Taha Akyol
Muhalefete sorsanız yaraya tuz basmış gibi feryatlar duyarsınız. İktidara sorsanız, “yargımız bağımsız ve tarafsızdır” cevabını alırsınız hem de mütemadiyen.
Bu tablo iktidarı memnun eden, muhalefete feryat ettiren bir yargı olduğunun resmidir.
Benim ölçüm şu: AYM kararları ne diyor, yargı ne yapıyor? Hukuken en objektif ölçü bu olsa gerek.
TUTUKLAMA SALGINI
AYM’nin 5 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayınlanan kararı, adli yargıdaki tutuklama salgını bakımından son derece önemli…
AYM şöyle diyor:
“Kaçma, tanıklar üzerinde baskı kurma veya delil unsurlarını değiştirme, yeniden suç işleme, kamu düzenini bozma gibi risklerin varlığının gerektiği şekilde tespit edilmesi ve… tutuklama gerekçesinin soyut, genel veya basmakalıp bir şekilde olmaması gerekir.”
Dikkat, tutuklama için kaçma, delilleri karartma gibi gerekçelerin, “soyut, genel veya basmakalıp olmaması gerekir.”
Peki nasıl olması gerekir? AYM şöyle diyor:
“Kaçma riskinin değerlendirilmesinde kişinin karakteri, ahlaki durumu, ikametgâhı, mesleği, mal varlığı, aile bağları, tutukluluğa karşı gösterdiği tepki, başka bir ülkeye gerçekten kaçmayı planlayıp planlamadığı, kaçmayı planladığı ülkeyle veya uluslararası bağlantıları gibi hususlar dikkate alınmalıdır.” (B. No:2023/102251, paragraf 56)
AYM’nin bu içtihadına uyulsaydı İBB soruşturmasında neredeyse kimse tutuklanmaz, belki adli kontrol kararları verilirdi. Hele de hastalığı hastane raporlarıyla sabit Murat Çalık çoktan tahliye edilirdi…
Soru şu: AYM niye öyle, adli yargı niye böyle?
GEZİ DOSYALARI
Gezi olaylarından 18 yıl ağır hapse mahkûm edilen Tayfun Kahraman hakkında AYM “adil yargılanmadığını” tespit ederek ihlal ve yeniden yargılanma kararı verdi.
Karar metni henüz yayınlanmadı. Fakat bir hukukçu olarak tahmin ediyorum ki, AYM, sanıkların “cebir ve şiddet” eylemine karıştığına dair delil olmadan mahkum edildiklerini hukuka aykırı bularak “ihlal” kararı verdi…
Barışçıl gösterilerle, ne kadar yaygın olursa olsun, hükümeti istifaya çağırmak suç değildir. “Cebir ve şiddet”e başvurmak suçtur.
Gezi dosyasında ise Osman Kavala, Tayfun Kahraman ve diğer hükümlülerin şiddeti teşvik ettiklerine dair hiçbir delil yok, hatta şiddete karşı olduklarına dair delil var.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin onama kararında, bu kişilerin “halkı Gezi Parkı'na çağırdıkları, bu çağrılar üzerine başta marjinal gruplar olmak üzere birçok farklı grubun Gezi Parkı'na gelerek eylemlere katıldığı, ilerleyen süreçte bu eylemlerin kolluk kuvvetlerine yönelik taşlı, sopalı, molotoflu, ses bombalı, sapanlı, bilyeli saldırılara ve Gezi Parkı'nı işgale dönüştüğü” yazılıdır. (K. No: 2023/6359, sf. 62)
Şiddette “dönüştüğü” belirtiliyor ama bu şahıslar tarafından “dönüştürüldüğü” söylenmiyor. AYM tabii ki buna “ihlal” kararı verecekti.
Soru aynı: AYM niye öyle, adli yargı niye böyle?
HTS KAYITLARI
Bizde mahkemeler, HTS kayıtlarını “örgüt ilişkisi” sayıyorlar. Oysa AYM aynı kararında, diyor ki:
“… içeriği belli olmayan bu telefon görüşme kayıtlarının başvurucuya isnat edilen suçlar bakımından kuvvetli suç belirtisi olarak kabulü mümkün görülmemiştir.” (Paragraf 78)
Hatta aynı kararda politikacıların çok fazla telefon kullanmalarının doğal olduğu belirtiliyor.
Ama mesela Şişli’nin seçilmiş Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın tutuklanmasındaki temel “gerekçe” içeriği belirsiz telefon görüşmeleri, HTS kayıtları…
Ayşe Barım’ın tutuklanmasını da AYM kararlarına aykırı buluyorum.
Aynı soru: AYM niye öyle, adli yargı niye böyle?
AYM VE ADLİ YARGI
Anayasa Mahkemesi üyelerinin atanma usulleri ve 12 yıllık görev süreleri Anayasa ile düzenlenmiştir. İktidar kanun çıkararak bunu değiştiremedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atamaları Mahkeme’de bir tutum değişikliği izlenimi veriyor ama bu süreç tamamlanmadı. Ayrıca AYM “evrensel hukuk”taki “insan hakları” açısından dosyalara bakıyor.
Adli yargıya gelince, iktidar üç defa kanunla, bir defa KHK ile Yargıtay kadrosunda değişiklikler yaptı. AYM’ye bile terör bühtanında bulunan kadro böyle oluştu.
Ayrıca on binden fazla yeni hakim ve savcı atadı.
HSK üyelerinin tamamını da partili Cumhurbaşkanı ile onun Meclis grubu belirlemektedir.
İktidarın yargıdaki etkisi, uluslararası hukuk belgelerine geçmiş bir gerçektir.
Bir hukuk reformunun ilk işi, siyasetin elini yargıdan çekmek olmalıdır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025