Etyen MAHÇUPYAN
Fransa'daki yasaya karşı sergilenen resmi tepkilerde muhalefet partilerinin de desteği sayesinde 'görkemli' bir birlik beraberlik mesajı verilmiş oldu.
Doğrusu bu durum muhalefetin ne denli tutarlı olduğunun da nişanesiydi. Çünkü şimdiye kadar AKP'nin yaptığı neredeyse her özgürlükçü adıma direnen muhalefetin desteğini almak için herhalde böylesine 'milli' bir panik atakta buluşmak gerekiyordu. Aslında muhalefetin desteği ve 'birliktelik' hali, yapılanın yanlış olduğunun da göstergesi...
Şu ana kadar ortaya konan tutumda tek bir doğru tavır bile olmadığını rahatlıkla iddia edebiliriz. Cezayir'le başlayalım... Türkiye'nin Fransa'ya bu soykırımı hatırlatmadan önce biraz düşünmesi gerekmez miydi? Bütün o süreç boyunca Türkiye'nin Fransa'nın yanında durduğunu, uluslararası platformlarda bu ülkeyi desteklediğini dünya bilmiyor mu? Öte yandan bir başkasına kendi soykırımını hatırlatarak dolaylı şantaj yapmanın anlamı 'birlikte susalım' demek değil mi? Yani kendi geçmişinde soykırım olan ülkeler, başka ülkelerin soykırımlarından bahsetmeyecek ve hemen her ülkenin tarihinde soykırım olduğuna göre de bütün geçmiş toplu cinayetleri ve katliamları hep birlikte unutacağız... Bunun ne kadar fırsatçı ve utanç verici bir önerme olduğunu anlamak niye bu kadar zor, anlamak mümkün değil... Ama bir adım daha gidelim: Diyelim ki Fransa önümüzdeki kısa dönemde Cezayir soykırımını kabul etti. Türkiye ne yapacak? Kendisi de Ermeni soykırımını kabul etmek durumunda kalacağı korkusuyla, Fransa'yı vazgeçirmeye mi çalışacak?
Gelelim Fransa'nın Türkiye'deki yatırımlarına verilecek zarara. Öyle bir tablo sunuluyor ki, sanki iki ülke arasındaki ilişkiler biterse bundan sadece Fransa zarar görecek. Söz konusu yatırımın buradaki yerli ortaklarını ve sağlanan katma değerle istihdamı bir yana koyalım, eğer gerçekten de durum buysa, bunun anlamı Fransa'nın Türkiye'yi alenen sömürüyor olmasıdır ve bu da Türkiye'nin gizli bir sömürge olduğunun itirafıdır. Aksine eğer Türkiye giderek güçlenen, krizden daha da güçlü çıkması muhtemel olan ülke ise, ilişkinin bitmesinin asıl bize zarar vereceğini görmekte yarar var. Çünkü Fransa yakın zamanda Türkiye'nin dinamik iş dünyası için büyük bir fırsat yelpazesine dönüşecek demektir.
Bunların aceleye gelmiş, üzerinde fazla düşünülmeden ifade edilmiş refleksler olduğunu düşünebiliriz. Ancak oylamanın geçeceğinin belli olduğu andan itibaren resmi ağızlardan söylenenler de maalesef Avrupa'da sadece istihza yaratabilecek kıvamdaydı. Anlaşılan Türk Hariciyesi ülkesini ne pahasına olursa olsun savunmaya o denli yoğunlaşmış ki, Avrupalıların algı biçimini ve dolayısıyla diplomasinin en basit zeminini bile iyice kaybetmiş. Çünkü Başbakan'ın dünyanın karşısına epeyce 'garip' bir söylemle çıkmasının başka bir açıklamasını yapmak kolay değil.
Söz konusu söylemin bir bölümü 'Fransa halkının gerçekleri öğrenebilmesi' için yapacaklarımıza ayrılmıştı. Herhalde Fransa'daki entelektüel ve akademik hayatın bu tür eşikleri çoktan geçtiğini ve üretilen bilginin kamuoyuna çoktan malolduğunun farkında değiliz. Ortalama bir Fransız'ın bile bizdeki birçok bilim adamından çok daha serinkanlı bir tarih bilgisi olduğunu ve 'tarih'e nasıl bakılacağını bildiğini eklemekle yetinelim. Dolayısıyla başkalarına 'gerçekleri öğretme' arzusunun maddi bir temeli olmadığı gibi, bunun bir psikolojik söylem olduğu da apaçık. İkinci olarak, bir yandan 'olayı tarihçilere bırakalım' derken, diğer yandan da 'bizim tarihimizde böyle bir soykırım yok' denmesinin abes bir tarafının olduğunun görülmesi lazım. Çünkü bu laf 'tarih komisyonu' önerisinin de ciddiye alınmaması gerektiğini ima ediyor. Üçüncüsü, resmi ağızlardan sıklıkla 'bütün arşivlerimizi açtık' türünden tespitler duyuyoruz. Oysa bu konuda 'asıl' malzemeyi koruma altına almış olan Genelkurmay arşivi açık değil. Ama daha önemlisi birilerinin siyasetçilerimize, İttihatçıların kritik önemdeki bütün arşivlerinin yakılmış ve imha edilmiş olduğunu söylemesinde yarar yok mu? Deliller ortadan kaldırıldıktan sonra geriye kalan arşivleri açmanın övünülecek bir tarafı var mı? Nihayet bir de Kanuni'nin meşhur mektubu var... Kibrin bir devlet dili olduğu zamanlara ait bir metnin bugün kullanılmasının gerçekten de verdiği bir mesaja sahip olduğunu söyleyebiliriz. Ama maalesef bu bizlerin henüz yeterince olgun olmadığımıza ilişkin bir mesaj...
Geçenlerde Murat Belge bizlerin bu tür tepkilerinin nasıl 'okunacağını' şöyle ifade etmişti: "Psikotik araz sergileyen olgunlaşmamış delikanlı davranışlar..." Ağır bir ifade, ama eğer kendimizi aldatmaya devam etmeyeceksek, gerçeği büyük ölçüde tanımladığını idrak etmekte yarar var.
Artık Türkiye'nin 'kendi dışına çıkarak' tarihine bakma zamanı geldi. Kendi geçmişine mesafe alarak, serinkanlı bir biçimde 'gerçekten de ne oldu ve niye oldu' sorusunu sormanın zamanı... Bu yola çıkarken de, kendimize basit bir soru sorabiliriz: Acaba bu Ermeni soykırımı denen olay dünyanın başka bir yerinde yaşansaydı, bizler bugün o olayı hangi adla anıyor olacaktık?
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları














































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024