaçacağı düşünülüyor. Şimdi elimizi vicdanımıza koyarak düşünelim: Gerçekten de bu ülkeden gitme niyeti beslese haksız mı olurdu? Bir ülkede yargı sistematiğinin vatandaşı suçlu bulma 'isteğini' akla getiren bu türden muamelelere maruz kalan gençlerin nasıl hissetmelerini bekliyoruz?
Türkiye'de yeni bir kamu vicdanına ihtiyaç var ve söz konusu vicdanın sadece askerin vesayetine araç teşkil eden uygulamaları değil, şu anki yargı anlayış ve zihniyetini de reddetmesi gerekiyor. Hukuk devleti olabilmek, öncelikle yargının evrensel hukuku içselleştirmesiyle mümkün. Ancak o zaman Başbakan'ın 'yargıya güven' çağrısı anlamlı olur. Aksi halde bu çaba, var olan sistemin korunma isteği olarak algılanmaya mahkûm kalır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları





















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024