Fehmi KORU
Bilmeyenler de yazıyor, anlatıyor, ama bizim için bilenlerin tespitleri çok daha önemli: Suriye’de 7 yıldır süregiden iç-savaşı sona erdirmesi beklenen çabalar sırasında, soruna taraf ülkelerin ciddi bir dünya ve bölge vizyonu olduğu anlaşıldı.
‘‘Soçi’den Rusya ve Suriye kazançlı çıktı’’ diye yazıyor bilenler; daha fazla bilenler ‘‘ABD de kaybetmedi’’ diye söylenene şerh düşüyor.
ABD’nin.. Rusya’nın.. Ve İran’ın da.. birer vizyonu var.
ABD’nin vizyonu ve projeleri
‘Soğuk Savaş’ yıllarının ‘yeşil kuşak’ diye adlandırılan bir projesi vardı; projeyle amaçlanan Sovyetler Birliği’ni kendi içinde ve uzak-yakın komşularında yaşayan müslüman kitleler eliyle hizaya getirmekti.
Daha sonraları ‘büyük Ortadoğu’ (BOP) adını alan bir projeye yerini terk etti ‘yeşil kuşak’ projesi… Onun da amacı fazla farklı değil: Ortadoğu başta olmak üzere geniş bir coğrafyada ABD ideallerine uyumlu rejimlerin varlığını sağlamak, öyle rejimlerin güvenliğine yatırım yapmak…
ABD’nin ilk projesi başarılı bir sonuç aldı; Sovyetler Birliği yıkıldı, enkazından azımsanmayacak sayıda pek çoğu Batı’yla (ABD) uyumlu ‘bağımsız’ ülke çıktı.
İkinci proje için de bastırıyor ABD; elini kolayca yıkayabileceği bir kurnazlıkla ülkelerin içindeki farklılıkları birbirlerine karşı kullanıyor; kimi zaman zorla, kimi zaman da kanla istediğini elde etmeye çabalıyor.
Gerçekten de ABD’nin bir ‘vizyonu’ var ve başkanlarla birlikte üslup değişse de o vizyonun ürettiği projeler kesintisiz devam ediyor.
Rusya’nın vizyonu
Rusya için de durum fazla farklı değil. Çarlık döneminden beri gözünü diktiği sınırlar ötesi hedefleri, her imkânı kullanarak günümüzde hayata geçirme yolunda Vladimir Putin. Çarlar ‘sıcak denizlere inmek’ istiyorlardı; Putin Rusya’yı Suriye’deki üsleri sayesinde bu hedefle tanıştırdı. Sovyetler döneminde baskıyla hizasında tuttuğu ülkelerin en değerlileriyle yakınlığını sürdürüyor Rusya; Çarlar ve Sovyetler dönemlerinde Osmanlı/Türkiye hedef ülkeydi, bugün de aynı hedefe ‘birlikte’ davranarak yürümeye devam ediyor.
Jet krizini bunu sağlamada kullandı Putin; ABD’nin kaba-saba davranışlarını da ‘birliktelik’ için fena halde kullanmakta.
İran ve ‘Şii hilali’
Bir zamanlar ‘‘Bölgeye hangi ülke liderlik eder, Türkiye mi İran mı?’’ diye sorulur ve konunun uzmanları hiç tereddüt etmeden ‘‘Elbette Türkiye’’ cevabını verirlerdi. Bugünlerde aynı soru yine gündemde, ancak uzmanlar eski cevaplarının hala geçerli olduğundan emin değiller. İran dünya sisteminin paryası olmaktan uzaklaşıp dikkate alınması gereken global bir oyuncu statüsüne doğru yol alıyor.
İran’ın da bir vizyonu var.
‘Şii hilâli’ diye adlandırılıp engellenmesi gereken bir gelişme olarak zikredilen proje, kendisini İran’a karşı konuşlamış ülkelerin de gönülsüz katkılarıyla gerçekleşme yolunda.
Beşşar Esad, vaktiyle görüştüğü Türk diplomat ve devlet adamlarına ‘‘Ne olur bizi başkalarının kucağına bırakmayın, biz sizin gibi olmak istiyoruz’’ derken çok geniş bir coğrafyanın ortak hissini dile getiriyordu.
O ve ülkesi Suriye de şimdi İran hinterlandında yer alıyor.
Dünyada ve özellikle Ortadoğu bölgesinde dengelerin kolayca değiştiğini elbette ben de biliyorum; ama amacım bir ‘yarın’ projeksiyonu yapmak değil; amacım, devletleri ‘vizyon’ yönünden değerlendirmek…
‘Vizyon’ açısından Türkiye ne durumda?
Zor bir soru bu. Türkiye’nin de bir —hatta birden fazla— ‘vizyon’ denilebilecek beklentisi var. Ancak ‘söylem’ temelinde sağlam gibi duran bu beklentiler, gerçeklerle ve gelişmelerle sınandığında, eylem açısından fazla bir anlam taşımıyor.
’‘Komşularla sıfır sorun’’ diye yola çıkılıp geniş bir coğrafyanın lider ülkesi olma idealine dönüşen ve ‘Arap baharı’ denilen coğrafi alt-üst oluşa ilham kaynağı teşkil eden ideal durumdan bugün hayli uzaktayız.
Gerçekler açısından…
Şimdi de ‘‘Dostları çoğaltmak, düşmanları azaltmak’’ adı konulmuş yeni bir ‘vizyon’ dillendiriliyor, ancak yaşananlar bu idealin tersinin gerçekleşmekte olduğuna işaret ediyor. İttifaklarımız ve dostluk ilişkilerimiz çatırdıyor.
Küçük ve basit sorunlar yüzünden hayati önemde hedeflerden uzaklaşıyoruz.
Bütüncül ve önümüze çıkarılan engellerden etkilenmeyecek, engel olarak öne çıkartılan arızi durumları bile onun için kullanabileceğimiz bir ‘vizyona’ sahip olduğumuzu iddia etmek bugün için o kadar kolay değil.
Oysa bizim de bir vizyonumuz ve onun gerçekleşmesi için gerekli projelerimiz olmalı.
Tabii nal toplamak istemiyorsak…
Siyasetten milletin beklentisinin de bu olduğunu düşünüyorum.
Boşluğu dolduran kazanacak.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025