Fehmi KORU
Cumhurbaşkanlığı’nda oluşturulan yeni birim bir zamanların TİB’i midir, yoksa kriz-öncesi tedbiri mi?
Eskiden müsteşarlık veya genel müdürlük düzeyinde faaliyet gösteren devlet kurumları, Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi ile birlikte Cumhurbaşkanlığı altında başkanlıklara dönüştürüldü. Yeni başkanlıklardan en öne çıkanı, başkanının aynı zamanda sözcü de olması sebebiyle, İletişim Başkanlığı’dır.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bir kararname ile, İletişim Başkanlığı altında, ‘Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı’ ismini taşıyan yeni bir birim oluşturdu.
Hayli iddialı bir isme sahip yeni bir birim.
Muhalefetten itiraz sesleri yükselmesine sebep oldu bu yeni birim.
En anlamlı tepki Demokrasi ve Atılım Partisi’nden (DEVA) geldi.
Okuyalım:
“Kararname ile kurulan Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı, stratejik iletişim politikalarını belirlemek ve yapılmak istenen algı operasyonlarını belirleyerek her türlü manipülasyon ve dezenformasyona karşı faaliyette bulunmakla görevlendirilmiştir. Yazılı, görsel ve sosyal medyada hükümet aleyhine yapılan haber ve yorumların İletişim Başkanlığı tarafından manipülasyon ve dezenformasyon olarak değerlendirileceği ve karşı algı operasyonuna tâbi tutulacağı açıktır. Geçmişte de MGK bünyesinde Toplumsal İletişim Başkanlığı (TİB) gazeteciler hakkında andıçlar hazırlar, gazete ve televizyonlara eleman yerleştirir ve propaganda faaliyeti organize ederdi. Avrupa Birliği sürecinde 2005 yılında kaldırılan TİB‘in Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi olarak hortlatılması, iktidarın 90’lı yılların Türkiyesi’ne geri dönme çabasını göstermektedir.”
Yeni oluşturulan birim ile Toplumsal İletişim Başkanlığı (TİB) arasında ilişki kurulması dikkat çekici.
Özel harp çok özeldi
Çoktandır medyadan çekilmiş görünen bir zamanlar Hürriyet’in Almanya muhabiri olan Fatih Güllapoğlu tarafından kaleme alınan ‘Tanksız Topsuz Harekat’ kitabında bu birimin yurtdışı faaliyetleri anlatılır.
TİB, hemen bütün NATO ülkelerinde -ve bu arada İsviçre’de de- üye ülkelerdeki yönetimlerin istenmeyen ellere geçmesini önlemek amacıyla harekete geçmek üzere oluşturulmuş, literatürde ‘stay behind’ veya ‘Gladio’ olarak anılan, hazır kıtalar örgütünün bizdeki karşılığının alt birimiydi.
‘Özel Harekat Dairesi’ adını taşıyan esas örgüt, devlet adına pek çok eylem planlamış, organize etmiş ve hayata geçirmişti..
Güllapoğlu, Özel Harp’te başkanlığa kadar yükselmiş Org. Sabri Yirmibeşoğlu’yla da görüşmüş, muhatabı, örgütün faaliyetlerinden bahsederken sözü azınlıklara karşı kışkırtılmış bir güruhun İstanbul’u talan ettiği 6-7 Eylül (1955) olaylarına getirmiş ve onun “Muhteşem bir özel harp operasyonu” olduğunu belirtmişti.
Dairenin o zamanki adı ‘Seferberlik Tetkik Kurulu’ydu ve Yirmibeşoğlu genç bir subay olarak görev aldığı o örgütün isim değiştirmiş hali olan Özel Harp Dairesi’nde sonraları başkanlık yapmıştı.
Kurulan birim TİB’in yeni ismiyse Özel Harp Dairesi de bir başka isimle faaliyette demektir.
Bu da Türkiye’nin, dışarıda “Çıksın” sesleri yükselmesine rağmen, NATO’ya bağlılığının hala ve bundan sonra da devam etmesi anlamına geliyor.
Sanırım, Cumhurbaşkanlığı, DEVA’nın çıkışı üzerine bir açıklamayla konuya açıklık getirir.
Birim kriz beklentisiyle ilgiliyse…
O açıklama gelene kadar, kurulan yeni birimin isminden hareketle bazı tespitlerde bulunabiliriz.
‘Stratejik iletişim’ ve ‘kriz yönetimi’…
Cumhurbaşkanlığı bu ismi taşıyan bir birim oluşturmakla özellikle bu iki alanda bir boşluğu doldurma amacını güdüyor da olabilir.
Türkiye hayli zamandır içte ve dışta daha önce pek karşılaşılmamış boyutlarda sorunlarla baş etmek zorunda. Bunlarla başa çıkarken en son AK Parti öncesinde görülmesi olağan sayılan yöntemlere başvuruluyor.
İçeride her muhalif görüş ve hareket karşısında güvenlik güçlerini buluyor, yargı devreye giriyor ve sonunda cezaevlerine ihtiyaç artıyor.
Muhalefeti sindiriyor mu bu yöntem? Evet, ancak yine de ihtiyatlı olmakta yarar var diye düşünülüyor olabilir.
Dışarıda da benzer bir durum var. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hemen hiç görülmediği kadar hareketli bir dönemden geçiliyor. Yurtdışına birkaç ülkeye asker gönderilmiş durumda ve donanma sismik araştırma gemileriyle birlikte uluslararası sularda dolaşıyor.
Asker ve gemi gönderilirken olduğu gibi, gönderilen yerlerden asker ve gemi çekilirken de iletişimin devrede olması gerekir. İletişim stratejiyle uyum içerisinde olmaz ve aksamalarla karşılaşılırsa, içte ve dışta sarsıntılar yaşanabilir ve bunlar kriz haline de dönüşebilir.
Yalnızca askeri alanda değil, sosyal alanda ve ekonomide de…
Şu sonuca varabiliyorum böyle düşününce: Evet, galiba şu günlerde ‘stratejik iletişim’ gerektiren bir ‘kriz yönetimi’ne ihtiyaç duyulabilir.
Benimki safiyane bir düşünce de olabilir tabii.
Acaba o birimde kimler, nasıl kişiler görev alacak? Birimin başına kim getirilecek?
Daha da önemlisi, yeni birim kriz beklenilen bir ortamda propaganda ve karşı-propaganda faaliyetleri için mi gerekli, yoksa birim 1990’ların en fazla tartışılan konusu olan ve AK Parti döneminde faaliyetine son verildiği düşünülen kökü dışarıda bir örgütün günümüzde yeniden canlandırılması amacıyla mı oluşturuldu?
CHP’nin de bu konuda bir diyeceği vardır herhalde.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025