Etyen MAHÇUPYAN
Hiçbir ülke ‘terörist’ olarak adlandırdığı bir oluşumun kendi sınırlarında kalıcı olarak yapılanmasını kabul edemez. ABD bu gerçeği görmezden gelerek Türkiye’yi sınadı ve muhtemelen onların da öngördüğü bir operasyon başladı. Öte yandan ortada Türkiye için de sıkıntılı bir durum var. Operasyonun gerekçesi sınırlarımızdan terörist sızması ve uzun vadeli güvenlik kaygıları... Ancak Afrin PYD ile olan sınırın sadece yüzde yirmisi. Ayrıca Irak sınırı güvenceye alınamadığı sürece Suriye sınırının denetimi kendi başına yeterli değil. Nihayet Türkiye’nin kendi sınır güvenliğini sağlayamıyor olması da bir yerde kendi sorunu…
Diğer deyişle Türkiye’nin karşısında kısa sürede ve sadece askeri yöntemle başa çıkılamayacak bir durum mevcut ve Afrin operasyonunun da, ne kadar ileri götürülürse götürülsün, zaman sınırı kısa. Nitekim PYD cenahı da geri çekilerek çatışmayı olabildiğince geciktirmeyi, zamanı uzatmayı ve savaşı coğrafi olarak yaymayı hedefler gözüküyor.
***
Bu tablo karşısında Türkiye’nin terör sorununu kalıcı olarak çözebilmesi askeri caydırıcılığının yanına ‘yumuşak gücünü’ koymasıyla mümkün... Çünkü hiçbir askeri hamle, onu destekleyen ve besleyen bir toplumsal ve siyasal zemin yaratmadıkça kalıcı bir başarıya dönüşemez. Bu ise Suriye Kürtlerinde rıza üretmeyi ve onlar için yönetilebilir bir sistemin oluşmasını teşvik etmeyi gerektiriyor. Bunun diplomasi ile, yanına Rusya veya İran’ı alarak gerçekleştirilmesi söz konusu değil. Çünkü o iki devlet de Kürtlere ulaşma açısından bizim rakibimiz. Bunu Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin referandumu sonrasında gördük. Türkiye’nin siyasi ilişkisi yara alırken, İran tek bir gün bile sınır kapılarının hepsini kapatmadı ve siyasi gruplarla ilişkilerini güçlendirdi.
Rusya ise yeni petrol boru hatlarının inşasına girişti.
Türkiye’nin doğrudan bölge Kürtlerini muhatap alan bir duruşunun, bu konuda berrak ilkelerinin olması ve bunların samimi stratejilere dönüştürülmesi lazım... Ne var ki Türkiye bu konuda son derece zayıf… Afrin’le ilgili yabancı basında çıkan olumsuz haberler bize haksızlık gibi gelebilir ama ardında Türkiye’nin Kürtlere ilişkin ‘stratejik bakış’ kayması yatıyor. Henüz birkaç yıl önce PKK ile görüşme sürdürürken Kürtleri kendi vatandaşı olarak görerek gereğini yapmaya soyunan, böylece örgütle toplumsal zemin arasında mesafe yaratmış ve temelde bundan hoşlanmayan Batı’nın bile övgüsünü kazanmış bir Türkiye vardı. Bugün ise tüm Kürtleri ‘siyasi oluşumlar’ üzerinden okuduğunu ima eden ve toplumsal taleplerin farkında olmayan bir tutum söz konusu. Aksi halde IKBY referandumunun yarattığı panik ve tepkinin açıklanması zor.
Anlaşılan AK Parti iktidarı başkanlığa giden süreçte oluşan devletçi koalisyonun gereği olarak, Kürt meselesinde yumuşak güçten uzaklaştı ve askeri yöntemlere sıkıştı. Bu dönüşüm PKK’nın devletle eş düzeyli ele alınabilecek bir özne gibi görülmesine neden oldu. PKK tüm Kürtleri temsil etmemesine rağmen, devlet örgütün tutumunu gerekçe göstererek Kürtlere bakışını değiştirdi. Tek vatan vs türü söylemler ise Kürt kimliğini dar bir vatandaşlık kalıbına sıkıştırma isteğini yansıttı. Söz konusu çift yönlü alan daralması, bugün dünya kamuoyunda Türkiye’nin PYD’ye mi yoksa genelde her türlü Kürt oluşumuna mı karşı olduğu konusunda kesin kanaat üretmeyi engelliyor.
***
Türkiye’nin sadece terör örgütüne karşı olduğu tezi, eğer önceden bu pozisyonun gereği yapılsaydı daha inandırıcı olabilirdi. Ancak şu anki atmosfer, örgüte mesafeli olan Kürtlerin iktidara ve devlete de benzer bir mesafe almasına yol açıyor. Eğer Türkiye bir an önce tüm bölgedeki Kürt toplumunu kuşatan yeni bir söylem ve birlikte yaşama modeli teklifi geliştiremezse, hem PYD’nin ileride ‘geri dönmesini’ engelleyemez, hem de kendi Kürt vatandaşlarında tamiri zor bir manevi kırılma yaratır. Bu ise ‘siyaseten’ değil, gerçek bir beka meselesi olarak geleceği rehin alan, karanlık bir hayalete dönüşür.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023