Fehmi KORU
Bilen biliyor: AK Parti bugünküne benzer hallere ilk kez düşmüyor.
Yaşananlar ilk kez yaşanıyor olsaydı, iktidarda bulunduğu 18 yıl içerisinde ‘reform’ sözcüğünü sayısız kez işitmezdik…
“Faiz mi enflasyonun sebebidir, yoksa enflasyon mu faizi tetikler?” sorusuna cevap arayan tartışmalar bitmemiş bir öykü gibi her köşe başında patlak vermezdi…
Partinin önemli isimleri, en son örneğini Bülent Arınç’ı istifaya götüren olayda gördüğümüz türden, yolların ayrılması noktasına kolayca gelmezlerdi…
Geçmişte bugünküne benzer olaylar yaşandığında, bir dostum, “Merak etme sonunda doğru formulü bulurlar” der, tezini dinlemeye değer bulduğum için kendisine kulak verirdim. Bir-iki kez de ondan etkilenerek yazılarımda kullandığım da olmuştur o tezi…
Tez şu: “AK Parti sonunda ilk çıktığı noktaya geri döner. 18 yıl içerisinde küstüğü-küstürdüğü kadrosuna “Gelin” davetinde bulunur, eskilerle barışır, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eder…”
ABD şimdi tam da o dostumun tez haline getirdiği yola girdi.
Ne oldu ABD’de?
İngilizce’de ‘Sil baştan’ için ‘Clean slate’ deyimi kullanılıyor; biraz ukalalık yapmak isteyen Latince’ye başvurup ‘Tabula rasa’ da diyebiliyor…
Hala “Ben kazandım” iddiasını tekrarlasa bile Donald Trump’ın da seçildiğini zımnen kabullenmek zorunda kaldığı Joe Biden Amerikan halkının yarıdan bayağı fazlasının (80 milyonu aşan sayıda Amerikalı ona oy verdi) tercihi oldu.
Amerikalılar bu tercihleriyle ‘Clean slate’ ya da ‘Tabula rasa’ yapmış oldu.
Joe Biden o anlamda yabancı biri değil. Trump-öncesi dönemde Barack Obama’nın başkan yardımcısı oydu. Şimdi seçildi ve 11 haftalık ara bitince kimleri hangi etkin görevlere getireceğini belirlemekle meşgul. İlk açıkladığı 10 kadar isim siyasi çevrelerden olumlu tepki gördü. Adamların hepsi Obama döneminde yetkili görevlerdeydiler ve başarılarıyla göz doldurmuş isimlerdi.
Biden dört yıllık aradan sonra onları yeniden etkili görevlere getiriyor.
Trump da, yeni dönemde etkili konumlara geleceği anlaşılan kadroya kendi kamuoyunun verdiği olumlu tepkiyi görerek rakibinin kazandığını kabullenmek zorunda kaldı sanıyorum.
Washington Post’ta dün hoş bir köşe yazısı okudum.
Dikkat çekici başlığı (“Biden’ın kazanması Danimarka ve Kanada ile barış umudu sağlıyor”) bana “Ne Danimarkası, ne Kanadası, ABD bunlarla ne zaman savaştı ki, barıştan söz ediyor yazar” dedirtti.
Yazar hatırlatıyor:
Trump bir yıl kadar önce Danimarka’ya “Grönland’ı bize satın” teklifinde bulunmuş, kendisine “Ülkemizin bir karış toprağı bile satılık değildir” cevabını veren Danimarka başbakanı ile randevusunu iptal etmişti.
Kuzey komşusu Kanada ile, başbakanı Justin Trudeau için “Namussuz ve zayıf” dediği için arası açık hale gelmişti Trump’ın…
Avustralya ile de ABD’nin arasının şeker renk hale gelmesine yine Trump yol açmıştı; ülkenin o zamanki başbakanı Malcolm Turnbull’un yüzüne telefonu kapatması yetmezmiş gibi, bununla alenen övünmüştü de…
Washington Post yazarı Dana Milbank dört yıllık dönemi boyunca Trump’ın sözleri ve icraatıyla ABD’nin arasını açtığı milletlerin listesini de veriyor: Fransızlar, Almanlar, İngilizler, İsveçliler, Montenegrolular, Ukraynalılar, Haitililer, Afrika’nın neredeyse bütünü…
Gerçekten de Trump patavatsızlığıyla o kadar ülke insanını rencide edecek çıkışlar yaptı.
“Türkler” yok o listede ama Trump’ın rahip Brunson krizi sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a gönderdiği mektuptaki hakaretamiz ifadeler bizleri de derinden yaralamıştı.
Joe Biden seçildiğinin anlaşıldığı ilk günden başlayarak boşuna “Amerika geri geldi” demiyor…
Trump’ın iş başına gelir gelmez biletlerini kestiği Obama yönetiminden isimleri ve Biden’in şimdi onlar için uygun gördüğü görev yerlerini tek tek aktarmış yazar:
Dışişleri bakanlığına Tony Blinken.. İklimden sorumlu göreve John Kerry.. Güvenlik bakanlığına Alejandro Mayorkas,.. İstihbarat birimlerinin başına Avril Haines.. BM’ye büyükelçi olarak Linda Tohomas-Greenfield.. Ulusal güvenlik danışmanı olarak Jake Sullivan.. Bunlar ismi şimdiden açıklananlar…
Hazine bakanlığına Janet Yellen’in atanması ve Beyaz Saray özel kaleme de Ron Klain’in gelmesiyle Obama kadrosu tamamlanmış olacak…
Bizde olur, bizde olmaz…
Dostum Amerika’da bu görüntü ortaya çıkmadan önce, orada şimdilerde yaşananın, hem de iktidar değişikliği de olmaksızın, Türkiye’de de yaşanabileceği kanaatindeydi.
Tezi bu iyimserliği yansıtıyor.
Kime aktarsam derhal “Bizde asla olmaz” tepkisini aldığım bir tez bu.
Düşünün: Daha dün ‘yargı reformu’ konusu tartışma gündeminin birinci maddesi halinde iken, kendisinden görüşü sorulduğu için temennilerini sıralayan Bülent Arınç’a kapı gösterildi. O hala kendisini ‘AK Partili’ sayıyor…
Oysa görüşlerinin yargıyı etkilemeyi suç sayan anayasanın 138. maddesi kapsamına girdiği söylenip yazılıyor. Savcılar göreve çağrılıyor.
Bir başka AK Parti kurucusu, İhsan Arslan, yine ‘reform’ tartışmaları kapsamında açıkladığı görüşleri sebebiyle ihraç edilmek üzere parti disiplin kuruluna sevk edildi.
Nasıl olacak da, AK Parti, vaktiyle kendisine övünülecek bir 10 yıl yaşatmış olan eski kadrosuna dönüp, “Gelin, becerileriniz ve başarılarınızdan yeniden istifade edelim” diyecek?
Zor değil, imkansız.
Korona günlerinden geçiyor olmasaydık, tezin sahibi olan dostumla tekrar karşı karşıya gelmek ve son gelişmeler ışığında görüşünde hala ısrarcı olup olmadığını öğrenmek isterdim.
“Pek çok yorumcu ‘Amerika’da da olmaz’ deyip durmuyor muydu, oldu işte” diyebilir.
Derse haklı olur mu?
Çok emin değilim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025